*Merhaba herkesee
Öncelikle yukarıdaki şarkıyı açalım ve bölümümüzü öyle okuyalım.
Yorum yapalım ve oy kullanmayı unutmayalım lütfen.
İyi okumalar.❤️*
38. BÖLÜM: ❝Sen, Ben ve Biz...❞
"Bambaşka bir halin vardı, fark etmeden beni sardı..."
|Bölüm Şarkısı: Fikret Kızılok-Bu Kalp Seni Unutur Mu?|
Doktorlar içeriye girdiğinde dayanamamıştım ve izlemeye korkarak yere çökmüştüm.
Dayanılacak gibi değildi. O makineler Çınar'ın üzerinde gidip gelirken dayanamazdım ben bunlara.
Kendimi hiç olmadığım kadar kötü hissediyordum.
"Yaşa Çınar. Beni bırakma."
Gözümdeki yaşlar artık durmak bilmezken nefes alışverişim de kalbimi tıkamaya başlamıştı.
Kalbimi hissetmiyordum.
Boğazım çok yanıyordu...
Herkes camda Çınar'ı izlerken ben yapamıyordum.
Yere vurduğum yumruklarım ve kemirdiğim tırnaklarım, öylece bekliyordum.
Ve yine elimden hiçbir şey gelmiyordu.
Ona hiç katkım olmuyordu...
Kimse bir şey söylemezken ve öylece olanları izlerken titreye tireye ayağa kalktım ve camdan güzel kalpli sevdiğime baktım.
Gözlerim kalp atışlarındaydı.
Sadece kalp atışlarını izliyordum.
"Hadi Çınar. Hadi bir tanem."
Nefes alışlarım düzensiz bir şekilde ilerlerken kalbimde küt küt atıyordu.
Makine tekrar Çınar'ın üzerine gittiğinde gözlerimi kapadım.
"Ey..Eylül kalp atışları düzeldi."
Annem yandan bana Çınar'ın kalp atışlarını gösterirken hem gülümseyerek hem de ağlayarak anneme sarıldım.
Çınar yaşama tutunmayı becermişti.
Çınar bu olaya yenik düşmemişti.
"Anne yaşıyor!" Annemi sarsarak sarılıyordum.
Çok mutluydum.
O yaşıyordu.
Kalp atışları normale dönmüştü. Ama gözleri hala kapalıydı ve yüzünde o kablolara rağmen hafif bir gülümseme vardı.
Gözyaşlarım aka aka onu izledim öylece. Sargılarıyla beraber öylece yatmasını izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Engelsiz Engeller
أدب المراهقينKusurlarıyla barışık ve kendini her geçen gün geliştirmeye çalışan biriydi o. Ben ise onunla beraber küçülüyordum. Beraber büyümek istiyorcasına.... O bir çiçek kadar narin, derin ve özeldi. Ben ise onun dikeni... 🔗Çınar Göktuğ ve Eylül Akça🔗 Daha...