Kahvesini eline alan Meral, Murat'ın yüzüne baktı. Israr etmemesi, üzerine gelmemesi Meral'i sevindirmişti. İçinden çok teşekkür ediyordu. Kardeşi geldi aklına, erkek kardeşi.
''' Feridun la kız kardeşini aynı yatakta gördüğü gün, Tolga'yı aramış, Tolga da onu almaya gelmişti. Şimdi olduğu gibi, kardeşi onu kendi evine götürmüştü. Kahve yapıp vermişti eline. Meral'in sakinleşip, konuşmasını beklemişti. Şİmdi Murat'ın yaptığı gibi. Meral biraz kendine geldiğinde, Feridun'un kendini aldattığını, yatak odalarında bir kadınla gördüğünü söylemişti. Tolga böyle birşeyden şüphelendiği için, fazla şaşırmamıştı. Kadının kim olduğunu sorunca; Meral tekrar ağlamaya başlamış. Onları gördüğü anı tekrar yaşamıştı. Tolga Meral'e tekrar kadının kim olduğunu sorunca. Meral, bilmiyorum, kadının yüzünü görmedim demişti. Kendisi bile inanamazken gördüklerine, erkek kardeşine nasıl söylecekti. Tolga gerçeği öğrenince Eylül'ü yaşatmazdı. Zaten Tolga'da böyle birşeye inanmazdı. Eylül'ün birşeyler karıştırdığının farkındaydı, ama bu kadarına inanmazdı. Onlar konuşurken kapı çalmış, Tolga kapıya bakmaya gittiğinde, Eylül'ün geldiğini görmüştü. Gözleri kızarıktı Eylül'ün. İçeriye geçmeden önce; ne oldu Eylül? diye sormuş. Eylül' de; erkek arkadaşımla kavga ettik, beni terk etti demesini Meral duymuştu. Bir insan ancak bu kadar yüzsüz olur, bu benim kardeşim olamaz. demişti kendi kendine. Tam çantasını alıp, ayağa kalktığı sırada Eylül'de içeriye girip karşılaşmışlardı. Eylül şaşkınlıkla Meral'e bakarken, Feridun'un kendisini terk edişi aklına geldi. İçinde yükselen öfke dalgasına kapılarak, Tolga'nın varlığını bile unutup '
- Sen şeytansın. Senin yüzünden beni terk etti. Beni çok sevdiğini söyleyen adam, şimdi seni sevdiğini söylüyor. Ben hamileyim, senin yüzünden çocuğum babasız kaldı.
Meral de Tolga'da hamileyim lafını duyunca donup kalmışlardı. Tolga daha üzerinden, Meral'i aldatanın diğer kardeşi olduğunu atlatamadan, bir de hamileyim demesi işi içinden çıkılmaz bir hale getirmişti. Meral ise;
- Se... sen hamilesin, hemde benim kocamdan, Allah'ın bu nasıl bir sınavdır..... demiş, ağlamaya başlamıştı.
- Karşımda boşuna ağlama, ben istemedim böyle olmasını. Feridun çok koştu peşimden, ben olmaz ablam dedikçe, dinlemedi. Bende aşık oldum ona. Hangi kadın, kendisine sürpriz yapan, sürekli peşinden koşan, her yerde karşına çıkan birinden etkilenmez ki. Bende inandım ona, senin olduğunu bile bile inandım. Ben...ben böyle olsun istemedim. Ama olmadı işte. Sevdim, hemde çok sevdim. Senden boşanacağını söyledi. Bende inandım. Bu gün oraya, konuşmaya, hamile olduğumu söylemeye gittim. Ben söylemeden sen geldin. Lanet olsun sana, senin yüzünden beni terk etti. Seni sevdiğini fark etmiş. Senden nefret ediyorum. Anlıyor musun beni? Senden nefret ediyorum.
Meral daha fazla duyduklarına ve duyacaklarına dayanamayıp, evden kaçar gibi koşar adımlarla uzaklaşmaya başlamıştı. Zaten kaçmıyor muydu? Tolga ise duydukları karşısında şok olmuş, Eylül'ün yüzüne bakarak kalmıştı. Meral'in gittiğini bile fark edememişti.
Meral ise nereye gittiğini bilmeden, koşar adımlarla sokakları arşınlıyordu. Ayaklarının ağrıdığını farkettiğinde durmuş, kafasını kaldırıp baktığında, iskelelerin önünde durduğunu farketmişti. Aklında olan tek şey kardeşinin '' ben hamileyim'' diye sözleriydi.
Birçok badire atlatmış, ama sonunda Feridun'dan boşanmayı başarmıştı. Boşandıktan sonra bile kardeşinin '' ben hamileyim '' sözlerini asla unutmamıştı. Tolga kendine gelince çok aramıştı Meral'i, ama Meral her defasında görüşmeden kaçmıştı. Sadece bir kaç defa telefonda konuşmuşlardı. Onda da Eylül'e sahip çıkmasını söylemişti. Birdaha da karşılaşmamışlardı Tolga ile.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ikinci Bahar....
RomanceMeral in hayatı idi, her şeyi.Sevmeyi,yaşamayı,mutluluğu öğrendiği hayatı. Öyle bir an geldi.Hayatı, yaşamayı, mutluluğu unuttu. Hayata yeniden başlayabilecek mi? Sevmeyi tekrar denemeye cesaret edebilecek mi? Peki ya mutluluk! Mutluluğu tekrar göre...