Şirketten çıktığımda kulaklarım uğulduyordu. İnsanların sanki metrelerce kalın bir duvarın arkasındaydı. Boğuk ve anlamsız sözleri zihnimde bir anlam bulamıyordu. Uyuşmuş bedenimi zar zor hareket ettirirken omzumdan birinin tutup beni yönlendirmesiyle aldırış etmeden beni çekiştirdiği yere gittim.
Bir arabaya bindirildiğimde nefes alışverişlerim hızlanmıştı. Vücudum tamamen hissizleşirken bayılacağımı çoktan anlamıştım. Arka koltukta yana doğru yıkılırken bilincim hâlâ açıktı. Ama birden gelen rahatlama hissiyatı ile gözlerimi kapattım. Bedenimdeki ve ruhumdaki acılar birden yok olmuştu. Min Joon'a ne zaman bu kadar aşık olmuştum. Bilincim kapanırken nerde olduğuma dair hiç bir korkum yoktu.
__________________Vücuduma yeniden acılar dolarken ruhumdaki daralma da kendini belli etmişti. Yavaşça gözlerimi araladım. Etrafımı inceledim bir süre. Hastaneye gelmiştim. Kolumdaki serum serin serin akarken derince iç çektim. Bağıra bağıra ağlasam tüm sorunlarımdan kurtulacakmışım gibi hissediyordum.
Kapının açılmasıyla dikkatimi oraya verdim. İçeriye giren kadın doktoru tanıyordum. Gülümsediğinde gözlerimi ondan çekip arkasına baktım. Wang bana el sallayarak selam vermişti.
-Konuşabilir miyiz Min-a?
Doktorun sorusuyla ona döndüm.
-Ne hakkında?
Wang yatağımın yanındaki sandalyeye otururken doktor sorumu yanıtlamıştı.
-Hastalık hakkında. Artık ertelemeyi bırakmalısın.
-Ne kadar daha bekleyebilir?
Doktor nefesini seslice üflerken omuzlarını silkti.
-En fazla 3 hafta. Şanslısın ki tümörün iyi huylu. Ama Oksipital lobun hafif hasar alırsa halisünasyonlar görmeye başlayacaksın. Ağır bir hasar ihtimalini konuşmak bile istemiyorum.
-Ameliyat riskli demiştiniz.
-Ameliyat olmaman daha riskli. Yetenekli doktorlarımız var. Bunu daha fazla etreleme Min-a.
Boş gözlerle bir süre doktoru izledim. Bu kadar çok ölüm gördükten sonra hâlâ karşılarındaki kişinin hayatını gerçekten önemsiyorlar mıydı?
-Tümörüm uçak yolculuğunda herhangi bir sorun çıkartır mı?
Doktor bir süre düşündü.
-Sanmıyorum.
İhtimallerle konuşan doktor en sevdiğim diye içimden geçirirken Wang'ın ciddileşmiş yüzüyle karşılaştım.
-Ben her şeyi doğru duydum değil mi?
-Korecen baya gelişmiş Wang, harikasın.
-Sana sordum soru Min-a?
-Evet doğru duydun.
Wang'ın kaşları daha çok çatılırken doktora döndüm.
-Hastalığımı ben söyleyene kadar yine kimse duymasa sorun olur mu?
Doktor tereddüt ettiğinde ekledim.
-Merak etmeyin yüksek miktarda bağış da yapacağım. Ama bir isteğim daha olacak.
-Sizi dinliyorum.
-Sizden istediğim zaman hastalığımı duyurmanızı istiyorum.
Doktor biraz afallasa da başını olumlu mânâda salladı.
-Serum bittikten sonra çıkabilirsiniz.
Doktor odadan çıktığında Wang koluma vurdu.
-Şaka yapıyorsan seni döverim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LYRA
FanfictionBir oyun oynadığınızı düşünün. Başlangıcı güzel ama devamı berbat. O oyundan sıkıldığınızı hayal edin. Ölesiye nefret ettiğinizi. Ne yapardınız? Oynamayı mı bırakırdınız? Ya da fırlatıp atar mıydınız? Bunaldığınızda yeter deyip başından kalkardınız...