37 | Özel

3.2K 280 128
                                    

!!!

CHALET İSİMLİ JİKOOK FICI YAYINLADIMM🧚🏻‍♀️

!!!!

Yeni evimin penceresinden tatilin keyfini çıkarmak için evlerine dönen gençleri izliyordum. Taehyung’un özel tarifi olan Chocolat chaud'ım ile yapabilecek daha iyi bir aktivitem ne yazık ki yoktu. Üstelik bugün Jungkook çok yorgun olduğunu ve gelemeyeceğini söylemişti.

Ne yazık ki her gün 25 dakikalık yolu gidip geldiği için ona küsüp, trip atma gibi bir şansım da yoktu. Ben geleyim dediğim de ise benim sahip olduğum gibi bir eve sahip olmadığını ve öğrenci yurduna beni almayacaklarını söyleyerek bu seçeneği kabul etmiyordu. Bir gün görememek elbette cehennem azabı gibi gibi bir şey değildi fakat ister istemez sonumun Seokjin gibi olabilecek olmasından korkuyordum. Onunla olan birlikteliklerinde araya giren mesafe ayrılıklarına sebep olmuş gibi hissediyordum. Oysa mantıklı düşününce tek sorunun bu olmadığını rahatça anlayabilsem bile suçluluk oralarda bir yerdeydi.

Aradan geçen yirmi dakika gibi bir süre sonrasında kapının zili çalmıştı. Gelebilecek herhangi bir arkadaşım olmadığı için bu tuhaf olsa da gelen kişinin Jungkook olduğunu görmek havalara uçmama sebep olmuştu. Gelmeyeceğini söyledikten sonra mesaj atıp haber vermemiş olması bu gece onu göremeyeceğim konusuna kendimi alıştırmama sebep olmuştu ama şimdi çat kapı evime gelmiş olması aşırı hoşuma gitmişti.

İkinci kez zile basmasına izin vermeden kapıyı açıp kendimi kollarına attım. Beni son anda yakaladı, dengesini sağlayabilmesi için bir adım gerilemesi gerekti ve hemen kollarını belime doladı.

“Hey Mochi.” Dedi bana sıkıca sarılarak “Beni gördüğün için çok mutlusun anladığım kadarıyla.”

“Seni her gördüğümde seviniyorum Jeon.” Aşağı doğru kayıp kollarımı boynuna sardım, çok geçmeden elleri kalçalarımı buldu.

Dudaklarımı kulağının hassas noktasına bastırıp, sıcak nefesimi verdiğimde boğazından keyifli bir hırıltı yükseldi.

“Eğer her geldiğimde beni böyle karşılayacak olursan asla evin içine giremeyiz bebeğim.”

Her yanıma ateş basmıştı ve utançla geri çekilmek için hamle yapsam da pek başarılı olamamıştım çünkü güçlü kolları beni bırakmak istiyor gibi değildi. Jungkook kollarını belime sıkıca sarmıştı ve yüzünde anlamını çözemediğim sinsi bir sırıtma vardı.

“Ne işin var burada?” diye sordum arkasında gördüğüm orta boy bavula bakarak.

“Seni görmek istedim. Bu her ne kadar bana yarım saat içinde bavul hazırlayıp, metroya yetişmek zorunda olduğum bir an yaşatsa da seni görmeden duramayacağımı anladım.” Alnımdan öptü. “Ayrıca sana bir sürprizim var.”

Heyecanım daha da artmıştı. “Öyle mi?”

“Birlikte kısa bir tatile gideceğiz.” Dedi.

Kucağından inerken yüzüne baktım. “Gerçekten mi?”

“Her şeyi dün hallettim. Kar tatilinde kayak yapmadan olmaz değil mi?”
Heyecanım git gide artsa da Jungkook ile uğraşmaktan zarar gelmezdi.

“Ya sömester tatilinde Kore’de olmak istiyorsam? Bana sormadan plan yapmışsın.”

Jungkook kıs kıs güldü. “Bunu istemediğini biliyorum. Benimle zaman geçirmeyi tercih edersin. Yalan söyleme.”

Soğuk havayı ona yapışık bir şekildeyken hissetmiyordum ama şimdi ondan ayrılmamla vücudum bir buz tabakasına dönmüştü. Hemen içeriye geçtik.

Love In Paris, JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin