°İyi Okumalar ^^°
|🌼🍂|
Şuan fizik dersindeyiz ve Fırat Hoca konuyu çok güzel bir şekilde anlatıyor. Ama ben kendimi derse veremediğim için anlamıyorum. O mesaja anlam vermeye çalışıyorum, olmuyor. Çok saçma. Kim, neden bana böyle bir şey yazsın? Amacı dalga geçmekse pek bir şey yapamayacağımı bildiğinden bana bulaşmıştır.
Coğrafya hocası 2 hafta sonra gidiyormuş. Yelloz kadın. Zaten koridorda poposunu bir o yana bir bu yana sallaya sallaya geziyordu. İyi olmuş. Yeni gelen hocayla iyi anlaşırsam benden iyisi yok.
Derslerim iyiydi aslında. Sonuçta günümün tamamını kütüphanede ders çalışarak geçiriyordum. Derslerde konuşarak hocalara zorluk çıkarmadığım için de seviliyorum aslında. İlkokul çocuğu muyuz biz neden öyle yapalımki?
Çıkış zili çaldığında çantamı topladım ve ceketimi alarak çıkışa yöneldim. Gökçe ve Akay ile beraber kafeye gidiceğimiz için kapının hemen önde durarak onları beklemeye başladım.
Kafede otururken Gökçe'nin ailesi onu çağırmasıyla eve gitti. Ben de kütüphaneye gitmek için ayaklandım. Akay da maça gidicekmiş. Beni ne kadar peşinden sürüklemek istese de ben gitmedim.
Kütüphaneden içeri girdim ve her zaman oturduğum pencere kenarına geçtim. Elimdeki kahvemi masanın üstüne bıraktım ve test kitaplarımı çıkardım. Ve ders çalışmaya başladım.
Yeteri kadar ders çalıştığımı düşününce kitaplıkların arasında dolaştım. Gördüğüm Oğuz Atay kitabını elime aldım ve okumaya başladım.
'Bazılarımız filmlere tutunuyor, bazılarımız kitaplara... Sanırım artık tutunamıyor insan insana...'
Okuduğum cümle buruk bir gülümseme bıraktı yüzümde. Yüzümdeki gülümsemeyi yüzümde donduran şey telefonumun titreşimiydi. Telefonu açtım ve mesajın geldiği uygulamaya girdim. Gördüğüm mesaj biraz duraksamama neden oldu.
-553*******: Ne yaşadığını bilemem ama yaşayacaklarına ortak olabilirim...
Hiç düşünmeden cevap yazdım.
-Mihri'm: Oğuz Atay okuduğumu nerden biliyorsun?
-553*******: Belki birkaç masa uzağındayımdır, belki de tam yan tarafındaki kitaplığın arkasında gizliden gizliye seni izliyorum.
-553*******: Veya en sevdiğin yazar olduğu için öyle demek istedim. Bilemezsin...
-Mihri'm: Kimsin?
-553*******: Gülüşüne ölebilecek biri.
-553*******: O nadir gülüşüne denk gelerek âşık olmuş biri.
-Mihri'm: İsim alayım!?
-553*******: İsme gerek yok. Gönlüne girerek hayatındaki tek erkek olunca ismimin bir önemi kalmıyacak, biriciğim...
-Mihri'm: Biriciğim demezseniz sevinirim.
-553*******: Üzüldüm.
-Mihri'm: Neden?
-553*******: Herkesleştiriyorsun beni. Benimle herkesmişim gibi konuşuyorsun. Yapma. Sana âşık birine bunu yapma.
-Mihri'm: Seni tanımıyorum bile. Başka nasıl konuşabilirim?
-553*******: Sen de haklısın. Neyse biriciğim sen kitabını oku ben sana engel olmayayım. Eve çok geç kalma.
-Görüldü 19.48-
|🌼🍂|
-Selaaam biriciklerim.
İşte biriciğim kelimesinin doğuşu...
Çok hoş bir bölüm oldu bu arada.
Kısa olduğuna dair şikayet etmezsiniz umarım. Sonuçta yarı texting Abe yavrucaklarım.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Çook Öpüüyooruuum.
23.10.2020
![](https://img.wattpad.com/cover/244213325-288-k743934.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Papatya'm🌼 - Yarı Texting
Teen Fiction'Papatyalar ne kadar narin olursa olsun içlerinde onları özel yapan çok önemli bir detay vardır...' Ruhu yaralı küçük bir kız büyüdüğünde ruhu hemen iyileşebilir mi?