Bölüm 26

266 17 0
                                    

Meral' de farkında idi, iki kardeinden istediğinin. Onlar için zor olduğunu biliyordu, ama emin olduğu bir şey vardı ki. Onlar ne karar alırlarsa doğru olacağına emindi. Bu güvende kendisine değer vermelerinden geliyordu. Onlara zamanı tanımış. Kendi aralarında konuşup, karar vermelerini bekliyordu. Bir yandan da ne karar vereceklerini düşünüyordu. Kendisinin sağlıklı bir karar vermediğinin farkında idi.

Murat'la Tolga uzun uzun konuştular. Verdikleri kararı Murat'ın açıklamısını istedi Tolga. Doğru bir açıklama yapabilceğini, mesleğinden yola çıkacağını biliyordu. Üşüdüklerini hissettiklerinde Meral'in yanına geri döndüler. Meraklı bakışlarını saklama gereği duymadan ikisinin de yüzünde gezdirdi Meral.

- Evet sizi dinliyorum.

- Biz bize doğru geleni söyleyeceğiz sana Meral. Tabi ki de son karar senin... dedi Murat.

- Beni düşündüğünüzü ve değer verdiğinizi biliyorum. O nedenle size sordum zaten. Yanlış bir karar vermeyeceğinizi biliyorum. Bu kararı verirken beni düşündüğünüzü de biliyorum. Şimdi dinliyorum Murat..

- Biz Mehmet'le bir kere daha konuşman taraftarıyız Meral. Evet senin için zor bir durum biliyoruz, ama ne olmuşsa, ne olursa olsun. Bir kez konuşmayı Mehmet'te hakediyor. Hemen kestirip atamazsın Meral. En azından konuşun, eğerki baktın düşüncelerin değişmiyor, o zaman kararını onun yüzüne karşı söylersin. Tabiki son karar yinede senin.

- Bu sonuca beni düşünerek vardığınızın farkındayım, o yüzden daha fazla uzatmayacağım konuşacağım Mehmet'le. Hatta vazgeçmemek için şimdi arıyorum onu.

Meral telefonunu eline almış, Mehmet'i aramıştı. Mehmet ise Meral'le konuştukları günden sonra, evden çıkmamış. Herşey için kendini suçlamıştı. Üzerine Meral'in kendisini aramaması ise üzerine tuz biber olmuştu. Meral hayatından gittiğinden beridir, mutluluk nedir unutmuş, eskisinden bile beter olmuştu hayatı. Feridun'un dediği gibi yavaş yavaş ölüyordu aslında. İçki şişelerine gömüldüğü anda telefonun melodisi odat-yı doldurdu. Başı çatlayacak gibi ağrıyordu zaten, bir de üzerine bu müzik kaldıracak havası yoktu. Arayana bakınca Meral'in ismini görünce '' çok içip kafayı buldum herhalde, Meral'in ismini görmeye başladım'' dedi kendi kendine. Arama devam edince sarhoş olduğu için değil, gerçekten onun aradığı dank etti kafasına.. Heyecanla açtı telefonunu.

- Meral?... dedi. soru sorar gibi çıkmıştı sesi.

Meral de farketmişti sesinde ki imayı. Sesinin kısık ve titrek çıkması ise sarhoş olduğunun kanıtı gibi serilmişti önüne. Feridun'dan biliyordu, sarhoş oluncaçıkan ses tonunu. İçki sevmediği bir özellikti Meral için. Anlamamazlığa geldi. Sonuçta bu konuşma belirleyecekti her şeyi.

- Mehmet ben konuşmak istyorum, müsaitmisin?... diye sordu.

- Müsaitim tabi, nerde istersen geleyim konuşalım, yeterki beni affet... dedi Mehmet.

Sesinde ki incinmişliği ve hüznü farketmişti Meral. Ama ne diyebilirdi ki Mehmet'e. Feridun'la geçmişleri aklına gelince, affetmek bir yana, yüzünü bile görmek istemiyordu Mehmet'in. Bir saat sonra buluşmak için kararlaştırıp telefonu kapattılar. Bir an izlenildiği hissine kapıldı Meral. Etrafına baktı, huzursuz olmuştu. Tolga bu durumu farketmiş.

- Ne oldu Meral? Birşey mi oldu?

- Yoo... yooo hayır ne olacak bir an ürperti geldi. Bende etrafa baktım öyle... dedi.

- Üşüdü isen, polar isteyelim üzerine.

- Yok, yok gerek yok. İyiyim ben.

Murat farketmişti Meral'in tedirginliğinin. Feridun'u tanımıyordu, ama geldiklerinden beridir. Yolun karşı tarafından birinin onları izlediğinin farkında idi. Bakışları arada oraya kayıyor. Karşıda ki adam ise sürekli Meral'e bakıyordu. Bu kesinlikle Feridun diye düşünerek, adamı aklına kazır gibi bakıyordu yüzüne. Zaten Meral huzursuz olduğu zamanda adam gidiyordu. Neyse ki sorun çıkmayacak diye rahatladı.

Ikinci Bahar....Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin