B.H.-20

1.5K 28 0
                                    

Sabah çok erken saatlerde uyandım. Uyanan kızımı beşiğinden aldım yatağa yatıp kızımı da üstüme yatırdım. Ellerini hemen saçlarıma götürüp oynamaya başladı. Saçlarımı çok seviyordu. Kızımı tutarak Barışa doğru yan döndüm. Kızımı aramıza yüzüstü yatırdım. Minicik elini babasının yeni sakalları çıkan yüzüne götürdü ,ilk sakallardan elini çekse de sonrasında alışıp babasının yüzünü sevmeye başladı.

Barış gözlerini açıp ona gülümseyen kızına baktı. "Günaydın babam" deyip uzandı ve Eslemin yanağını öptü, sonra bana döndü. "Günaydın canım" dedi gülümseyip "Günaydın" dedim. Hafifçe esnedikten sonra tamamen kızımıza doğru döndü.

"Dışarıda kahvaltıya gidelim mi?" dediğinde biraz düşündüm. "Olur aslında dur annemlere bakıyım" deyip yataktan kalktım ve odadan çıktım. Annem salonda sabah programını izliyordu. "Anne kahvaltıya bir yere gidelim mi?" dedim annem "Olur baban da şimdi uyandı. Siz hazırlanın ben de Kadiri uyandırayım" dedi.

Kafamla onaylayıp odaya gittim. "Hadi bakalım hazırlanalım" deyip kızıma uzun kollu ince bir tulumunu giydirdim. Kendim de siyah jean üstüme beyaz askılı giydim haki yeşili gömleğimi de ütüleyip üstüme giydim. Barış ta giyinirken kızımın çantasını hazırladım.

Oradan çıkınca kızlarla buluşurdum direk. Ona göre gerekenleri çantaya koydum. Odadan çıktığımızda babamla annemin hazır olduğunu gördüm. "Kadir hazırlanıyor gelir şimdi" dedi annem "Tamam tamam" dedim. Babam "Ver bakalım kızımı" deyip kollarını Esleme uzattı. Eslem de kollarını uzatınca kızımı babama verdim.

Dede torun ikisi oynarken Kadir geldi. "Ben hazırım gidelim" dediğinde hepimiz evden çıktık. Ben kızım ile birlikte bizim arabaya bindik. Barış da binince babamları takip etmeye başladık.

Çok güzel bir kahvaltı yerine gelmiştik. Bir köyün içinde zeytin ağaçlarının arasında kocaman bir yerdi. Küçükken buraya çok gelirdik. Kızımı kucağına alıp arabadan çıktım. "Barışçım çantayı alır mısın?" "Aldım bile" deyip yanımıza geldi. Babamlarla birlikte içeriye girdik.

"Kapalı yere mi geçelim ağaçların altına mı?" diye soru sorduğumda babam hemen cevapladım "Tabiki ağaçların altına gidelim. "dedim. Zeytin ağaçlarının arasındaki bir masaya oturduk. Barış biraz uzaktaki hamağı masaya yaklaştırdı.

"Gel bakalım prenses" deyip kucağımdan aldı kızımı. Hamağa yatıp Eslemi de kucağıma yatırdı. Eslem garip sesler çıkararak gökyüzüne bakıyordu. Çok güzel gözüküyorlardı. "Bak babacım bulutlara" deyip Esleme bulutları gösterdi. Eslem sevinç çığlığı atınca Barış ta kahkaha attı. Tam o sırada telefonumla fotoğraflarını çektim.

Yanlarına gidip Barışa gösterdim. "Çok güzel çıktınız" dedim Barış fotoğrafa bakıp gülümsedi Eslemin başını öptü. "Çok güzel" dedi. Babam 4 kişilik kahvaltı söylemişti. "Baba 4 kişilik bile çok olur" dediğimde babam gülüp "Şuradaki tipsiz var ya hiç birşey bırakmaz" dedi gösterdiği kişi Kadirdi.

Kadir elini kalbine koyup "Ne kadar ayıp lokmalarımı mı sayıyorsun baba" dediğinde annem dönüp "Oğlum sayılacak gibi mi " dediğinde hepimiz gülmeye başladık. Kadirin sırtına vurup "Yarasın aslanıma "dedim.

Kahvaltılıklar geldiğinde Barışa döndüm "Hadi gelin Barış" dedim hamaktan kalkıp kızımızı da kucağına aldı ve o da sofraya geldi. Hepimiz sofraya oturup kahvaltıya başladık. Tabağıma peynir ve biraz domates koydum. Çeşit çeşit reçel vardı. Eslem masaya bakıp ellerini vurmaya başladı. Hem vuruyor hem gülüyordu.

Gülerek" Sana da reçel verelim mi kızım" deyip çantamdan emziğini aldım. Recele batırıp ona uzattım. Hemen ağzını açıp emziğini bekledi. Emziğini verip kahvaltıma döndüm. İki dakika sonra reçel bitmiş olacak ki emziğini diliyle fırlattı. Kadir gülüp " Abla dur dur "deyip benden önce emziği aldı. Yandaki limonu eline alıp emziğine sıktı.

BEBEKLİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin