Bu bölüm 2 parttan oluşmaktadır. ''Güzel ve Çirkin''2 bölümünü atlamayınız.
----------
SELİN
------------------
''Bizim Emir mi?''
Dudaklarımdan istemsizce harekete geçiyor. Çıkan ses benim değil sanki. Ne hissetmem gerektiğini bilemiyorum. Afallamış bir haldeyim. Emir, Eslem'den sonra en değer verdiğim, en sevdiğim arkadaşımdı. Tüm zor zamanlarımızda koşulsuz yanımızda olan garip yaramaz çocuk... 'Evlilik mi?' Ne zaman büyüdük biz o kadar? Hayatımızdan her zaman bir tık uzakta olan bir kelimeydi evlilik. Gençtik, eğleniyorduk, kafamız güzeldi. Şimdi ise... Konuştuğumuz konu 'evlilik'. İçimizden birinin evlenmesi. Gerçekten büyüdük mü bu kadar?
Burcu ellerini yüzünden çekip başını sallıyor. Bize bakamıyor. Onun için üzülüyorum. İnsanlar her zaman göründükleri gibi değil. Yüzüne bakınca anlamıyorsun belki fakat... Herkesin içinde kocaman bir dert havuzu var.
''Sakin kalıp mantıklı düşünelim.''derken hayrete düşmüş halimi ses tonum yansıtıyor. Haydi, ama! Nasıl şaşırmayayım? Konuşmaya çalışırken bile zorlanıyorum ve beynim oyun oynarmışçasına hep aynı kelimede takılıyor. Emir ve Burcu... Ve evlilik. Konunun odak noktası yolunu şaşırıyor. Buraya neden geldiğimi dahi unutuyorum. Ağzımı açıyorum, söyleyeceğim şeyi unutup geri kapatıyorum. Hepimizin fazlaca dağıldığını görüyorum.
''Emir çok sinirlenecek.''diyor Eslem sonunda. ''Evlilikten haberi yoksa...''derken sesi pürüzsüz ve kendinden emin çıkıyor. Direkt Burcu'ya bakıyor. Ne hissettiğini anlamakta zorluk çekiyorum çünkü etkilenmemiş gibi davranmayı tercih ediyor. Her şey bu kadar karmaşıkken panik ataklarımdan birinin tutması ise sadece an meselesi. Nasıl bu kadar sakin kalmayı başarabiliyor, anlayamıyorum. Ben yapamıyorum.
''Hangi çağda yaşıyoruz, taş devrinde mi? Birbirinizden haberiniz yok. Burada tanıştınız ve evleneceksiniz öyle mi? Güldürmeyin beni.''diyerek patlıyorum dayanamayarak. Tüm bunlar anlamsız ve saçma geliyor. İki kelime yetiyor özetlemeye. Anlamsız ve saçma işte.
''Şirketler birleşmeye çoktan karar verdi.''diyor Burcu kayıtsız bir tavırla. Daha beter sinirleniyorum. Bu kadar basit mi? Kollarımla kendime sarılıyorum. Pekala, yine dayanamayacağım.
''Şirketler yüzünden evlilik mi? Aşiret falan mısınız siz? Burada daha fazla kalamam. Her şey çok saçma. Gerçekten saçma. Kurtulmak için yalan söylediğin yetti.''
Biraz... Fazla oldum sanki. Ah, olamaz! Ağzımdan çıkan sözlere dikkat etmeden konuşuyorum ve Burcu'nun kalbini kırmayı başarıyorum. Köşeye sıkıştığımı hissettiğimde verdiğim yüksek tepkiler... Biri beni hemen tokatlayabilir mi, lütfen?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ VAKTE KADAR
HumorSevgili Rapunzel, Saçların upuzun olmasaydı ve hapsolduğun kuleden aşağı sarkıtasamaydın onları... Nasıl ayrılırdın o yüksek kuleden? Ya sesin çok çirkin olsaydı ve Prens duyar duymaz uzaklaşsaydı... Nasıl kaçardın, kurtulurdun cadının elinden? Masa...