17.Bölüm

9K 407 56
                                    

İyi okumalar...

Bu sefer mutfakta hepimiz sofrayı hazırlıyorduk.

Kızlara yemeğe gideceğimizi söylemiştim ama şuan sorun babamdan izin almaktı.

"Nilüfer Abla, izin vermezse sen ayarlayabilir misin? Sana hayır diyemez." deyip güldü Kübra.

"Tamam konuşurum ben merak etmeyin."

Sofraya götürülecekleri götürüp masaya oturduk. Babam yine televizyonun başından geldi. Nilüfer Abla da yemekleri koyup oturdu.

Yemeğimi yerken aynı zamanda babamın tepkilerine bakıyordum. Normaldi. Boğazımızı temizleyip konuşmaya başladım.

"Baba ne yapıyorsun gün içinde sıkılmıyorsun değil mi?"

"Çıkıp geziyorum biraz. Çocuklar da gezmek istiyor, sıkılmıyorum."

"Tamam güzel."

"Siz ne yapıyorsunuz? O adamla." dediğinde bir yutkunma geldi.

"Hiç."

"İyisiniz, sana kötü davranmıyor değil mi?"

Kötü davranmak mı? Yanından ayırmıyor, benim için endişeleniyordu bile...

"Hayır baba nereden çıkardın hem neden öyle davransın?"

"Aman iyi." deyip yemeğine devam etti.

"Baba, biz kızlarla bir de Esed ve arkadaşları Can ve Serdar'ı biliyorsun, onlarla akşam yemeğine gidebilir miyiz?" dediğimde rahatladım.

Son lokmasını yutup başını kaldırdı. İzin vermesi için gülümseyip başımı yana eğdim. İşe yarayacağını sanmıyordum ama bir umut.

"Hayır." deyip yemeğine geri döndü. Yüzüm asılırken Nilüfer Abla'ya baktım. Başını sallayıp babama döndü.

"Cemil."

Babam Nilüfer Abla'ya baktığında biraz huysuzlanır gibi oldu. Kaşlarını çattı. Nilüfer Abla'ya baktığımda kaşlarını kaldırdı iddia ile.

"İyi tamam gidin."

Kızlarla gülüp yemeklerimize devam ettik. Nilüfer Abla'ya sarılıp teşekkür etmeyi unutmamalıydım. Sessiz bir şekilde yemek yedikten sonra sofrayı topladık. Mutfağa geçtikten sonra başladık konuşmaya.

"Ne giyeceğiz ki?" dedi Selen.

"Benim giyeceğim hazır. Kalın askılı, diz altı bir tulumum vardı bordo. Onu giyip altına da krem  stilettomu giyerim. Sizinde vardır bence yoksa da çıkarız yarın alışverişe." deyip çay suyunu koydum.

Nilüfer Abla'yı kapıda görür görmez koşup kadının boynuna sarıldım.

"Teşekkür ederiz."

"Ne demek. Dikkatli olun ama ben hala tam anlamıyla güvenmiyorum onlara." dedi sırtımı sıvazlarken.

"Tamam tamam ben silahımı alırım yanıma." deyip geri çekildim.

"Kadın dikkatli olun dedi Amara. Adamları vurun değil." diyen Kübra'ya göz devirdim.

*

Hafif sarıya kaçan farımı sürdükten sonra maskaramı da sürdüm. Saçlarımı düzleştirip tulumumu giymiştim. Pırlantalı kelebek detaylı kolyemi taktım.

Çantama ihtiyacım olacak eşyaları attım. Esed'in verdiği silahı almayı da unutmadım. Esed'e tabii ki güveniyordum. Serdar ve Can'a da öyle ama Nilüfer Abla'nın içinin rahat etmesi lazımdı.

AMOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin