B.H.-1

15.9K 186 23
                                    

Merhabalar ben Sena Demir. 27 yaşındayım ve hemşireyim. Hastanede staj yaparken tanıştığım kahramanımla 2 sene önce evlendim. Tabi evlenince de canım arkadaşımla yaşadığımız küçük tatlı evden ayrılmak zorunda kaldım ama Allah'tan evlerimiz arasında sadece iki sokak var. Arkadaşım hatta can dostum... Seda genelde bizi kardeş sanarlar isimlerimiz benzer olduğu için. Belki de böylece daha da kopmaz olmuştur bağlarımız. Lisede tanışmıştık sıra arkadaşlığından ev arkadaşlığına kadar geldi hikayemiz.

Bir de 17 yaşında erkek kardeşim var ama onunla bu aralar çok konuşamıyorum seneye üniversite sınavı olduğu için sıkı bir temponun içinde. İsmi ise Kadir. Onu anca doğumda görürüm büyük ihtimalle.

Eşim... Sadece hayat arkadaşım değil bazen abim bazen babam bazen annem bazen ise çılgınlıklar yaptığım kankam... Adını sorarsanız hemen söyleyim Barış Demir. Hastanede onkoloji bölümünde stajdayken tanıştık annesi kanser hastasıydı ve sık sık hastaneye gelirlerdi.

Ankara da bir apartman dairesinde mutlu bir yuvamız var. Yakında bu yuvamız üç kişi olacak ve ben bu akşam işten çıkınca evde internetten alınacak şeyleri alacağım. Neden mağazadan almadığımı sorarsanız hem internetten alışveriş yapmayı seviyorum hem de biraz fazla yürüyünce ayaklarım çok şişiyor zaten hastanede yeterince yoruluyorum.

Çalan telefonumla elimdeki ilaç tepsisini yanımdaki Cemre ye uzattım.
"Cemrecim 109 numaralı odadaki hastanın serumu takar mısın benim yerime?"
"Tabiki Senacım ne demek"minnetle gülümsedikten sonra telefonu açtım ve kulağıma koydum.

"Efendim?"
"Canım çıktın mı işten?"
"Bir yarım saat sonra çıkıcam "
"Tamam ben seni almaya geliyorum anca gelirim zaten hem sana sürpriz birşey aldım"
" Neymiş o"dedim heyecanla umarım yemelik birşeydir dalga geçmeyin ben yemiyorum içimdeki minik kız yiyor.
"Sürpriz demeyi atladım sanırım biraz sabret güzelim"
"Tamam tamam şimdi kapatıyorum bay bay"
"Bay bay " deyip kapattık telefonları ve ben sürprizin ne olacağını düşünmeye koyuldum.

☯☯☯☯☯☯☯☯☯☯

Geçen yarım saat sonunda giyinme odasına gittim ve sivil kıyafetlerimi giyip ayakkabılarımı giydim dolabının kapağını kapatıp çantamı da omzuma astım.

Odadan çıkıp koridorda çıkışa doğru yürümeye başladım. Karşılaştığım hemşire ve doktorlara selam verip hastaneden çıktım ve Barışın içinde beklediği arabamızı görüp hızlandım.

Kapıyı açıp oturdum. Yan dönüp Barışın gözlerine baktım gülümseyip yanağını gösterdi.

"Alırım bir öpücük"gülümseyip uzandım ve yanağına bir öpücük koydum. Gözlerine her zaman hayran olmuştum. Yeşil halkaları maviler koruyor gibiydi. Ben turkuaz diyordum daha çok. Hep içimde uhte olmuştu renkli göz umarım bu küçük hanım renkli gözlü olurdu.

"Şuan deli gibi sürprizi merak ediyorsun di mi ?"
"Son yarım saat asla bir kere bile düşünmedim hatta unutmuştum bile iyi ki hatırlattın"dedim sırıtarak
"Tabi tabi ben de inandım"dedi inanmadığını belli ederek.

Eve girince direk yatak odasına gidip pijamalarıma kavuştum. Ahh canlarım benim sizi çok özledim.

Yemek hazırlamak için mutfağa gittim ve masadaki poşetleri farkettim. Pideci mi yazıyor orada ben mi yanlış okuyorum.

Yaklaşıp poşetleri açtım ve burnuma buram buram lahmacun kokuları geldi.

Poşetleri bırakıp direk kapının önünde uzun boyuyla beni izleyen barışın boynuna atladım tabi göbüşümün izin verdiği kadar. Kahkaha atarak elini belime sardı ve saçlarımı kokladı.

BEBEKLİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin