Büyük ekrandaki görüntümün yerine gelen üyeler oldukça şaşkın görünüyorlardı. Gözlerimi kalabalığa çevirdim. Benim için olan pankartlar yavaş yavaş inerken şimdiden yiyeceğim linçler gözümde canlanıyordu. Müzik devam ediyordu ama kimseden ses çıkmıyordu. İlk toparlayan Bo Ram olmuştu yaşından beklenmeyen bir olgunlukla kontrolü ele almıştı.
Diğerleri de ona katıldıklarında ben de hiç bir şey olmamış gibi devam etmiştim. Ama çoktan haber yayılmış olmalıydı.
___________________________
Sahne arkasında geçtiğimizde bizi büyük bir kalabalık bekliyordu. Yüzüme sinirli bir ifade takınıp kulaklıkları kulağımdan çıkarttım.-Bu rezillikten kim sorumlu?!!
Kulaklıkları fırlatırken oldukça yüksek sesle bağırmıştım. O kadar kalabalıkta bir kişi bari videoya alıyordur diye umuyordum.
-Bana bu komployu kuranı bulursam başına hiç iyi şeyler gelmeyecek!!
Menajer beni kolumdan sürüklerken kalabalığa korkunç bakışlar atmakla meşguldüm. Ama içimden attığım kahkahaların yanında lafı bile olmazdı. Kulise geçtiğimizde kendimi koltuklardan birine attım.
Zeytinyağı falan hikayeydi en halis üste çıkan şey bendim. Menajer makyaj malzemelerinin oraya gidip malzemeleri sakince incelerken bu sakinliğinin nedenini merak ediyordum.
-Bundan sonra ne olacak?
Sevgili liderimiz merak etmiş olacak ki ilk kez ağzını açmıştı.
-Hiç bir şey. Min-a nın bir melez olduğunu babasının Koreli olduğunu söyleyeceğiz. Yıllar sonra koreye gelişini anlatıp hayranların sempatisini yeniden kazanacağız. Ayni zamanda da babası tarafından reddelilen kız hikâyesi ile yeniden ilgiyi sizin üzerinize çekeceğiz.
Şüpheci bir tavırla konuştum.
-Sanki tüm bunları önceden planlamış gibisiniz?
Parmağını bana doğru sallarken bir yandanda hızlı hızlı konuşmuştu.
-Sizin sayenizde olasılıkları hesaplamaktan delireceğim. Ve sakın aklından bile geçirme şirket böyle bir muamma için kendini riske atmaz. Bunun sorumlusu her kimse son zamanlarda bizimle uğraşan herifler olmalı.
-Birilerinin bizim itibarımızla bir derdi var anlaşılan.
Menajer onaylarken o da koltuklardan birine oturdu.
-Bu işi araştıracağım. Ve sen bir kahine gidip kötü ruh mu kovdurtsan. Son çıktığın iki konserde de olanları göz önünde bulundurarak söylüyorum bence bunu bir düşün.
Alaycı bir şekilde sırıtıp başımı arkaya yasladım. İnsanlar yeniden benden nefret edecekti. Menajer birkaç telefon görüşmesinden sonra ayaklandı.
-Basın açıklaması için hazırlanmam gerek. Korumalardan ayrılmayın. Arka taraftan çıkacaksınız.
Dışarıya çıktığında Hye Young aşağılayıcı bakışlarını bana çevirdi.
-Senin yüzünden yaşanan sorunlardan bıktım artık.
-Benim sayamde linç yemekten kurtulan sevgili liderimiz mi diyor bunu. Ahh ne acıklı.
Aşağılar tondaki konuşmam beni eğlendiriyordu. Ama Hye Young için aynısı söylemek pek mümkün değildi.
-Sana daha önce de söyl.....
Çalan kapıyla kulak tırmalayıcı sesini kesmişti. Çıkmamız gerektiğini söyleyen adamla odayı ilk terk eden bendim. Hızlı adımlarla arka kapıya giderken uyumanın hayallerini kuruyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LYRA
FanfictionBir oyun oynadığınızı düşünün. Başlangıcı güzel ama devamı berbat. O oyundan sıkıldığınızı hayal edin. Ölesiye nefret ettiğinizi. Ne yapardınız? Oynamayı mı bırakırdınız? Ya da fırlatıp atar mıydınız? Bunaldığınızda yeter deyip başından kalkardınız...