Akşam oldu. Duş aldım, hazırlandım, ama bu sefer kendime pek özen göstermedim. Bir şort, bir tişort, birde polar hırka giymiştim. Saçlarımı da öyle açmıştım, her zaman ki kıvırcık saçlarımdı işte. Dışıma pek yansamıyordu aslında iyi olmadığım ama bu benim sayemde. Çünkü beni çok iyi tanıyanlar bile bilmiyordu, belki de beni iyi bir oyuncuyum. Ne demişler; en iyi oyuncu canı yanarken gülendir. Neyse, konumuz bu değil.
Salon’da oturuyordum ve telefonumla oyun oynuyordum. Birden Canan’dan mesaj geldi. “Hazır mısın? Size geliyom.“ Diye mesaj attı.
“Evet hazırım, hadi gel. Bekliyorum.“ Diye cevap verdim.
Aradan 10 dakika geçti, Canan bizim evin önündeydi. Beyaz converse ayakkabılarımı giymiştim ve yanına gitmiştim.
“Hadi gidelim“ diye sesleniyordu bana.
“Tamam geliyorum.“ Diye cevap vermiştim ve çıkmıştık.
Büfeye doğru yürüyorduk ama ben kararlıydım! Adımı atmam ordan. Kovulduğum yere asla girmem. Derken Canan"la sahile Deniz kenarına iniyorduk.
"Canan?"
"Efendim?"
"Öbür Büfeye gidelim mi? Kürşat ve Bilal Abinin Oraya?"
"Yok ben gelmeyim, Gökhan kızar şimdi."
"Saçmalama, ne kızacak? Hadi gel." Dedim ve diğer Büfeye geçtik.
"Selaam" Dedim, ve sarıldım Kürşat Abi'ye. Biz onunla hep dertleşiriz, ve bir ara onunla Umut hakkında dertleşmiştik.
"Ooo, kimler gelmiş." Dedi.
"Ben" Dedim elimi kaldırarak ve gülerek.
"Ee napıyoruz?" Diye sordum bende.
"Gelin arka tarafa geçelim" dedi Bilal Abi. Onlara Abi dediğime bakmayın, aramız 4 yaş ama saygıdan diyordum. Yoksa biz onlarla arkadaş gibiyiz. Derken arka tarafa geçtik, ve orda bir kaç tane rahat minder vardı ve hemen kendimi attım oraya.
"Abi, Bira var mı?" Diye sordum ben. Hiç şaşırmayın çünkü içip kafamı dağıtmam gerek.
"Dur getireyim." Dedi gülerek ve getirdi Kürşat Abi. Hemen açmıştı benim için.
Direk diktim kafaya birayı.
"Canan? Al iç."
"Yok içmeyeceğim."
"Ya iç." Diye ısrar ediyordum.
"Içmeyeceğim." Dedi ama sonra içti.
Ve birden Ece Seçkin - Hoşuna mı gidiyor? şarkısı çalmıştı, ve ayağa kalkıp söylemeye başlamıştım.
"HOŞUNA MI GIDIYOR? OOO, BENI DELI EDIYOR. OOO, SEVDIĞINI KORKMADAN, SÖYLEMEK BANA? ZORUNA MI GIDIYOR" kahkaha atarak söylüyordum, uzun zamandır bu kadar içten gülmemiştim. Bok var çünkü dimi? Bok varda gülüyom.
Canan, Kürşat ve Bilal Abi orda oturmuştu beni izliyorlardı, gülerek. Ve en sonunda Kürşat Abi beni kucakladı ve oturttu.
"Bu da hemen sarhoş oldu." Dedi gülerek.
"Sarhoş değilim ben. Keyifim yerinde sadece."
"Abi? Sakız var mı?" Diye sordum.
"Napıcan sakızı?"
"Ağzım içki kokuyor." Dedim.
"Hee, tamam alırız sonra." Dedi.
Öyle boş boş konuşmaya devam etmiştim, ve dediklerimin bir çoğunu hatıtlamıyordum zaten.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raslantı
RomanceBir insanla ya arkadaş olursun, ya ona aşık olursun veya sevgili. Ortası yoktur değil mi? Aslında var...bunun adı'da raslantı.