16.Bölüm

9.5K 438 31
                                    

İyi okumalar...

Selen, Kübra ve Nilüfer Abla sofrayı hazırlarken odama geçip telefonumu elime aldım.

'Müsait misin' yazdıktan sonra ev kıyafetlerimi giydim.

Telefonumun titreştiğini görürüz görmez pijamayı fırlatıp yatağa koştum. Esed arıyordu.

"Alo, nasılsın?"

Sesini duyduğumda gülerken yatakta oturur pozisyona geçtim.

"İyiyim, sen?"

"İyiyim."

"Bacağına baktın mı?"

"Çok az morarmış. Krem sürdüm."

"Tamam, iyi yapmışsın."  dediğimde başka konuşacak şey olmadığı için sessizlik olmuştu.

"Diyeceğin birşey var mı?"

"Yok senin?"

"Yok. Kızlara yardım etmem gerek kapatıyorum. Kendine dikkat et iyi geceler."

"İyi geceler."

Telefonu kapattıktan sonra şarja takıp yarım kalan pijamamı giydim. Mutfağa geçtiğimde Nilüfer Abla dahil üçü de tezgahta birşeyler yapıyorlardı.

"Selam."

"Nerdesin sen? Şu tabakları götür bari." diyen Selen'in gösterdiği tabakları alıp salona gittim.

Babam haberleri izliyor, Esila ve Ali de beraber oyun oynuyorlardı.

Tekrar mutfağa geçtiğimde Kübra gülerek bana döndü.

"Nasıl gidiyor?"

"Güzel." dedim gülümseyerek.

"Allah bozmasın da yemek yedikten sonra konuşalım hadi açım." diyen Selen ile son kalan götürecekleri de götürüp masaya oturduk.

Nilüfer Abla her zamanki gibi herkesin yemeğini koyduktan sonra oturdu. Babama çaktırmadan baktığımda yine dikkatle haberleri izliyordu.

"Ee nasıl geçti gününüz?" dedi Nilüfer Abla.

"İlk ben anlatayım mı?" dedi sevinçle Kübra.

Kübra'dan
Öğle yemeğini yedikten sonra tekrar acile gittim. Selen ile hastaları kontrol ederken motor kazasından bir hasta daha geldi.

Doktorun verdiği talimatları uyguladıktan sonra dikiş atmak kalmıştı. Düz sesimle hastayı sakinleştirip acı hissetmemesi için konuşmaya başladım.

"Adınız nedir?"

"Melih."

"Anladım, nereye gidiyordunuz?"

"Hayırdır?" dediğinde suratına baktım. Sırıtıyordu pislik. Ona yürüdüğümü düşünüyordu. İyilik haramdı bu erkeklere.

"Acı hissetmemeniz için soruyorum beyefendi. Nereye gittiğiniz ya da adınız pek umrumda değil."

"Hiç inanmadım biliyor musun?"

Derin bir nefes verip şu işin bitmesi için dua ettim. Ağzımı açmaz olaydım.

"Dediğim gibi umrumda değil."

"Sen kötü mü davranıyorsun bana? Müdürle konuşayım, işinden olmak istiyorsun herhalde."

"Hadi kalk bakalım ayağa da konuş, hadi."

Serdar'ın sesini duyduğumda stresim gitse de kavga çıkacağı düşüncesiyle yine stres olmuştum. Sivil haliyle gelmiş oturduğum sandalyemin başında dikelmişti.

AMOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin