Polisler gelmiş ve ancak öyle çıkabilmiştik. Koluma röntgen çekmiştik ve temiz çıkmıştı. Şuan saat sabah 5 ve koluma ağrı kesici krem sürmek için sargıyı açıyordum. Murat hocam birkaç gün sargılı kalmasını istemişti. Doku zedelenmesi vardı.
Polisler gelmiş ve ifademizi almıştı. Hastanemizin avukatı dava açmıştı. Hafiften morarmaya dönen koluma kremi yayıp biraz havalandırdım ve tekrardan sarmaya başladım.
O sırada acilin kapısı açıldı ve içeri elinden kanlar akan bir çocuk girdi. Tam bayılacak gibi olduğunda hemen fırladım. "Hop hop hop ... Salma kendini dur" deyip Elif'e seslendim. "Elif bakar mısın?" dediğimde hemen yardıma geldi çocuğun diğer koluna girip yatağa yatırdık.
"Noldu? Kaza mı yaptın?" diye sorular sordu korneal refleksine bakarken çocuk "Hayır araba kapısına sıkıştırdım. Beni... Beni kan tutar o yüzden bi fena oldum" dediğinde "Tamam sen bu tarafa bakma ben kanı durduracağım" deyip koluna turnikeyi bağladım.
Kanama durduğunda oksijenli bezle elini güzelce temizledim. İlerde hastasına bakan Elif'e "Dikişlik duruyor. Zımba ile yapıyorum" dediğimde "Tamam sonra röntgene gitmesi lazım" dedi. Kafam ile onaylayıp eline uyuşturucu iğne attıktan sonra zımba ile eline dikiş attım ve röntgene götürdüm.
Elif'e sonuçların bilgisayara düştüğünü yazıp yolladım. Çocuk ile tekrardan acile döndüm. Elif "Bir sorun yok sadece dikiş attık. Gidebilirsiniz" dediğimde çocuk "teşekkür ederim" diyerek hastaneden çıktı.
Murat hoca acile girip "Sena hemşire kolun nasılsın?" dediğinde "İyi hocam sorun yok" dedim. "O zaman seni hasta kontrolüne yollayalım bakalım" dediğinde "Tabii gidiyorum" deyip acilden poliklinikleri geçtim.
Steteskopumu boynuma asıp tansiyon ve şeker aletini alıp hastaları kontrole başladım. Barış'a bu kolu nasıl açıklayacaktım. Delirecekti...
Hastaların viral bulgularını kontrol ettikten sonra birkaç tanesinin serumuna ağrı kesici eklemiştim. İşim bittikten sonra hafif acıktığımı hissetmeye başlamıştım.
Cemre'yi koridorda görünce sessizce seslendim. "Cemre naber?" dedim. Direk koluma bakıp "Ben iyiyim asıl sen iyi misin? Çok merak ettim de gelemedim" deyip sarıldı.
"İyiyim iyiyim. Zamanın varsa kantine inelim mi? Acıktım ben biraz" dedim. "Olur ben de bir kahve alıcam" dedi. Birlikte kantine inip birer kahve ve sandviç alıp bahçeye çıktık.
Nöbetim bitmişti ve Murat Hoca "Paydos bakalım yarım görüşürüz" dediğinde "İyi günler" deyip soyunma odasına girdim. Üstümü değiştirip ayakkabılarımı giydim.
Saçımı açıp salık bıraktım ve çantamı alıp hastaneden çıktım. Saat 8 buçuğa geliyordu. Arabaya binip ilk fırına gittim. Fırına girip poğaça ve simit aldım.
Eve geldiğimde kapıyı anahtarla açıp sessizce içeri girdim. Poğaça poşetini mutfağa bırakıp yatak odasına girdim. Evde giydiğim takımı giyip banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım.
İkisi de uyuyordu. Yanlarına yatıp kısa süre sonra ben de uykuya daldım.
Eslem uyandığında direk emmek istemişti beni görünce onu emzirirken saate baktım 9 olmuştu. Barış da kalktığında yatakta oturur pozisyona geçti. Kızımı memeden alıp yatağa yatırdım. Tabii ki durmayıp yatağın içinde dolaşmaya başlamıştı.
"Nöbet nasıldı?" diye sordu Barış. "Çok kalabalıktı değildi" deyip kestirdim. Şuan söylemek istemiyordum. Biraz geçse yani en azından kolum biraz geçtiğinde söylemek istiyordum çünkü iyice morarmıştı ve daha moraracak gibi duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEBEKLİ HAYAT
ChickLitİki yıl önce evlenen çiftin gelen bebekle birlikte değişen tatlı hayatı anlatılıyor. Olumsuzluğun az olduğu hatta çoğu kızın hayali olan bir hayat... Eğer bu iki çiftin hayatına katılmak isterseniz buyrun ilk bölümden başlayalım.