B.H.-26

1.3K 29 2
                                    

Sabah yüzüme ağır bir şeyin çarpmasıyla yattığım yerden fırladım. "ALLAH!" deyip dikeldim. Barış da sesime fırlayıp uykudan zar zor açılan gözleriyle ve uykulu boğuk sesiyle "Noluyo ?" dediğinde yüzüme düşen şeyin Barışın kolu olduğunu farkettim.

Karnıma düşen koluna bakıp "Ayı gibi kolun var esneyince yüzüme vurdu." Barış kısık sesle gülerek kolunu arkama atıp belime sardı ve beni yatırdı.

"Demek benim kolum ayı gibi" dediğinde kıkırdayıp evet anlamında başımı salladım ve çıplak göğsüne elimi koyup başımı yasladım.

Diğer eliyle saçımı okşadı. "Dün biraz tansiyonun düşmüş" dediğinde başımı kaldırıp şaşkınlıkla "Sen nereden öğre-...Ah tabiki annem" dedim. Barış " Kadına hiç kızma. Doğru olanı yaptı. Hem senin tansiyonu la ilgili hiç problemin olmamıştı" dediğinde "Hızlı kalktım o yüzden oldu" dedim.

"Bir daha olursa doktora gidelim ama" dediğinde "Tamam" dedim. Ne kadar istemesem de kahvaltı hazırlamak için kollarından ayrıldım. Yatakta oturup saçımı dağınık topuz yaptım ve banyoya gidip yüzümü yıkadım.

Odadan çıkarken Barış uyanıp hala ayılmamış olan Eslemi yanına alıyordu. Mutfağa gittiğimde iki tane annemin kahvaltıyı çoktan hazırladıklarını çayı demlediklerini gördüm.

Balkondan gelen gülüşme seslerine baktığımda iki dünür balkonda çay içip sohbet ediyorlardı. "Ooo dünürlerin keyfi yerinde. Günaydınlar efendim." dediğimde ikisi de bana bakıp gülümsediler. Hülya annem "Günaydın kızım." dedi annem de "Çay var istersen ama sen kahvecisindir" dediğinde onu onaylayıp "Çay istemem" dedim.

O sırada kapının çalmasıyla yaslandığım kapı pervazından ayrılıp kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda artık bizim eve gelmekten yılmış halde kargocuyu gördüm.

"Buyrun paketiniz Sena Hanım" deyip uzattığı paketi aldım. "Teşekkür ederim" deyip gösterdiği yere imza attım ve kapıyı kapattım. Eslemin el gıda paketi ve benim detox çaylarım gelmişti.

Kutuyu mutfaktaki tezgahın üstüne koyup çekmeceden maket bıçağını alıp kutunun bandını kestim. Kutuyu açıp içinden paketleri çıkarttım.

Kilerde boş bir yer bulup oraya yerleştirdim. Esleme kahvaltı hazırlamak için bir tane yumurtayı kaynatmaya bıraktım.

Yumurtayı soyduktan sonra ezdim ve o soğurken yeni gelen bebe bisküvisi paketini açıp içinden 4 tane alıp kırdım yumurta sarısının içine. Bir çay kaşığı hurma pekmezi döktüm. Biraz da lor peyniri koyup karıştırdım ve püreden biraz daha topaklı bir hale getirdim.

Akşam okuduğum bir yazıya göre anne sütünü sağıp pürelerin içine eklemem daha sağlıklı hale getiriyormuş. Zaten işe başlamadan önce sağma makinesi almam gerekiyordu o yüzden bugün Barış gidip eczaneden alacaktı.

"Barış kahvaltısını yedirmem gerek Esleme" diye yüksek sesle seslendim. Barışla Eslem içeri girdiler. Eslem her zaman ki gibi parmağını emiyordu. Kucağıma yönelip kollarını uzattığında gülümseyerek kucağıma aldım ve boynuma sarılıp salyalarını tişörtümü sürmesine izin verdim.

Minik vücuduna sarılıp bana dönük olan boynuna öpücük kondurdum. Kokusunu içime çekip gözlerini kapattım. Mis gibi kokuyordu. Bu kokusunun hiç geçmemesini istiyordum.

Kafasını kaldırdığında kollarımı biraz gevşettim. "Hadi bakalım karnımızı doyurma vakti " diyerek mama sandalyesine oturtup önlüğünü taktım ve kahvaltısından kaşıkla yedirmeye başladım.

Arada kendim de ağzıma birşeyler atarak kahvaltısını bitirdiğinde her zamanki gibi kaşığı yalaması için eline verdim.

Kendi tabağıma dönüp yumurtamdan bir parça ağzıma atıp kahvemden bir yudum aldım. Domates ağzıma atarken kızımın ağzını silip eline alıştırma bardağını verip kendisinin su içmesine yardım ettim.

BEBEKLİ HAYATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin