Bölüm 16

392 26 1
                                    

Feridun ile evlendikleri zamanlarda, tekrar Urfa 'ya gezmeye gitmişlerdi. O zamanlar öğrenmişti Meral hamile olduğunu. Mutlu zamanları idi. Sürekli gezmişlerdi. Feridun Meral'e fark ettirmeden, fotoğrafını çekmişti, genç kadının. İstanbul'a döndükleri zaman, her gün fotoğrafları geliyordu genç kadının telefonuna. Her mesajın altında da ''seni özlediğim zaman, bu resimlere bakıyorum yazıyordu'':.. Bir mesaj sesi daha duyunca anılarından ayrıldı genç kadın. Bu bu olamaz, dedi kendi kendine. Bu Feridun olamaz.. Hemen bu düşünceleri uzaklaştırdı aklından. Gelen mesaja bakmak için hemen telefonunu açtı. Derin bir nefes aldı. Gelen mesaj Mehmet'ten di. Güzel bir şiir yazıp göndermişti.

'' Saçların omuzlarına aksın

Mermer üzerinden geçen su gibi,

İçinde ezgin bir his duyacaksın,

Yaz vaktinin gündüz uykusu gibi,

Saç tel tel örtüler hep tül tül düşer,

Gözünün değdiği yere gül düşer

Gönlümün şimdiki duygusu gibi

Dillerde dökülüp sayılır saçın

Sıcak nefeslerle bayılır saçın

Bir tütsüdür kalbe yayılır saçın

Kararan saçların buğusu gibi.....

Şiiri okuyunca gülümseme yayıldı, Meral'in yüzüne. İlk defa birisi ona şiir yazıyordu. Bu heyecanını, bu mutluluğunu kaybetmek istemiyordu. Daha önce yapmadığı, daha önce yaşamadığı şeylerdi bunlar...

Elinde iki fincanla geldi Mehmet. Birini Meral'e verip yanına oturdu. Gülümseyerek baktı Mehmet'e yanağına öpücük kondurup '' Teşekkür ederim'' dedi. Böyle birşeyi beklemiyordu Mehmet, gülümsedi Meral'e.

- Bende teşekkür ederim Meral..

-Neden?

- Uzun zaman sonra beni böyle mutlu ettiğin için. Bana sevmeyi ve sevilmeyi yeniden yaşattığın için. Tek korkum bunun bir gün bitmesi.

-Bitmeyecek Mehmet, biz birbirimizi zor bulduk. O kadar acı içinde, zorluk içinde mutlu olmayı başardık. Mutlu olmayı başardığımız için bu olmayacak Mehmet...

Meral bunları söylerken Mehmet'te gelen mesajları düşünüyordu. Acaba Meral'e de geldi mi? diye, panik yaptı bir an, ama gelse idi bu kadar rahat olmazdı diye düşündü. Olmayacak, ayrılmayacağız, tamam Meral'le yakınlaşma sebebim farklı idi , ama sevdim onu. Ne olursa olsun, gerçeği öğrenmeyecek... diye kendi düşüncelerine dalmıştı.

- Ne düşünüyorsun Mehmet?

-Seni sevdiğimi Meral. Hayat çok kısa, ne zaman ne olacağını bilmiyoruz. o yüzden sürekli sana seni sevdiğimi söyleyeceğim...

- Bende seni seviyorum Mehmet.

Bende seni seviyorum demişti, ama emin değildi ginede. Acaba çok mu erken olmuştu. Emin değildi  duygularından. Tamam Mehmet'e karşı farklı şeyler hissediyordu, ama yinede emin değildi. Acaba güvendim, sevdim ondan mı diye düşünüyordu...Daha fazla aklını bu sorularla karıştırmak istemiyordu. Sonuçta Mehmet'e seni seviyorum demişti.

Eşyalarını toplamışlar. Havaalanına gelmişlerdi. Artık Türkiye'ye dönüyorlardı. Özlemişti Meral Türkiye'yi. Hele İstanbul'u, burnunda tütüyordu. Mehmet uyuya kalmıştı bir zaman sonra. Meral de gelen maillere bakmak için laptobunu açmıştı. Bir hafta dır açmadığı için baya mail gelmişti. Üç tane eski çalıştığı yerden gelen maili vardı. Önce onlara baktı. Biri Fatos'tan dı.

