1.Bölüm

28.5K 858 171
                                    

İyi okumalar...

Kan aldığım tüpleri laboratuvara götürdükten sonra tekrar acile gittim. Tam boş bir odaya oturmuştum ki Selen kan almam gereken bir hasta daha geldiğini söyledi.

Oflayarak kalkıp kan alma bölümüne gittim. Nöbetimin bitmesine iki saat kalmıştı. Yirmi altı saattir uykusuzdum. Sadece orda burda uyuklamakla dayanıyordum.

Kan alma yerine geldiğimde koltukta oturan otuzlu yaşlarında esmer, 1.90 boylarında biri olduğunu gördüm. Ayağa kalkınca yapılı vücudu ve uzun boyuyla karşı karşıya kaldım.

"Barkodunuz?"

"Barkod yok." dedi kalın sesiyle. Yanında 1.59 olarak deve cüce gibi gözüküyorduk.

"Kusura bakmayın kan alamam beyefendi." diyerek arkamı döndüm. Geldiğim yolu geri gidip güzel dinlenmeme devam edecektim.

"Sen gel bakayım şöyle." deyip kolumdan tutunca ona engel olamadım. 1.60 santim birinin 1.90 santim birini engellediğini hiçbiryerde okuyup görmemiştim. Boş bir odaya soktuğunda kollarımdan tuttu.

"Bak şuan operasyondayız. Kanımı almayacaksın. Yavaş davranıp beni o koltukta tutacaksın sadece. Tamam mı?"

"Siz kimsiniz ne operasyonu? Neden inanayım size, belki teröristsin." dedim omzumu silkip kollarımı göğsümde bağlayarak.

Evet herzamanki gibi inanmıyordum. Böyle bir operasyon olsaydı illa ki bizi bilgilendirirlerdi. Hayatımızı tehlikeye atacak değillerdi ya.

"Bir teröristle nasıl bu kadar rahat konuşabiliyorsun?" dedi çarpık bir gülüşle.

Gülüşüyle gözleri hafif kısılırken başımı başka yere çevirdim. Etkilenemem değil mi...

Tişörtünün altından belli olan silaha kaydı gözlerim. Bende onun gibi gülerken elimi oraya götürür gibi yaptım.

Gülüşü silinip bir adım geri gitti.

"Bak farketmişsindir ortalıkta pek insan yok hepsi bu operasyon için. Şimdi sesini çıkarma ve istediklerimi yap."

"Oldu ya, kim olduğunu bilmediğim birinin nasıl istediğini yapacak mışım?"

Eli cebine gidecekken silah sesleri duyuldu. Anında eliyle başımı eğerek önce beni korudu. Neredeyse yere atlayarak sedye ve etajerin arasına girdik. Sırtını duvara yaslarken büyük bedeniyle beni de önünde tutuyordu. Bacaklarını uzatıp beni arasına almıştı. Şuanki pozisyonumuz iyi olmasa da buna mecburduk.

Kokusu burnuma nefesi kulağıma geliyordu. Sık sık inip kalkan göğsünü sırtımda hissediyordum.

Doğru muydu söyledikleri? Operasyonun ortasında mıydım? Hem de arkamdaki askerle...

"Sana dedim dimi? Nasıl çıkacağım ben burdan, askerlerim dışarıda teröristlerle uğraşırken ben burda oturuyorum. Umarım ölmeyiz hemşire, umarım askerlerime birşey olmaz hemşire."

Sinirle kulağımın dibinde tıslayarak söylediği sözcüklerle kendime küfür ettim. Ne olurdu bir kere de bir şeye inansaydım.

Çocukluğumdan beri askerlere hayranlık duyuyordum. Her şehit haberi geldiğinde gözyaşlarımı tutamıyordum. Şimdi ise ölmelerine ihtimal vermiştim... Gözlerim dolarken arkamdaki adamın yanında ağlamamayı diledim. Güçsüz biri olduğunu düşünmemeliydi.

Birden bir kurşun camdan içeri girdi ve uzattığı bacağına denk geldi. Anında kollarının arasından çıkıp sedyenin dibine oturdum. Gözlerim yarasına basacak birşey ararken üzerindeki ceketi çıkardığını gördüm.

AMOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin