"Aliud ex alio malum."
⚜️⚜️⚜️
Alita rüyasında dört ya da beş yaşlarındaydı, Kuzgun Tepe'ydi. Şatonun büyük salonlarından birinin duvarlarını süsleyen mozaikleri gösterirken babası onu kucağında taşıyordu. O yaşlarda bu rengarenk taşların ne anlama geldiğini dahi bildiği söylenemezdi. Evleri olarak gördüğü, kuleleri adeta bulutlara değen şatonun her bir salonunda, aile tarihlerine atıfta bulunan mozaikler bulunuyordu. O an karşısında durdukları tasvirde, Duviel'in özerkliğini kazandığı Sınır Savaşı renkli taşlarla duvara aktarılmıştı. Alita, siyah aile flamalarının dalgalandığı, yerde insanların olduğu, üzerinde kuzgun arması olan bir adamın kılıcını göğe kaldırıp arkasındaki kalabalığa öncülük ettiği bu tasviri o yaşlarda korkutucu ve karmaşık bulsa dahi gözlerini kaçırmamakta ısrar ediyordu. Onu tek koluyla taşıyan babası Adon, yaslandığı kalın ahşap masadan doğrulup ileri çıkmıştı. İşaret parmağını ileri uzanıp kılıcını kaldırmış adamı gösterirken bakışları üzerine dönmüştü.
"Söyle bakalım, bu adam kim tanıyor musun ?"
Alita'nın babasına benzeyen meraklı, çekik gözleri kısa bir an tasviri baştan sona incelemişti. İnatla, yerdeki kanlı cesetlere bakmak istemiyordu. Aile armalarını taşıyan zırh giymiş askerlere ve kılıcını kaldıran öndeki adama son kez göz gezdirdikten sonra başını kaldırıp yüzünü onu izleyen babasına çevirmişti.
"Üzerinde kuzgun var, bizden biri mi ?"
"Evet. Onu tanıman gerek, büyükbaban Arcleon Waldorf. Bak, görüyor musun ? Ordumuza öncülük ediyor."
Alita gür kirpiklerini kırparak babasını dinliyorken, bakışları bir kez daha mozaik tasvire dönmüştü. Yerdeki insanları gördükçe korkudan küçük vücudunu irkiliyordu. Karşısında durdukları manzara yetişkin biri için gayet sıradanken, henüz beş yanına girmemiş bir çocuk için tüyler ürperticiydi. Korktuğunu fark eden Adon, onu kucağında tutuyorken daha sıkı kavramıştı. Bununla birlikte tekrar başını kaldıran Alita yutkunduktan sonra çekinerek konuşmuştu.
"Yerdeki insanları o mu öldürmüş ?"
"O insanlar evimizi almak istediler, büyükbaban da buna izin vermedi. Her birimizin yapması gerektiği gibi ailesini korudu."
"Neden ? Neden evimizi almak istediler ki ?"
"Henüz anlaman mümkün değil, ileride göreceksin. İnsan doğası böyledir, kimse kendinden güçlü olanı sevmez. Tepede olan, tırmananları her zaman ezmek ister."
Alita babasının söylediklerinden hiçbir şey anlamamıştı. Mozaiklerin alt kenarına baktıkça yerde yatan insanlardan can bulacaklarmış gibi korkuyordu. Başını omzuna yasladığında, Adon yüzüne gelen saçlarını eliyle düzeltmişti. Onu kucağında taşırken aynı zamanda mırıldanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzguni
Ficção HistóricaPrenses Alita Waldorf, Kral Hagen'ın hayatta kalan tek kardeşidir. Toplumun ondan beklentisinin aksine, hayır işleri ilgilenip çocuk doğurmak yerine siyasetin içinde olan prenses yirmi beş yaşına geldiğinde ağabeyi Kral Hagen onu uygun bir soylu ile...