''Tatilin bitince görüşelim'' yazıyordu. Cevap vermeden diğerine geçti. İkiside eski patronundandı. İstifa yı işleme koymadıklarını, tatil sonrası uğramasını yazıyordu. Buna da cevap vermedi, kararı kesindi. Bunu gidince kendi bizzat konuşacak, kararının kesinliğini bildirecekti. Diğer gelen maillere baktı Meral. Hepsi kendi resimleri idi. Nereye gitmişse oradan çekilmiş resimleri vardı mailde. En çokta Mehmet'le olanlar. Kim bu diye düşünerek, diğer maili açtı. Yazıyı okuyunca şok oldu. ''Bu mutluluk sana fazla geldi. Her an yanındayım sevgilim. Bensiz mutlu olmayı beceremiyorsun... Mehmet'e söyle kendine dikkat etsin, ihanetinin bedelini o da ödeyecek, aynı senin gibi...''

Bu ne demekti. Nasıl bir saçmalıktı bu böyle. Bunu sadece Feridun yapabilirdi, ama o da su anda akıl hastanesinde idi. Peki o değilse kimdi. ''Allah'ım aklımı kaçıracağım'' diye fısıldadı kendi kendine. Herşey normale dönmüş iken, kim, neden yapıyordu bunu. Bunca acı yetmemiş mi idi, bu kadar zaman. diye düşündü. Ama ne olursa olsun Mehmet'i bırakmayacaktı.

Mehmet uyanıp kendine geldiğinde, Meral'in ağladığını gördü.

-Meral canım, ne oldu? Neden ağlıyorsun?

Mehmet diyene kadar ağladığının farkında bile değildi. Son yazanlar geldi aklına. Mehmet ne ihaneti yapmıştı? Neye ihanet etmişti? Ne demek istiyordu? Ama Mehmet onu seviyordu.. Onun bir yanlışı olmuş olamazdı. Ne kadar çok cevapsız soruları vardı, bu aralar..

-Kızın mı? onu mu hatırladın Meral?

Göğsüne çekti Meral'i. Sarıldı, onu teselli ediyor, saçlarını okşuyordu. Doğruyu söyleyemezdi. Gelen mesajdan ve ihanetten bahsedemezdi. Karşılığında alacağı cevaptan deli gibi korkuyordu. Bu korku dinmediği sürece bu sorunun cevabını duymayı istemeyecekti.

-E..Evet .... dedi kekeleyerek. Normalde de yalan söyleyemezdi zaten, ama ağlaması vardı işin içinde, o yüzden anlaşılmazdı. Bir süre daha o şekilde kaldıktan sonra , rahatlamış, uykuya dalmıştı Meral. Meral'in kucağındaki laptobu amak için uzanan Mehmet, kapatmaya çalıştığı sırada alt sekme açılmış ve maili görmüştü. İnanamadı. Artık emindi. Bu mail, kendisine gelen mesajlar, tek bir kişi olabilirdi...... FERİDUN... 

Kendine kızdı, nasıl, nasıl anlamam en başından anlamam gerekirdi. İkimizinde hayatında olan tek kişi var bunu yapacak, nasıl bu aklıma gelemez.....

Laptop u olduğu gibi bıraktı Mehmet, içini bir korku kaplamıştı. Bırakamazdı Meral'i, o masumdu. Feridun'un anlattığı gibi değildi. Artık Feridun'un aklı hastası olduğunu anlamıştı. Ama bu duruma Meral'i daha fazla karıştırmadan, nasıl olayı kapatabilirdi ki? Bir maille ne hale gelmişti. Ya gerçeği öğrenirse, buna dayanamazdı. Mehmet'te dayanamazdı gerçi. İner inmez, hemen bu durumla ilgilenecekti. Ne olucaksa, nasıl olacaksa olacak, Feridun dan kurtulacaktı..

Uçak inişe geçtiğinde, yanağından öperek uyandırdı Meral'i. Uçaktan inip, önce Meral'i evine bıraktı. Kendiside çok yorgundu, ama önceliği Feridun'u bulup, bu durumu sona erdirmekti, artık. araştırmaya hemen başlamalı, Feridunun yerini bulmalı idi.

Gece boyunca uğraştı Mehmet, ama herhangi bir ip ucuna ulaşamamanın, verdiği hayal kırıklığı, ile sabaha karşı, gün doğarken uykuya daldı...

Ikinci Bahar....Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin