3.Bölüm

17K 608 109
                                    

İyi okumalar...

Kapımın çalınmasının ardından Diken sivil haliyle kapıyı açtı. Gel dememiştim ama her zaman izinliydi o tabii... Üzerindeki siyah boğazlı kazak ve pantolonuyla güzel görünüyordu.

"Hazır mısın?"

Yanıma geldiğinde başımı salladım. Yatakta yatmıştım bütün gün umarım dikişlerim yerine oturmuştur.

Güzel yüzünü gördüğümde zümrüt gözlerine takılmamayı başardım. Pikeyi üzerimden sıyırıp ayaklarımın ucuna koyacakken ellerimiz değmeden aldı, kendi sıyırıp koydu. Ellerimden destek alıp yatakta oturur pozisyona geldim. Önümde beklediğini fark edince aşağıdan yüzüne baktım.

"Kucağına almayacaksın değil mi? Eğer öyle bir niyetin varsa istemiyorum."

İstiyordum.

Ayakkabımı giymeliydim ama eğilip alamazdım. Ve ayaklarım da yere değmiyordu. Karnım bükülünce zaten bütün dikişler patlardı.

Konverslerime bakarken onun elini gördüm. Ayakkabımı mı giydirecekti?! Şaşkınca yüzüne bakarken o kaşları çatık dizini kırarak yere oturdu.

"Diken, bacağın yaralı kalk."

Ona ilk defa adıyla seslendiğimden mi bilmem şaşırarak yüzüme baktı. Uzun süre geçmeden eski halini aldı ve ayakkabımı ayağıma uzattı.

"Kalk bacağın acıyacak, hemşire çağıralım." dedim küçük çocuk gibi ısrarla. Ayakkabılarımı giydirmemesi için ayaklarımı birleştirmeyi de unutmamıştım.

"Ayır şu ayaklarını geç kalacağız." dedi soğuk ve otoriter sesiyle.

Daha fazla canını sıkmamak için ayaklarımı ayırdım. Silah tutan elleri kibarca ayakkabılarımı ayağıma geçirdi. İşi bitince doğrulup bir çocukmuşum gibi koltukaltlarımdan tuttu ve yataktan indirdi.

Yüzüm yine göğsüne çok yakındı ve o güzel kokusunu yine içime çekmiştim. Çaktırmadan tabii.

Ayaklarım yere değdiğinde derin nefes verdim. Bu kısa boyluluk ömrümü yemişti. Bu sefer elimden tutunca kolumu çok az kaldırmak zorunda kalmıştım. Kalp ritmim coşarken beynim n'oluyor diyordu. Elimi neden tutt-

"Kucağıma almamı istemiyorsun, belinden destek versem dizlerim çürüyecek, yardım etmek için elinden tutmak zorunda kaldım. Rahatsız olduysan çekebilirsin."

Bak nasıl rahatsız oldum şuan nasıl rahatsız oldum... Gözlerimi devirdim tebessümle. Bu mutluluğumu görmemeliydi. Benim yüzümden yine yavaş adımlarla gidiyorduk ve daha koridorun yarısındaydık. Başımı kaldırıp yüzüne baktığımda kaşlarının çatık olduğunu ve birşey düşünüyor gibi olduğunu gördüm.

"Kusura bakma ama böyle gidersek gece on ikide falan askeriyede oluruz." deyince ne dediğini anlamasam da ellerini belim ve dizimin altında hissedince olacakları anladım.

Bu sefer kollarımı boynuna dolamamıştım zaten sıkı ve biraz aşağıda tutuyordu. Yanağım göğsüne dayalıydı... Dokunuyordum değil mi? Gözlerimi biraz kaldırıp çenesinin altına baktığımda gözlerimi sıkıca kapattım. Nasıl dayanacaktım ben buna. Resmen gösteriyordu ama vermiyordu.

Sık sık nefesler alırken oksijen yerine kokusunu soluyordum. Kalp ritmini farkettiğimde normal attığını duydum. Nasıl normal ya benimki at koşarcasına hızlı atarken onun kalp ritmi neden normaldi...

Kesmem ki ümidi.

Asansörün kapısı açıldığında içeride üç kişi vardı ve bu üç kişinin içinde onkoloji doktoru Semih hocam da vardı. Utanıp başımı daha da Diken'in göğsüne sokarken asansöre binmiştik.

AMOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin