27.Bölüm

6.7K 318 61
                                    

Final bölümünde ne yazacağımı pek bilemedim sizce ne yazmalıyım? Fikirleriniz varsa söyler misiniz bir günde iki bölüm atmış olmam adına?

İyi okumalar...

YAZARDAN

"Eşini seviyor musun Esed?"

"Evet komutanım."

"Ne zamandır evlisiniz?"

"İki ay oldu komutanım."

"Yeni mi evlenmiştin sen?"

"Evet komutanım."

"Yazık olmuş."

Komutan haritaya bakarken üç komando arkasında bekliyordu. Esed, Kemal, Kerem. Dağın başında taşlar görünüyordu sadece. Çiçek yoktu bir tane görüp de sevdiğini yakın hissetsin... Buraya geleli tam iki ay olmuştu. Sadece üç tane terörist öldürebilmişlerdi. Yerlerini arıyorlardı.

"Kemal, seninki doğdu mu?"

"Bilmiyorum komutanım."

"Kaç aylıktı?"

"Yedi buçuk komutanım."

"Doğmuştur o zaman." dedi ruhsuz bir şekilde.

"Kerem sen evlenmeyi düşünmüyor musun?"

"Hayır komutanım."

"Neden?"

"Uygun biri yok henüz."

"Aferin."

Diğer askerler kulübenin içini temizliyor, gözcülük yapıyorlardı. Amara ise elindeki tişörtle masasında hasta bekliyordu. Elini karnına koydu. Şişliği hissediyordu. İki ay boyunca hasta olmamıştı. İki ay geçirmişti onsuz. Her gün daha fazla ümitleniyordu gelecek diye. Annesi yalnız bırakmamıştı hiçbir zaman. Kusmalarına şahit olmuştu, başının dönmelerine...

Bugün test yapacaktı. Kesin olarak bilmek istiyordu hamile olup olmadığını. Elindeki tişörtü tekrar burnuna götürdü. Derin bir nefes aldı. Gel artık diye geçirdi içinden...

İki aydır Esed nasıl kaldırdıysa sabah namazına kendi de kalkıp kılıyordu. Yanındaki hareketliliği özlüyordu her geçen gün. Her akşam yatsıyı beklerken dua da ediyordu sağ salim gelmesi için...

"İki aydır buradasınız sadece üç kişi öldürebildiniz! Çok mu memnunsunuz burada kalmaktan. Birbirinizin canını tehlikeye atmaktan!" diye bağırdı komutan önündeki mavi berelilere.

"Ölmekten mi korkuyorsunuz yoksa!"

"Hayır!" dendi hep bir ağızdan.

"Hele bir korkun! Bulacaksınız öldüreceksiniz onları! Şehit olan kardeşlerinizi düşünün! Akan kanları düşünün!"

Amara eve gelip kapıyı çaldı tekrar. Annesi açtığında güler yüzle sarıldı.

"Nasılsın?" dedi Nilüfer kızını daha bir bitkin görünce. Toparlanması gerekiyordu ama nasıl?

"İyiyim sen?" diyerek ayakkabılarını çıkardı ve içeri geçti.

"İyiyim, yemek hazır." dediğinde başını salladı Amara. Lavaboya gidip bir an önce testi yapmak istiyordu. Üzerine yine Esed'in tişörtlerinden birini geçirip lavaboya attı kendini.

İlk aylar hiçbir tişörtü yıkayamıyordu kokusu gidecek diye. Fakat sonra aklına geldi yıkayıp üzerine parfümü boşaltmak. İki şişe daha almıştı Esed'in parfümünden. Masanın üstünde duruyorlardı.

AMOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin