YILLAR SONRA
"Anneee acıktım ben hadi kalk" diyen kızımın sesiyle gözlerimi açtım. "Günaydın annee" deyip üstüme atladı artık yavru ayıcık gibi olan kızım. "Günaydın annecim günaydın" deyip ben de kızıma sarıldım.
"Hadi kahvaltı edelim. Ben babamı kaldırırım" deyip bu sefer babasına yöneldi. "Babaa" dediğinde Barış gözlerini açmadan "Baba uyuyor" dediğinde Eslem bana bakıp kıkırdadı. Ben de gülüp kendi yanağımı gösterip "Öpersen uyanır belki" dedim.
Eslem babasının yanağını öptüğünde tam çekilecekken Barış onu tutup yanağına bir sürü öpücük kondurmaya başladı. Kızım artık 3 yaşını doldurmak üzereydi.
Onları bırakıp kızımla aynı olan peluş sabahlığımı giyip lavaboya girdim ve işlerimi halledip mutfağa girdim. Kahvaltı hazırlamak için buzdolabının açıp yumurta, patates ve tereyağı çıkardım. Eslem boydan olan pencerenin önüne geçip baktığında çığlık attı.
"ANNE KAR YAĞMIŞ KAR YAĞMIŞ" diye yerinde zıplayıp bana doğru koşturdu elimi tutup pencereye doğru çekti. "Çok güzel yağmış annecim. Belki kahvaltıdan sonra yürüyüşe çıkabiliriz" dedim. Ellerini havaya kaldırıp "Yuppii" dediğinde ona gülümseyip kahvaltıyı hazırlamaya başladım.
Kahvaltımızı kızımın ısrarı üzerine balkonda yaptıktan sonra sofrayı toplayıp tezgaha cif döktüm ve temizledim. Mutfağı tertemiz yaptıktan sonra Barış yanıma geldi. "Canım ben çıkıyorum" dediğinde benden önce Eslem koşup babasının bacaklarına atladı. Barış Eslemi kucağına alıp öptü. Eslem de onu öptükten sonra indirdi.
Artık babası işe giderken gitme diye ağlamıyordu. Biraz daha küçükken gitme diye ağlıyordu. Neyse ki o alışkanlığını bırakmıştı.
Barışın belimden tutup kendine çekmesiyle uzanıp yanağını öptüm. O da yanağımı öptükten sonra "Akşam görüşürüz" dediğinde "Kolay gelsin" deyip ise uğurladım.
Kapıyı kapattıktan sonra salona girdim. "Hadi bakalım Eslem Hanım temizlik zamanı" dediğimde Eslem yüzünü asıp "Hayıırr" dediğinde onu taklit ederek sesimi inceltip "Eveett" dedim. Bana gülerken el mecbur oyuncaklarını kutuya koymaya başlamıştı bile.
"Odan varken neden buraya taşıyorsun oyuncaklarını anlamıyorum kızım" dedim Eslem beni takmayıp oyuncaklarını topladı ve saçlarını savurup kutuyu sürüklemeye başladı. Ona çaktırmadan gülerken ciddi duruşumu bozmamaya çalışıyordum.
Oyuncaklar toplandıktan sonra koltuklardaki yastıkları birbirine vurup düzelttim. Süpürgeyi alıp bütün evi süpürdükten sonra aynı şekilde tozu da aldım.
Mutfakta kendime kahve yaparken Eslem kucağında bebeği ve o bebekken kullandığım kumaş kanguruyu getirdi. "Anne bebeğimi gezmeye götüreceğim ama bunu takamadım" dediğinde "Gel bakalım " deyip kanguruyu taktım. Bebeğini de içine koydum. "Tamamdır" dediğimde "Teşekkür ederim" dedi gülümseyip "Rica ederim" dediğimde bebeğini sözde gezmeye çıkardı.
Kahvemi yaptıktan sonra balkona çıkıp koltuğa oturdum ve çatıları bembeyaz olan evleri ve sokakları izlemeye başladım. Kahvemi içtikten sonra dışarı çıkabilirdik. Markete gider hem birşeyler alırdık.
Kahvemi içtikten sonra içeriye girdim. Salonda katlanmayı bekleyen çamaşırlara el sallayıp kızımın yanına gittim. Odasında oynayan kızımın yanına oturup "Dışarı çıkalım mı?" dediğimde kucağıma atlayıp "Eveeettt" dediğinde "Hadi o zaman kalın kalın giyinelim" deyip ayağa kaldırdım. Ben de kalkıp dolaptan içi polar pantolonunu ve kalın mor kazağını çıkardım.
Üstünü soydum. "Anne çişim geldi" dediğinde "Koş yap da gel" dedim. Kızımı beklerken elim karnıma gitti. 4 ay önce 1 aylık hamile olduğumu öğrenmiştim ama 2 ay önce yani bebek 3 aylıkken kaybettik. Bu süreçte bana en çok destek olan kişi kızım olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEKLİ HAYAT
ChickLitİki yıl önce evlenen çiftin gelen bebekle birlikte değişen tatlı hayatı anlatılıyor. Olumsuzluğun az olduğu hatta çoğu kızın hayali olan bir hayat... Eğer bu iki çiftin hayatına katılmak isterseniz buyrun ilk bölümden başlayalım.