18. Bölüm

242 27 22
                                    

Dalgın bir şekilde iş yerime gidiyordum. Kirayı elli dolar kadar indirimli ödüyordum. Bu parayı geri vermek istiyordum. Hatta daha da fazla vermek istiyordum kendimi beleşçi biri gibi hissetmekten nefret ediyordum. Kulağıma gelen tanıdık melodi ile ayaklarım kendi kendine yön değiştirmişti.

Sessizce onları izledim. Gerçekten çok yeteneklilerdi. Ama son günlerde mutsuz görünüyorlardı. Arabesk bilseler kesinlikle yeni müzik tarzları olurdu. Müzik sona yaklaştığında biraz daha önlere gittim. Yanlarında oturan Hyun Joon ile kaşlarım çatılmıştı. Müzikleri bittiği anda Hyun Joon'da beni görmüştü.

-Aa merhaba seni hatırladım.

Başımı olumlu mânâdâ salladım.

-Sen ne yapıyorsun burda?

Hyun Joon kendini belli etmişti.

-Seni ilgilendirmez.

-Seni görmek istemiyorum git burdan.

-Kes sesini seni buraya gömerim o zaman göremezsin beni.

Bana selam veren çocuk araya girdi.

-Heyy sakin olun.

Bana dönüp şaşkınca konuştu.

-Sen korece biliyor musun?

-Evet.

-Sadece bilmiyor aynı zamanda Koreli.

Anlamaz bakışlar atıyordu.

-Kusura bakma. Sen bana ingilizce seslenince öyle cevap verdim ve devam etti. Kötü bir niyetim yoktu.

-Seni yargılamam, öyle biri değilim. Siz tanışıyor musunuz?

-Zorunlu bir tanışma. Gitmem gerek. Tanışma olayını Hyun Joon zevk ile anlatacaktır.

Hyun Joon bana pis pis bakıyordu. Ah o gözlerini oymak vardı şimdi.

-Sökerim o gözlerini senin.

Giderken söyleniyordum. Kesinlikle mükemmel bir imaj çizmiştim. Acaba o yarım akıllının orda ne işi vardı. Düşünceler içinde hızlıca dükkana geldim. Önlüğümü takıp oturdum. Henüz müşteri yoktu. Az sonra içeriye Wang girdi. Elindeki poşetleri göstererek sırıtıyordu.

-Sana et aldım akşam kutlama var buna bari katıl.

-Ne kutlaması?

-Patron bir şeyler söyleyecekmiş. Vee zam alıyoruz.

Yüzüme bakıp bir tepki alamayınca söylenmeye başladı.

-Niye mutlu olmuyorsun anlamıyorum. Seni güldürmek cidden zor hatta imkansız.

-Sana söyledim Wang seninle bir ilgisi yok. Mutlu olsam bile yüzüme yansımaz.

-Evet evet üzülmüyorsun, ağlamıyorsun, gülmüyorsun. Sadece şaşırma efektin var başka bir şey yok. Güncellemen falan yok mu senin?

Boş gözlerle bakmaya devam ettiğimde korkuyorum diyerek mutfağa geçmişti.
______________________

Akşama kadar sıkı bir tempoda çalışmıştık. Öğrenciler burayı nedense çok seviyordu. Masayı silmeyi bitirdiğimde diğer günlerden daha geç kalmıştım. Çok yorgun hissediyordum. Kira konusu resmen üstüme çökmüştü altında ezildiğimi hissediyordum. Önlüğümü çıkarttığımda içeriye bir grup girdi.

-Üzgünüm kapalıyız.

Ben sustuğum anda yaşlı kadın lafa girdi.

-Gelin buraya nerde kaldınız? O kadar çok iş yoktu.

LYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin