53.Bölüm

146 17 13
                                    

Hayatım fazla sıkıcı biraz yorum yapın da bari burda güzel zaman geçiriyim. :)

Sabah yataktan zombi gibi kalktım. Sanki gece yarın yokmuşcasına içen bendim. Odamdan çıktığımda koridorda yatan Bo Ram'ı gördüğümde başta korktum. Ama hareket ettiğinde rahatlayıp lavaboya girdim. Ben gittikten sonra ne yaptıkları hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Kulaklığımı takıp uyuyana kadar müzik dinlemiştim.

Yüzüme su çarpıp aynadan kendime baktım. Kötü görünmüyordum. Ama kesinlikle kötü hissediyordum.
___________

Menajer bitmeyen neşesiyle bu gün yapacaklarımızı anlatırken şu adamın enerjisi bende olsa yapabileceklerimi hayal ediyordum.

Ellerini çırpıp bize çabuk olmamızı söylediğinde kendime geldim. Ne yapacağımız hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ama sanırım reklam çekimine gidecektik. Evden çıktığımızda hissettiğim soğukla hafifçe titredim. Araca binmeden ise ilerideki bir duvarın arkasından bizi gözetleyen birini gördüm. Ama hemen saklanmıştı.

Her zamanki umursamazlığımla araca binerken pencere kenarına oturup o tarafa baktım. Ama görünürde kimse yoktu. Yine takipteydi manyaklar. Hâlâ uykum vardı. Araç hareket ettiğinde kızların yaptığı sese rağmen gözlerimi kapattım ve uyumaya çalıştım.

Ama ne kadar uğraşırsam uğraşayım küçük çocuklar gibi gülüşüp ses yaptıkları için uyuyamamıştım. Gözlerimi açıp çatık kaşlarla onlara baktım ama beni gören yoktu. Gözlerimi devirip camdan dışarı baktım. Kafamı koltuğa vurarak intihar etme isteği beynimi kısa süreliğine işgal etti. Ama muhtemelen ölmezdim.

Nefesimi sertçe dışarı üfledim. Kısa bir süre sonra da araç durmuştu. Hamama (sauna tarzı bir yer) gelmiştik. Etrafta çok fazla insan vardı. İçeri girdiğimizde birileri bizi tutup bir yerlere çekiştirmeye başlamıştı bile çoktan.

Kısa sürede elimdeki içecekle kameranın karşısında otururken içecek reklamı çekildiğini anlayabilmiştim.
____________________

Çekimlere verdiğimiz 1 saatlik arada bir duvar kenarına geçip oturdum. Yorulmamıştım sadece bunalmıştım. Burası çok boğucuydu. Çalışanlara baktığımda yine koşturuyorlardı. En azından dinlenebiliyordum.

Bizim kızlar hep birlikte oturmuş sohbet edip gülüyorlardı. Bu kadar komik olan neydi anlam veremiyordum. Bir süre boş gözlerle onları izledikten sonra önüme döndüm. Boş boş oturmayı seviyordum ama keşke beynimi çıkartıp bir kenara koyabilseydim. Selim ve Min Joon'u düşünmekten delirmek üzereydim.

Birilerinin bana baktığını hissettiğimde kafamı kaldırdım. Ve bana bakan bir grup insanla karşılaştım. Benim bakışlarımla önlerine dönerlerken kaşlarım çatılmıştı. Benim hakkımda konuştuklarına her türlü bahse girebilirdim. Bir süre onları izledim. Ama bakışlarım sadece bana bakmalarını engellemişti. Elleriyle kollarıyla yine beni işaret ederek bir şeyler konuşuyorlardı. Sinirle kafamı geriye attığımda beklediğimden erken duvarla buluşan kafam zonklamıştı.

Bozuntuya vermemek adına ovuşturmasam da acı gerçekten vardı.
______________________

30 saniye göründüğümüz reklamın çekilmesi koca bir günümüzü almıştı. Çekimle ilgili sevdiğim tek şey hamam kıyafetlerinin çok rahat olmasıydı.

Kendimi salondaki koltuğa bıraktığımda kızlar da en az benim kadar yorgundu. Yarın da reklam için fotoğraf çekimleri olacaktı. Jung Su mutfağa doğru giderken konuştu.

-Ramen yer misiniz?

Arkasından ayaklandım.

-Teşekkür ederim aç değilim.

LYRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin