⚜️Bölüm 8 - "Kardeşim"⚜️

868 84 43
                                    

"Memento Mori."

⚜️⚜️⚜️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

⚜️⚜️⚜️

15 Sene Önce - Duviel

     Hagen, kardeşi Alita ve ağabeyi Magnus ile birlikte Kuzgun Tepe'deki Róden bahçesindeydi.  Etrafı ağaçlarla sarılı, kılıç talimi için kullanılan parke taşı döşenmiş yuvarlağın içinde üçü bir arada duruyorlardı. Yanlarında kılıç hocaları ya da onlara bakmakla mükellef herhangi biri yoktu. Magnus, onları sabah yataklarından kaldırıp balık tutmaya götürmüştü. Kahvaltıdan sonra babalarına onunla kılıç talimi yapacağını söylemiş fakat yanlarına Alita'yı da almıştı. Hagen, böyle bir şeyi kendisinin yapamayacağını biliyordu. Babası Adon'un Magnus'a karşı güveni tamdı, Alita ve ona ise hala şüphe ile bakıyordu. Bu yakındığı ya da kıskandığı bir durum değildi, bilakis sebebini görebiliyordu. Magnus en büyükleri olarak onlara liderlik etme misyonunu üstlenmişti ve bunu kusursuz taşıyordu. Hem Alita hem de ona karşı olan tavrı öylesine koruyucu ve sahipleniciydi ki ikisi de ondan emir almaktan rahatsız olmuyorlardı.

     Yine de Alita'nın kılıç talimine katılmış olması konusunda şüphelere sahipti. Magnus, onunla kıran kırana dövüştükten sonra dinlemesi gerektiğini söyleyip yuvarlağın kenarına geçmesini işaret etmiş, karşısına Alita'yı almıştı. Tahta kılıçlarla oynamayı sevmiyordu, bu yüzden her birine kendi çelik kılıçlarından vermişti. Her zaman kullandığı, büyük ve ağır olanlardan değilse bile keskin uçları solgun güneşle birlikte parlıyordu. Hagen, hem kılıç hocası hem de onunla talim yapmaya alışkındı. Fakat Alita için aynı şey söylenemezdi. Magnus'un eline verdiği kalkan ve kılıcı nasıl kullanması gerektiğini bilmiyordu. Tek yapabildiği güçlükle kaldırdığı silahı ile birlikte koşarak ağabeyine saldırmaktı. Magnus tek bir kılıç darbesi ile durduğunda yuvarlanıp taş zemine yığılıyordu.

     Kılıcını yere dayamış, ikisini izliyorken Alita tekrar yere düşmüştü. Topladığı siyah saçları açılıp yüzüne dağılmıştı, esen rüzgâr ile birlikte savruluyordu. Uzandığı yerde sırt üstü kalmışken, Magnus elini uzatıp kalkmasını sağlamıştı. Tokasına uzanmış, saçlarını tekrar topluyorken aynı zamanda öğüt veriyordu.

"Eksiğini söylememi ister misin ?" 

     Eliyle yüzüne gelen toprağı silen Alita başını sallamıştı. Küçük ayağı, yerdeki kalkanıyla oynuyordu.

"Öfke ile hareket ediyorsun. Kılıcını kullanırken tek düşündüğün beni yere sermek olmamalı. Kendini nasıl savunacağını da hesap etmelisin. Kılıcını savur fakat kalkanını sakın düşürme. Aklını kullanırsan öfken sana avantaj sağlar. Fakat ipi serbest bırakılmış bir köpek gibi saldırırsan her zaman yere düşersin."

     Saçlarını toplayan Magnus, yerdeki kalkanını eline vererek tekrar karşısına geçmişti. Kılıcını Alita'ya savurduğunda, kız bu kez ona karşılık vermek yerine kalkanını kaldırmıştı. Hagen buna sevinmişti, olduğu yerde sırıttı. Fakat Alita, Magnus bir adım geri çekildiği an cesaretlenip kalkanını indirerek kontrolsüzce ona doğru savurmuştu. Aldığı karşılıkla tekrar yere düştüğünde, bu kez dudaklarından çığlığı andıran bir inleme çıkmıştı. Hagen kızın kaç kere yere savrulduğunu unutmuştu. Gözlerini üzerinden ayırmadan, olduğu yerde hareketlenip Magnus'un yanına geçmişti.

KuzguniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin