Bu sessizliğe daha fazla dayanamayan Meral ise çareyi Tolga'ya sormakta buldu.
- Evet Tolga sonra ne oldu.
Tolga başını kaldırıp genç kadının, gözlerinin içine baktı. Sanki bakışları ile özür diliyordu kadından. Bundan sonra olacaklar için, kendinden isteyeceği şeyler için özür diler gibiydi. konuşmaya devam etmek ölüm gibi geliyordu artık Tolga'ya, ama konuşmak ve bu konuda Meral'de yardım almak zorunda idi. Yoksa ömrü boyunca bu vicdan azabı ile yaşayamazdı.
- Sonra... sonra Eylül'ün bebeğini hiç bir doktor almadı. Yapma dememe rağmen beni dinlemedi. Ben bunu istemiyorum, sakat bir bebek istemiyorum diye söylendi. Bebek yedi bucuk aylık olmuştu bu arada, ailemin tüm görüşme taleplerini de Eylül'ün hamileliğinden dolayı geri çeviriyorduk tabi. Bir akşam eve erken dönmüştüm. Belki Eylül'ü neşelendiririm diye. Ama... ama eve gittiğimde Eylül'ü yerde kanlar içinde gördüm. Elinde bir şiş vardı. Kimse çocuğu almaya yanaşmayınca düşürmek için bu yola başvurmuş. Neyseki erken gittiğim için, hemen hastaneye yetiştirdim. Zaten ben gittiğimde bir defa yapabilmiş daha. Düşük riski olduğundan ise kanaması çok fazla olmuş. Ameliyatla çocuğu hemen aldılar. Eylül'de çok kan kaybettiğinden iki hafta hastanede akldı. Bebeği ise bir ay yoğun bakımda tutmak zorunda kaldılar. Hem zihinsel engelli, hemde gelişimi tam olmadığı için, solunum cihazına bağlı kaldı bu bir ay boyunca. Biliyormusun Meral, bu bir ay bıyunca Eylül bir kere bile görmek istemedi bebeğini, ben onu istemiyorum, annesi değilim diyerek red etti görmeyi. Bir ayın sonunda bebeği hastaneden çıkardık, ama Eylül bakmak istemeyince, benimde bakacak halim olmayınca çocuk esirgeme kurumuna verdik. Arada görmeye gidiyorum. Ama bu yaptığım hatayı değiştirmiyor. Onu vermese idim, ben baksa idim, yapabilirdim aslında. Bilmiyorum Meral. Onun herkesden çok korunmaya hakkı vardı. Ben bunun vicdan azabını hep çektim. Onu her görmeye gittiğimde, daha aklı başında oluyor. Gerçekten çok akıllı bir çocuk. En büyük problemi ise konuşamıyor olması, ama el hareketleri ile konuşmasını öğrenmiş. İki yıl önce ameliyat oldu. Beyninden ve biliyormusun bu ikinci ameliyatı imiş. Ben bunu bile takip edemeyecek kadar vicdansız biri olmuşum. Şimdi akli denge olarak daha iyi. Halen daha problemleri var, ama en büyük problemi konuşamaması, şu anda.
Derin bir nefes aldı Tolga, asıl Meral'den isteyeceği konuya gelmişti sıra.... Derin bir off çekti.
- Meral, ben bu vicdan azabı ile artık yaşamak istemiyorum, b-ben nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, kabul etmezsen anlarım, haklısın da, ama Meral, b-ben ....
- Tolga artık ne istediğini söylermisin? Lütfen
Tolga'nın kalbini kırmak istemiyordu Meral, ama, her konuyu uzattığında içindeki sıkıntı daha çok artıyordu.
- Meral senden istediğim, ben bu çocuğu yanıma almak istiiyorum, ama bu tek başıma üstlenebileceğim bir sorumluluk olmadığından, bana yardımcı olmanı istiyorum Meral. Sen olmazsan ben yapamam, ama bu sorumluluğun altına da girmek istemezsen anlarım. Sen çok şey yaşadın Meral, bunların sorumlusu ise Eylül, bunu biliyorum. O yüzden istemezsen anlarım Meral.
- Tolga yeter. Ben, ben bu durumu düşünmeliyim. Ben bilmiyorum Tolga. Bana biraz zaman ver.
- Tamam Meral, istediğin kadar düşün.
- Ben yatmak istiyorum, iyi geceler.... diyerek odasına çıktı Meral.
Odada bulunan herkes biliyordu ki, Meral'in uyuyamayacağını. Bu konuda herkesden çok düşüneceğini çok iyi biliyorlardı. Meral odasına gittiğinde Murat;
- Peki Meral kabul etmezse ne yapacaksın Tolga
- Bilmiyorum Murat, inanki bilmiyorum. Tek temennim kabul etmesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ikinci Bahar....
RomanceMeral in hayatı idi, her şeyi.Sevmeyi,yaşamayı,mutluluğu öğrendiği hayatı. Öyle bir an geldi.Hayatı, yaşamayı, mutluluğu unuttu. Hayata yeniden başlayabilecek mi? Sevmeyi tekrar denemeye cesaret edebilecek mi? Peki ya mutluluk! Mutluluğu tekrar göre...