Sabah yanağımı gıdıklayan şeyi ittirip öbür tarafa döndüm ve tekrardan uykuya dalmak üzereyken bu sefer saçımla oynanmaya başladı. Offlayarak gözümü açtım ve kafamı çevirdim. Barış sırıtarak elindeki saç tutamımı bıraktı.
"Günaydın sevgilim" dedi kısık sesle. Gözlerimi ovuşturup "Günaydın" dedim. "Hadi yürüyüşe gidecektik hani" dediğinde telefondan saate baktım. 08.14...
Önüme gelen saçlarımı arkaya atıp "Tamam giyiniyorum" dedim. Barış hemen eşofmanlarını giyip odadan çıktı. Ben de taytımı üstüme de siyah sporcu büstiyerimi ve salaş mor sporcu atletimi giydim.
Eslem uyuyordu. Odadan çıkıp salona geçtim. Hülya annem o sırada dışarıdan eve girdi. "Günaydın güzel kızım" dedi gülümsemeye çalışıp "Günaydın anne" dedim. Barış mutfaktan elinde iki tane kahve termosuyla çıktı. "Hadi gidelim" dediğinde evden çıktık.
Kahve termosunun birini alıp kapağını açtım ve bir yudum aldım. Sahile doğru yürüdük. Barış bana bakıp "Hızlı tempoya var mısın?" dedi pis pis sırıtarak yandan bakıp "Senin normal yürüyüşün benim hızlı tempom zaten" dediğimde kahkaha attı. "Tamam ya söz çok hızlı olmucam" dedi.
Kısık gözlerle baktıktan sonra "İyi tamam" dedim. İlk başlarda heyet iyiydi ama sonra Barış suyunu çıkarıp hayvan gibi hızlanmaya başlayınca tabiki geride kaldım. "Ya ama ben yeni doğum yapmış bir kadınım "dediğimde ' oha biraz daha abart' bakışı atıp "4 ay oldu karıcım" dediğinde somurttum.
"Çok kötüsün yaa" deyip dizlerime doğru eğildim. "Gel hadi gel "deyip kolumdan tutup kaldırdı. Saate baktığımda 9 olduğunu gördüm. Eslem uyanmıştır. Barışa bakıp "Eslem uyanmıştır" dedim. "Tamam dönelim ter içinde kaldım zaten" dedi. Tam sarılacakken kaçtım "Terlisin sarılma" dediğimde sırıtıp üstüme gelmeye başladı.
"Yaaaa" deyip koşmaya başladım. Bacaklarım öldü öldü... Benden hızlı olduğu için çok rahat şekilde beni yakalayıp arkamdan sarıldı. İyice kollarıyla beni sararken kendimi kurtarmaya çalışıyordum. Ama maşallah kolunu ittiremiyordum bile.
"Ya bırak... Bıraksana yaa pis adam" diye huysuzlandım. "Hem kızımız uyanmıştır ağlamasın bizi göremeyince" diye de inansın diye ekledim. Kollarınızı serbest bırakıp "İyi hadi gidelim bakalım" deyip beni bıraktı. Üstümü toplayıp kahvemden biraz içtim.
Yürümeye başladık. Evin bahçesine girdiğimizde kızımın dedesiyle sandalyede oturup etrafı izlediğini gördüm. Yanlarına giderken "Oo dede torun saati mi "dedi Barış. Eslem beni görünce kollarını uzattı. Kızımı kollarıma alıp sarıldım.
"Annecim acıktın mı " dediğimde kızım bana baktı. "Hadi bakalımmm "dediğimde güldü. "Biz içeri gidelim bı" deyip eve girdim. Koltuğa oturup kızımı emzirmeye başladım. Eslemin karnını doyurduktan sonra kucağıma alıp bahçeye çıktık.
Eslemi babasına verip mutfağa Hülya anneye yardım etmeye gittim. "Anne ben de yardım edeyim" dediğimde bana dönüp "Tamam sen çayları götür o zaman ben de yumurtayı getirim" dediğinde çay tepsisini alıp bahçeye çıktım. Çayları masaya koyarken annem de yumurta tavasıyla girdi.
O da yumurtaları dağıtırken sofraya oturduk ve kahvaltımızı etmeye başladık. Barış çayından bir yudum alıp "Beni arkadaşım aradı onun yanına gidicem bugün "dedi tamam anlamında kafamı salladım. "Biz de annemle evde birşeyler yaparız" dedim. Hülya anne "Yaparız tabi. Hatta bugün börek yapmak var aklımda biraz fazla yaparız öğlen komşuları çağırır yeriz." dediğinde gülümseyip "Olur tabi" dedim ve kahvaltıma geri döndüm.
Kahvaltıdan sonra bulaşıkları halledip kızımı kucağıma aldım. Uyku vakti gelmişti. Ayağıma bir yastık koyup yavaşça kızımı yatırdım ve sakin sakin sallamaya başladım. Uykusu geldiği için çok geçmeden uyudu. Uyku sorunu olan bir çocuk değildi neyse ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEKLİ HAYAT
ChickLitİki yıl önce evlenen çiftin gelen bebekle birlikte değişen tatlı hayatı anlatılıyor. Olumsuzluğun az olduğu hatta çoğu kızın hayali olan bir hayat... Eğer bu iki çiftin hayatına katılmak isterseniz buyrun ilk bölümden başlayalım.