Sevgili Rapunzel,
Saçların upuzun olmasaydı ve hapsolduğun kuleden aşağı sarkıtasamaydın onları... Nasıl ayrılırdın o yüksek kuleden? Ya sesin çok çirkin olsaydı ve Prens duyar duymaz uzaklaşsaydı... Nasıl kaçardın, kurtulurdun cadının elinden?
Masa...
Kalbimiz İzmir'de atıyor bu günlerde. Rabbim yar ve yardımcıları olsun. Bir parça kafamı dağıtmak için ve minik Ayda'nın kurtuluşuna çok sevindiğim için bölüm yazmaya oturdum. Bitince de yayınlamak istedim.
Keyifli okumalar dilerim...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selin'in dinlediği ve bana da bölümü yazdıran şarkı.
Kpop dinlemeyi gerçekten çok seviyorum arkadaşlar.
------------
''Sonunda gidecek insanlara bağlanmaktan korkuyorum.''
İKON - I'M OK
-----------------------------------------
SELİN
Şarhoşum... Hem de mutluluktan! Annemle görüntülü konuşuyoruz. Belki de ilk kez beni bu kadar mutlu görüyor ve elbette hemen fark ediyor. Annelerden duygularınızı nasıl gizleyebilirsiniz ki? Mümkün değil!
''Annecim... Gerçekten mutlusun. Seni böyle mutlu görünce ben de çok mutlu oluyorum.''diyor bana. Ah annem benim... Canım annem!
''Gerçekten mutluyum anne.''diyorum söylediklerini doğrulayarak. Kalbime resmen bahar geldi bu gün. Çiçekler açıp duruyorum.
''Dün gördük. Çok güzel olmuşsun annem. Parlıyordunuz Eslem'le. Bu düşman kardeşler de neyin nesini? Onu anlayamadım bir tek. Hem kardeşler hem araları kötü hem de sizinle mi çalışacaklar?''
Kapana kısılıyorum. Anlık panik duygularım yüklendikçe yükleniyor üzerime. Geçiştiriyorum. Son söylediklerini duymazdan gelmeyi tercih ediyorum. Az önce açan çiçeklerim teker teker soluyor. İşte benim de huzur anlarım bu kadarcık kısa süreli oluyor.
''Çok güzel geçti annecim. Şimdi benim işe gitmem gerekiyor. Daha detaylı konuşuruz, olur mu?''
''Konuşuyorduk ne güzel kızım.''
Öpücükler gönderiyorum ve kapatıyorum. Acelem olduğuna bu şekilde ikna ediyorum onu. Allahtan fazla üstelemiyor. Yine konuyu ne yapıp edip evliliğe getireceğinden eminim. Önce yakışıklı bulduğunu söylecekti. Ardından başlayacaktı her gün aramalar, 'Ay, ne güzel olurdu!' ile başlayan sevimli cümlecikler... Hayır, daha yirmi dört yaşındayım. Ne evliliği?
