4

3.7K 335 143
                                    

P sırası çok yavaş ilerliyordu. Önümdeki çocuk, rehber öğretmenle tartışıyordu. K sırasına baktım ve Taehyung ve Namjoon'un haftalık ders programlarını aldıklarını ve birbirleriyle karşılaştırdıklarını gördüm.

"Ama ben Tiyatro dersini değil Bilgisayar Bilimi dersini istemiştim."

Kısa boylu kurul üyesi sabırla dinledi. "Anlıyorum, ancak Bilgisayar Bilimi dersi senin programınla uymazken yedek dersin uyuyordu. Belki de Bilgisayar Bilimi dersini bir sonraki dönem..."

"Yedek dersim Bilgisayar Programcılığıydı."

Bir dakika. Bir dakika. Bunu yapabiliyorlar mıydı? Bizi istemediğimiz bir derse verebiliyorlar mıydı? Eğer tekrar beden eğitimi dersini almak zorunda kalırsam ölürdüm.

ÖLÜRDÜM.

Kurul üyesi bir yandan elindeki evraklara bakıyordu.

"Sung, gerçek şu ki, yedek ders formunu doldurmayı unutmuşsun, biz de yedek dersi senin yerine seçmek zorunda kaldık. Ama düşünüyorum da bu."

Kızgın çocuk kadının elindeki ders programını kaptığı gibi uzun adımlarla yürümeye başladı. Vay canına. Bu, kadının hatası değildi ki. Sıra bana geldiğinde, benden önceki çocuğun bıraktığı etkiyi yok etmek için adımı mümkün olduğunca kibar bir şekilde söyledim. Bunun karşılığında kadında bana gülümsedi ve gamzeleri ortaya çıkıverdi. "Seni hatırlıyorum, tatlım. Umarım ilk günün güzel geçer," dedikten sonra elime sarı renkli yarım bir kağıt verdi.

Programa göz atarken nefesimi tuttum. Ohh be. Hiçbir sürpriz yoktu. İleri Düzey İngilizce, Analiz, Fransızcaya Giriş, Fizik, Avrupa Tarihi ve sanırım La Vie denilen bir şey.

Okula kayıt yaptırdığımda, kurul üyesi bana "Hayat" anlamına gelen La Vie dersinin yalnızca son sınıf öğrencilerine özel bir ders olduğunu, ara sıra konuk konuşmacıların gelip borçlar ve alacakların nasıl denkleştirileceğim, dairelerin nasıl kiralandığım ve mutfağa girip nasıl kiş yapılacağını öğreteceğini söylemişti. Annem bu dersi almama iyi ki de izin vermişti. Bu okulun en güzel özelliklerinden biri son sınıf öğrencilerinin matematik, fen ve tarih derslerini alma zorunluluğunun olmamasıydı. Maalesef, annem tutucu birisiydi ve diğer üç yıldan farklı dersler alarak mezun olmama izin vermemişti.

Kaşlarını çatarak "Eğer Seramik dersi alırsan istediğin üniversiteye girmen mümkün değil." demişti. Teşekkürler, anneciğim. Siz tutun beni sanata düşkünlüğüyle tanınan bir şehre gönderin ve beni başka bir matematik dersine daha katlanmak zorunda bırakın. Kendimi yanlarında fazlalık gibi hissetsem de Taehyung ve Namjoon'un yanına doğru yavaşça yürümeye başladım ve birkaç dersi ortak alabilmek için dua ettim. Şanslıydım.

"Benimle üç, Yoongi ile de dört dersin ortak!" Taehyung'un gözlerinin içi parladı ve ders programımı bana geri verdi. Gökkuşağı renklerindeki plastik yüzükleri birbirine çarptı.

Onlar tanımadığım insanlar hakkında konuşurken benim aklım J sırasında bekleyen Jeon'daydı. Onunla ortak bir ders alıp almadığımızı çok merak ediyordum.

Yani, onlarla. Onlarla ortak dersimiz olup olmadığını.

Yağmur durmuştu. Namjoon, 'un olduğu yere doğru su sıçratmaya çalıştı. Jeon güldü ve ikisinin de katılarak gülmesine neden olan bir şeyler söyledi. Birden Jeon'un Namjoon'dan daha kısa olduğunu fark ettim. Hatta oldukça kısa.

Bunu daha önce fark etmemiş olmam tuhaftı, ama hiç de kısa boylu biri gibi durmuyordu. Çünkü kısa boyluların çoğu utangaç ya da alıngan olurlar hatta kimisi hem utangaç hem alıngan olurdu, ama Jeon kendine güvenen, sıcakkanlı biriydi.

Love In Paris, JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin