"Ad perpetuam memoriam."
⚜️⚜️⚜️
4 Sene Önce – Beyazkaya Sarayı / Calabar
Victor, daha önce hiçbir yürüyüşünün bu kadar uzun sürdüğünü hatırlamıyordu. Sarayın gösterişli koridorları bitmek bilmemiş, adımları ileri gitmek yerine adeta mesafesini uzatmıştı. Çalışma odasındayken herhangi bir mühür ve isim taşımayan küçük mektubu aldığından beri göğsünde huzursuz bir kuş kanat çırpıyordu. Kâğıdın üzerindeki el yazısını tanımasa önemsemez, hatta tehdit ya da tuzak olabileceğini düşünürdü. Fakat kıvrımlarını dahi ezbere bildiği yazıyı tanıyordu, Alita onu görmek istediğini ileterek dairesine çağırmıştı.
İçini kaplayan huzursuzluğun tek bir nedeni yoktu, böyle olsa çözüm için bir umut besleyebilirdi. Neredeyse iki aya yayılan bir sürede Alita ondan yavaşça uzaklaşmıştı, onunla eskisi kadar sık görüşmek istemiyordu. Bunu açıkça dile getirmemişti fakat Victor onu ne zaman görmek istese göze batabileceğini, babasının dikkatini çekmekten korktuğunu bahane ediyordu. Birbirlerine yazdıkları mektuplarda dahi aralarına mesafe girmişti. Victor aynı sarayda yaşamalarına rağmen yazdıklarına ancak haftalar sonra karşılık alabiliyordu. Bunu durumu görmezden gelmek için bahaneler bulsa dahi bir kurt göğsünü usul usul kemirmeye başlamıştı. Evlilikleri hakkında babası ile konuşacak olan Alita'nın adamın gözüne batmamak, hoş gözükmek adına tüm bunları yaptığını düşünse dahi önceden mektuplarında kalbini eriten kelimelerinin canının yakan soğuk çakıl taşlarına dönüşmesine anlam veremiyordu.
O gün, onu dairesinde beklediği yazan mektubunu aldığında günler sonra âşık olduğu yüzünü göreceği için sevinememişti. Çünkü bu durumun garip olduğunu biliyordu, tedbirsiz davrandığı zamanlarda dahi onu dairesine kabul etmeyen kızın babasının dikkatini çekmemeye çalıştığını bahane ederken onu dairesine çağırması huzurunu tamamen kaçırmıştı.
Onu adeta geriye götüren adımları dairesine çıkan küçük koridoru bulduğunda muhafızı Bergnan ile karşılaşmıştı. Adam başını eğerek selam verdikten sonra hole kadar ona eşlik etmişti. Dairesinin kapısını usulca çaldığında Alita'nın girin sesi duyulmuştu. İçine derin bir nefes çeken Victor, sesini dahi ne kadar özlediğini düşünürken Bergnan kapıyı onun için aralamıştı. Gün neredeyse batmak üzereyken balkonu olmayan küçük dairenin yere kadar değen kemerli pencerelerinden içeriye altın rengi sıcak ışık huzmesi süzülüyordu. Yatağının önündeki küçük divanda oturan Alita, onu gördüğünde eğdiği başını kaldırmıştı. İpek kadar parlak olan siyah saçları omuzundan önüne dökülürken yüzünü kısmen perdeliyordu. Üzerine boncuk işlemeli açık mavi, kolları dirseğine kadar uzanan bir elbise giymişti. Ayağa kalkarken bakışları kısa bir an üzerinde gezmiş, sonrasında ise bir adım arkasındaki Bergnan'ı bulmuş, başıyla işaret ederek çıkmasını istemişti. O içeri ilk adımını atarken, Bergnan çift kanatlı kapıyı örterek ikisini yalnız bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzguni
Historical FictionPrenses Alita Waldorf, Kral Hagen'ın hayatta kalan tek kardeşidir. Toplumun ondan beklentisinin aksine, hayır işleri ilgilenip çocuk doğurmak yerine siyasetin içinde olan prenses yirmi beş yaşına geldiğinde ağabeyi Kral Hagen onu uygun bir soylu ile...