"Dies irae."
⚜️ ⚜️ ⚜️
"Çiçekleri kimin için topluyoruz ?"
Sıcak yaz güneşinin ışıkları cam kubbeden adeta üzerlerine dökülüyorken Lauron, Alita ile birlikte Cam Köşkteydi. Sıklıkla olduğu gibi elindeki tepsi ile öğrencisini bir adım arkadan takip ediyordu. Alita'nın üzerinde omuzlarını açıkta bırakan, siyah bir elbise vardı. Üzerinde ne bir taş ne de bir işleme yoktu, elbisesinin açık bıraktığı derin dekoltesini pırlantalarla çevrelenmiş zümrüt bir kolye ile süslemişti. Bir kuzgunun kanatlarını andıran parlak saçlarının sadece üst kısmını toplatmıştı, alt kısmı çıplak omuzlarından sırtına dökülüyordu.
"Bilmem, belki bu kez sizin odanıza yerleştiririz.
Alita, elindeki iri makasla kırmızı güllerden bir dal kesip arkasını dönerek tepsidekilerin arasına yerleştirmişti. Öylesine parlak ve canlılardı ki güneşin altında gerçek değilmiş gibi duruyorlardı. Memnuniyetle gülümseyen Alita, gözlerini çiçeklerinden ayırmadan elini yana doğru uzattığında peşinden ayrılmayan dilsiz hizmetçilerinden biri iri bahçe makasını elinden almıştı.
"Bu, en son hazırladığım reçete köklerini biraz zayıflatsa dahi renklerini daha iyi hale getirdi. Bir müddet deneyelim, eğer yapraklarına zarar vermezse bence bu şekilde devam etmeliyiz."
İçini çeken Alita, deri eldivenlerini çıkarıp tıpkı makası gibi hizmetçilerine doğru uzatmıştı. Topladığı çiçekleri soğuk gözleri ile dikkatlice süzdükten sonra yanı başında bekleyen kızlara dönmüştü.
"Rita, çiçeklerle ilgilenin. Güzel bir buket haline getirdikten sonra Lord Amadeus'un çalışma odasına bırakmanızı istiyorum. Vazosuna yerleştirdiğinizde size verdiğim yağdan suyuna bir iki damla katın. Sakın daha fazla olmasın, eğer çürürlerse bunu sizden bilirim."
Saçlarından kirpik uçlarına kadar vücutlarındaki tüm tüyleri bembeyaz olan ikizlerden Rita, başını eğerek ileri çıkmıştı. Lauron elindeki tepsiyi ona uzattığında, Alita insanları ürküten o soğuk ve kibirli bakışları ile ikisini süzüyordu.
"Çıkabilirsiniz."
Başlarını eğerek selam veren ikiz kardeşler, hizmet ettikleri prensese arkalarını dönmeden geri geri çekilerek bulundukları çiçeklerle çevrelenmiş, sınırı iri mermer saksılarla belirlenen koridordan çıkmışlardı.
"Bu zavallıların üzerine fazla gidiyorsun."
"Neden? Saçlarını okşamadığım için mi ?"
"Ben ciddiyim, senden canları pahasına korkuyorlar."
"Bu da onları tüm krallıktaki en iyi hizmetkârlar yapıyor, sevgili Lord Amadeus."
Lauron içini çekerek pes etmişti, Alita'yı daha yumuşak davranmaya ikna edemeyeceğini biliyordu. Geçen yıllar içinde, birlikte olduğu genç kadını birçok konuda eğitse dahi ona hizmet edenlere karşı tutumunu değiştirmesine yardımcı olamamıştı. Alita'ya bu konuda eğitim veren babası Kral Adon'du, kızına hizmetçiler dâhil onların altında olan herkesin kendilerinden korkması gerektiğini öğretmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzguni
Fiksi SejarahPrenses Alita Waldorf, Kral Hagen'ın hayatta kalan tek kardeşidir. Toplumun ondan beklentisinin aksine, hayır işleri ilgilenip çocuk doğurmak yerine siyasetin içinde olan prenses yirmi beş yaşına geldiğinde ağabeyi Kral Hagen onu uygun bir soylu ile...