Tam 2 saat 35 dakikadır Umutu bekliyorum ve hala gelmedi. Acaba arasam mı? Ama benim dakikam kalmadı nasıl arayacağım? Derken birtane Abla gördüm.
"Merhaba Abla, şey arkadaşımı arayacağımda telefonuzu kullanabilir miyim?" Diye rica ettim.
"Arkadaşın kız mı? Erkek mi?" Haydaa. Ne biçim soru bu be?
"Erkek."
"Sevgilin mi?" Bu ne be? Sorguya çekiyor sanki.
"Yok değil." Dedim ve sonunda telefonu verdi.
Ablanın telefonundan da üç kere aradım, ve açmadı.
"Kızım, bak sen beni dinle. Bundan sana hayır gelmez. Seni bu halinle buralara getiriyor ve gelmiyor bile. Bak bana sana söyleyim, boşver sen bunu." Dedi. Allah Allah, ne varmış ki halimde? Acaba şort giydim diye mi?
"Teşekkür ederim Abla." Dedim ve sahildeki bankta oturdum biraz.
Iyice kalbim sıkışmaya başladı ve galiba panik atak geçirecektim, çünkü hiç bu kadar ağrımamıştı. Hemen Oğuz'a mesaj attım, gelsin aslın beni dönelim diye ama cevap vermedi. En az bir beş altı kere yazmışımdır, ve hiç birine yanıt gelmedi.
En sonunda karar verdim, nasıl geldiysem öyle geri dönerim. Sonuçta ben bu yola kendim çıkacaktım, başımın çaresine bakarım. Hem Oğuz'a mı ihtiyacım var benim? Neyse ya. Ama kalbimde çok ağrıyordu, sanki içimde çarpışan silahlar vardı.
Yürümeye başladım Sahilden yola, ama karar verdim. Yürüyerek döneceğim. Bir cafe görmüştüm ve oraya girmiştim.
"Merhaba, şey ben Sevgi Sitesine nasıl gidilir burdan onu soracaktım?"
"Arabayla mı gideceksiniz?"
"Yok yürüyerek." Dedim ve birden şaşırmıştı cafedeki çalışan adam.
"Ablacım, yürüyerek gidilmez oraya."
"Arabam yok."
"Ben sizi benzin istasyonuna bırakayım, ordan belki biri alır bırakır sizi."
"Gerçekten mi? Çok, çok teşekkür ederim." Dedim ve hemen arabasına aldı beni.
Allahım çok şanslıyım, onca kilometreyi yürüyecektim. Ve otostop çekiyordum sonuçta, düşünsenize başıma onca şey gelebilirdi. Adamın biri taciz edebilirdi, kaçırabilirdi. Öldürebilirdi bile.
Benzinciye gelmiştik ve adam bırakmıştı beni. Ordaki çalışan bir adam vardı galiba tanıyordu, hemen gitti ona söyledi gideceğim yeri ve "biri o tarafa gidiyorsa rica et, götürsünler" demişti.
Birini beni almasını beklerken o sıra telefonum çaldı. Canandı. Eyvah! Ne diyeceğim ben şimdi? Yalan söyleyemem, etrafımda da zaten bir ton ses var. Anlar yani. Hemen telefonu açtım.
"Kızım nerdesin ya? Ne zaman geliyorsun?" Demişti, etrafımda bir ton ses olmasına rağmen duymuştum ne dediğini.
"Hayal, nerdesin diyorum? O sesler ne? Iyi misin?"
"Değilim, iyi değilim. Ama geliyorum birazdan, geldiğimde anlatacağım hepsini." Dedim ve o sırada benzin istasyonundaki adam sesleniyordu bana.
"Hey, gel. Araba geldi. Gidiyorsun." Diye bağırıyordu bana. Bu ne be? Ne biçim bağırıyor bu. Sanki çocuğuyla konuşuyor.
"Noluyor orda Hayal?" Diye sordu.
"Geliyorum, anlatacağım herşeyi." Diyip hemen kapattım.
"Ne bağırıyorsun be? Ne bağırıyorsun? Geldim işte." Diye atarlandım benzinciye. Neyse, adam sustu ve bir araba vardı. Arabadaki kadından ve adamdan rica etti beni bırakabilir mi diye. Arabalarında çocukları da vardı, çocuk dediğim 17 18 yaşlarında kızlar vardı. Neyse, Adam kabul etti. Allah razı olsun valla. Gebermeden, bana birşey olmadan dönüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raslantı
RomanceBir insanla ya arkadaş olursun, ya ona aşık olursun veya sevgili. Ortası yoktur değil mi? Aslında var...bunun adı'da raslantı.