"Nihil admirari."
⚜️⚜️⚜️
Saline, onun bir adım arkasında duran ikiz kardeşler Rinda ve Rita birlikte Lord Gustav'ın çalışma odasının bulunduğu holün girişinde dikiliyordu. Bir ara içini çekerek hafifçe dönüp arkasına bakmıştı, kraliyet naibinin makamına çıkan geniş koridorda tam kestiremese dahi dört oda daha bulunuyordu. Bunların başında herhangi bir nöbetçi beklemese dahi her biri adamın danışmanlarına aitti. Lord Gustav'a bu kadar yakın olmalarının sebebi adam onlardan herhangi birini görmek istediğinde zaman kaybetmeden huzuruna çıkmaları gerektiğinden kaynaklanıyordu.
Dikkat çekmemeye çalışarak etrafına göz atıyorken, üçünün ilerisinde bekleyen Bergnan'ın zırhından çıkan sesi işittiğinde önüne dönmüştü. Prenses Alita amcası ile olan görüşmesini sonlandırmıştı, zırhlı muhafızların araladığı kapıdan çıktığında Bergnan duruşunu toparlayarak başını öne eğmişti. Saline ve diğerleri de ona uymuşlardı. Genç kadın, kısa bir an sonra önlerinde dikildiğinde ilk emrettiği kişi o olmuştu.
"Saline, hemen bana Lord Hallstein'ı bul."
Ellerini önünde birleştiren Saline başını usulca kaldırmıştı. Alita ondan alacağı karşılığı ya da sorabileceği herhangi bir soruyu beklemeden holde ilerlemeye koyulmuştu. Rinda ve Rita, Bergnan ile birlikte onu izlemeye koyulmuşken hızlı adımlarla yetişmeye çalışmıştı.
"Majesteleri, eğer kendileri sarayda değillerse-"
Alita'nın bıçağı andıran keskin bakışları birden üzerine döndüğünde Saline cümlesine devam edememişti. Hizmetinde bulunduğu prensesin hali, tavrı, ifadesi ve dahi rengi seçilemeyen gözleri sıklıkla buz kadar soğukken o an adeta harlı bir ateş gibi etrafına kıvılcım saçıyordu. Korkuyla başını tekrar öne eğmişti, anladığı kadarıyla Lord Hallstein mezarda dahi olsa toprağı kazıp yerinden kaldırması gerekiyordu.
"Emredersiniz prenses hazretleri."
Cevabı karşısında Alita kendisine eşlik eden himayesi ile birlikte ilerlemişti, koridorun ucundan çıktıklarında aralarına görevleri prensesi korumak olan dört muhafız daha katılmıştı. Bir müddet olduğu yerde kalan Saline hissettiği kısa gerginlikten sonra içine derin bir nefes çekerek silkelenmişti. Lord Gustav'a ait muhafızların orada bulunmasının uygunsuzluğunu belli eden bakışlarını hissettiğinde üzerindeki krem rengi, pamuktan dikilmiş elbisesinin eteklerini düzelterek ağır adımlarla koridordan çıkmıştı.
Saline, kadının kalbine bıraktığı korku ile Lord Hallstein'ın çalışma odasına doğru yol almışken onu böylesine öfkelendiren sorunun ne olabileceğini düşünüyordu. Sabah, kahvaltıdan sonra dairesinde kocası Lord Hallstein ile birlikteyken aralarında bir sorun olduğunu hissetmişti. Güne başlamak için hazırlanırken ikisi de pek konuşmamıştı, konuştuklarında ise kurdukları cümleler iki ya da üç kelimeyi geçmemişti. Prensesin hizmetine girmesiyle birlikte Saline'i belki de en çok şaşırtan durum bu olmuştu. Uzaktan bakıldığında, dairelerinin içine girilmedikçe Lord Hallstein ve Prenses Alita'nın tartışabileceğini tahmin etmek imkansızdı. Saline, düğün davetlerinde onları hayranlıkla uzaktan izlemişti. Daha önce, birbirine bu kadar yakışan bir çift gördüğünü hatırlamıyordu. Başkente taşınmadan yıllar önce, genç bir kızken huzuruna çıktığı Alita'nın yanındaki erkekler hep ya kardeşleri ya da kuzenleri olmuştu. Lauron Amadeus, aileden olmadığı halde ona rahatlıkla yaklaşabilen tek isimdi. Yıllar içinde, kuzeni Ivar ile evlilik maksadıyla adının yan yana anıldığı birçok kez duymuştu fakat hiçbir zaman somut bir adım atılmamıştı. Kraliçeye hizmet ederken, ailesinin ısrarlarına rağmen prensesin kuzeni ile evlenmemek için ayak dirediğini işitmişti. Astrid Huber'den Gustav Waldorf'a kadar herkes onları birbirlerine uygun görüyordu. Saline bu duruma şaşırmamıştı, o dahi mermerden can bulmuşçasına kusursuz gözüken Alita'nın yanına bir Waldorf'tan başkasını yakıştıramıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzguni
Historical FictionPrenses Alita Waldorf, Kral Hagen'ın hayatta kalan tek kardeşidir. Toplumun ondan beklentisinin aksine, hayır işleri ilgilenip çocuk doğurmak yerine siyasetin içinde olan prenses yirmi beş yaşına geldiğinde ağabeyi Kral Hagen onu uygun bir soylu ile...