İyi okumalar...
Kapı açılınca bakışlarımı oraya yönelttim. Selen gelmişti. Kaşları çatık bana bakıyordu neler olduğunu öğrenmek ister gibi ama pek birşey yoktu. Sandığı gibi birşey yoktu...
Dikiş malzemelerini getirip yanıma koydu. Koltukta otururken vücudum komutana dönüktü. Komutan telefonuyla ilgilenirken nasıl o görmeden karnıma dikiş yapabileceğini düşündük. Her türlü bacaklarım gözüküyordu.
"Şey, pikenizi kullanıyor musunuz acaba?" dedi Selen.
"Hayır."
"Alabilir miyiz peki?"
Selen her ne kadar kibar davransa da ağrı dağı bir kere bile kızın yüzüne bakmamıştı
Komutan başını sallayınca Selen kalkıp pikeyi aldı. Yanıma gelip beni koltuğa yatırdı ve pikeyi belime kadar örttü.
Ellerini pikenin içine soktuktan sonra eteğimi kaldırdı ve göğsümde tuttu. Karnım tamamıyla açıktı ve Selen önünde durduğu için neyse ki komutan görmüyordu.
"Ben ne zaman taburcu olacağım?" dedi komutan.
"Bu akşam olabilirsin." dedim. Ne, bende hemşireyim ve ne zaman taburcu olacağını biliyordum.
"Ama görevlere gide-
"Biliyorum o kadarını."
"İyi." deyip önümde döndüm.
İyilik yaramıyordu bu dağa. Hep bir soğuk hep bir tersleme. Selen iğneyi etime batırırken dişlerimi sıktım. Az da olsa acıyordu.
"Benim yapabileceğim birşey var mı?" dediğinde şaşırmıştım.
Sesi diğerlerinden daha yumuşak çıkmıştı. Ve yardım etmek istiyordu. Başımı hayır anlamında salladım.
"Aslında, Amara ile konuşsanız iyi olur. Acı gelmesin aklına." dediğinde Selen'e kızgın gözlerle baktım. Ona ihtiyacım falan yoktu. O konuşmasa da olurdu.
"Amara, isminin anlamı ne?"
İsmimin anlamını tabii ki merak etmiyordu, konuşmak için sormuştu. Derin nefes alıp cevap verdim.
"İnternette araştırmıştım. Bayaa anlamı var kaç tanesini söyleyeyim?"
"Hepsini."
"Bozulmaz, bozkır, keskin acı, yakıcı, sert demekmiş."
"Neden internetten baktın, ailene sorsayd-
"Babamla aramızda hep mesafe vardı sormak istemedim." dedim ufaktan sinirlenerek.
Aile kelimesi geçince fazla sinirleniyordum. Aile kavramı diğerlerine göre güzel gelebilir, sıcak, yuva, birlik anlamına gelebilir. Ama bana göre nefret edilesi birşey...
"Annen?"
"Annem yok benim." dedim sinirle ve suratına bakarak.
Saniyelik ona sinirle baktığımda şaşırmış görünüyordu. Boğazını temizleyip başını eğdi.
"Kusura bakma bilmiyordum."
"Sorun değil." deyip karnıma baktım ne kadar kaldığını görmek için.
İğnenin tenime batışını görünce yine sızı hissettim.
"Selen bitirsene artık şunu!"
"Ne bağırıyorsun be, bitiyor az bekle."
Başımı geriye attım. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Sinir üstüne acım ruhumu kötü etkiliyordu.
"Silah, verebilirim." dedi komutan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMOR
ChickLitElindeki tüfeği Serdar'ın göğsüne yapıştırıp yanıma geldi. Bir kolunu belime koyup kendine çekti ve bir elini de yüzümün çarpacağı şarjörlerin üzerine koydu. Yüzüm de eline çarptı. Başımın üzerine dudaklarını bastırdı... G-gerçek miydi bu? İkinci ke...