39.Bölüm

207 29 40
                                    

Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Loş bir ışık vardı. Etrafa bakındım. Başım ağrıyordu. Hastane odasıydı. Kimse yoktu yanımda. Kendimi daha fazla zorlamadan geri yattım. Tavanla bakışıyorduk. Yaşadıklarım bir bir aklıma gelirken yüzüme bir sırıtış yayıldı.

Kapının açılma sesiyle başımı hareket ettirmeden kapıya baktım. İçeriye elinde tepsiyle yapılı bir adam girdi. Bana yaklaştığında yüzünü görebilmiştim. Bana süt veren o korumaydı. Elindeki tepsiyi bir kenara bırakıp yanıma geldi.

-İyi misin?

Yüzü endişeli görünüyordu.

-Her zamanki gibiyim. Sadece başım ağrıyor.

Serumlara baktı.

-Ağrı kesici bitmiş.

Gitmek için arkasını dönmüştü ki onu durdurdum.

-Ağrı kesiciye ihtiyacım yok. Fazla ağrım yok.

Bana dönüp yanıma geldi. Yüzümü tarıyordu gözleriyle.

-Emin misin?

-Evet. Ne zaman çıkarım hastaneden?

Yan tarafımdaki sandalyeye oturdu.

-Sabah taburcu olacaksın. Menajer sabah gelecek.

Karnımın guruldamasıyla yatakta biraz doğruldum.

-Tepside yiyecek var mı?

Adam gülerek ayağa kalktı. Tepsiyi bana getirirken keyifli görünüyordu.

-Senin için yemek getirmiştim. Hepsini bitir.

Tepsiye bir göz attım. Çorba ve salata vardı sadece. Ekmek bile yoktu. Bununla doymayacağım aşikardı. Çorbayı kaşıklarken adam yeniden sandalyeye oturmuştu.

-Ben sabaha kadar idare edebilirim. Siz evinize gidip dinlenin lütfen.

Adam sandalyeye biraz daha yerleşti.

-Hiç bir yere gitmiyorum. Bundan sonra hep bir adım arkanda olacağım.

Bir süre düşündüm. Beni kucağına alan kişi o olmalıydı. Ama yüzünü görememiştim.

-Beni siz mi getirdiniz buraya?

Başını olumlu mânâda sallamakla yetindi. Sonrasında bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı. Ama konuşmadan geri kapattı.

-Bir şey mi söyleyecektiniz?

Kısa bir süre yüzüme baktı.

-Neden kaçmadın? Yani orada öylece dikiliyordun. Ben panik yapıp sana doğru koşarken sen sanki film izler gibi izliyordun olup biteni. Bayılırken sırıtıyordun. Garip bir kızsın.

Adam bir çırpıda içini dökmüştü. Sözleri bitince derin bir nefes aldı. Sanırım bana cevap hakkı doğmuştu.

-Ben sadece yumurta atacaklarını düşündüm. Zaten kıyafetim ilk yumurtayla batmıştı. Neden bilmiyorum kaçma gereği duymadım.

-Ama nasıl? Yüzünde hiç acı emaresi yoktu.

Güldüm.

-Acıyı diğer insanlar kadar çok hissedemiyorum.

Kaşları çatılsa da sessiz kalmıştı. Bir süre sessizce yemeğimi yedim. Yemeğim bittiğinde tepsiyi alıp masanın üzerine koydu. Uykum yoktu. O da uykulu görünmüyordu.

-Neden bana iyi davranıyorsun?

Birden sorduğum soruyla afallamıştı.

-Ben işimi yapıyorum.

LYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin