Kadını burda görmeyi beklemiyordum ama onu korkuttuğum her halinden belliydi. Hareketleri beni aşağılamak için gibi görünse de korkusunu gizlemeye çalıştığı çok barizdi. Bu kadını 1 hafta önce görsem muhtemelen yanından geçip giderdim.
-Neden bu ülkeye geldin?
-Bu sizi ilgilendirmez.
Yanından geçip gitmek için hareket ettiğimde yeniden konuştu.
-Neden burdasın dedim sana!
O karı bana sesini mi yükseltmişti?
-Ben de size sizi ilgilendirmez dedim!
-Beni ilgilendirir. Sen benim kocamın kızısın.
-Sizin de dediğiniz gibi kocanızın kızıyım sizin değil. Ayrıca kocanızın kızı olmak da hiç ilgimi çekmiyor.
-Bizden uzak dur.
Bu kadının bir kuyruk acısı vardı. Ama neydi?
-Size yaklaşmak gibi bir hareketim olmadı zaten. Ama neden bu kadar endişelisiniz?
Kadın ağzını açsa da konuşmadı. Bilmediğim bir şeyler dönüyordu. Yoksa bu kadın?? Kadın gitmek için arkasını döndüğünde yemimi attım.
-Yoksa.... yoksa sevgili babamın benden haberi yok mu?
Kadın büyük bir panikle bana döndü. Cevabımı almıştım. Bundan sonra ne derse desin önemli değildi.
-Kocamın haberi var ve sana görüşünü mektubuyla iletti. Bilmiyorsun sanki.
Kadına biraz yaklaşıp sırıttım.
-Aptal gibi mi görünüyorum?
Geri çekilip kadını arkamda bıraktım.
-İyi geceler efendim!
Kadın öylece kalmıştı. O kötü olabilirdi ama ben ondan daha da kötü olabilirdim. Burda kendime uğraşacak bir şeyler bulmuştum. Eve geldiğimde yavaşça eve girdim. Kimseyle karşılaşmak istemiyordum. Ama eve girdiğimde duyduğum konuşmalarla içeriye gitmeden dinlemeye başladım.
-Büyükanne anlamıyorsun hayatıma dikkat etmem gerek. Skandal çıkartmak için benimle mutlaka bir gün uğraşacaklar. Min-a gitmek zorunda.
-Min-a burada kalacak. Konu tartışmaya açık değil.
Hyun Joon itiraz ederken biraz ses yaparak kapıyı tekrar kapattım. Ses ile birlikte herkes susmuştu. Normal bir hızda içeriye geçtim. Hyun Joon sinirli görünüyordu. Onu anlıyordum. Bu ülkede ünlü olmaktan çok ünlü kalmak zordu. Sabah bahçede gördüğüm kız ve Min Jae el ele oturuyorlardı. Kimse bana bir şey söylemeyince odama geçtim.
Bu gün değişik kararlar almıştım. O kadın beni bu ülkede istemiyordu. O zaman kendimi onun gözüne gözüne sokacaktım. Babamın benden haberi yoktu. Umutlu değildim ama yine de içimde bir yer canlanmıştı sanki.
Hyun Joon haklıydı onu anlıyordum. Hızlıca eşyalarımı toplamaya başladım. Yarın kendime başka bir ev bulacaktım. Korecem artık daha iyiydi. Takıldığım kelimelerin hepsini düzeltmiştim. Kiralık ev araştırmam gerekiyordu. Sonra ise daha büyük bir planım vardı.
_________________________Sabah erkenden kalktım. Evi bulmuştum. Ama gece geç saatte bulduğum için aramamıştım. Ev sahibiyle kısa bir görüşmeden sonra anlaşmıştık. İnternet üzerinden depozitoyu gönderip bavullarımı aldım. Yavaş adımlarla merdivenlerden indim. Kimse yoktu. Şanslıydım. Evden çıkmadan önce dönüp eve baktım. Sadece 3 ay kalmış olsam da burayı sevmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LYRA
FanfictionBir oyun oynadığınızı düşünün. Başlangıcı güzel ama devamı berbat. O oyundan sıkıldığınızı hayal edin. Ölesiye nefret ettiğinizi. Ne yapardınız? Oynamayı mı bırakırdınız? Ya da fırlatıp atar mıydınız? Bunaldığınızda yeter deyip başından kalkardınız...