(Resim Feridun )
Sabahın ilk ışıkları yüzüme vurmaya başladığında uyanıp perdeyi kapamadigim için söylene söylene yataktan kalkıp, kısa bir dusun ardından tam gelememistim kendime. Kahvaltı yapmak için dışarıya çıkmaya karar vererek daha önce Feridun ile gittiğim balıklı golün oraya gitmeye karar verdim. Daha önce gelmiş olduğum urfa da en çok sevdiğim yer balıklı gol (Rahman golu) ve Ayn Zeliha gölünün yan yana olmasi idi.
Göle karşı oturarak kahvaltı tabagi söylediğim 60 yaşlarında uzun sakallari, beyazlamis saçlarını olan adının veli olduğunu öğrendiğim amca sıcak bir çay getirerek masaya bıraktı. Çay aldigim 1 yudumun ardından buraları çayını ne kadar özlemiş olduğumu farkettim.
Balıklı golü izlerken 7 yaşlarında bir çocuğun golün kenarına oturarak balıklara kızdigini gördüm. Merakıma yenik düşerek çocuğun yanına gidip saçlarını okşamaya başladım. Neden ağladığını sordum. Annesinin kendisine balıklar yüzünden kızdigini söyleyerek koşarak uzaklaştı. Bense oturduğum yerde arkasından ne olduğunu anlamadigim bir halde bakakalmistim. Gözlerimi gole çevirdigimde eski anılara gitti aklım tekrar.Üzerime çay döküldüğü gün vapurun inip hemen bir butik ten bir pantolon alıp hastaneye gitmeye karar vermiştim. O an farketmesemde bacağı sızlamaya başlamış, üzerimde ki pantolon sırılsıklam olmuştu. Is yerimi arayip vapurda bir kaza geçirdiğimi hastaneye uğrayıp öyle geleceğimi en fazla 1 saat süreceğini söyleyip kapattım telefonu, karşıma çıkan hastanenin acil bölümüne attım kendimi. Hemşire hanima durumu hemen anlatıp buz vermesini istedim. Ben ne kadar itiraz etsemde Dr görmesinde fayda olacağını söyleyip bana buz vererek Dr çağırmayı gitmişti.
Hala sinirli idi Meral çayı döken adama , ne kadar yanlışlıkla olmuş olsada bütün işleri aksami herseye geç kalmıştı. Düşündükçe daha çok sinirleniyordu. Kafasını kaldırdığı an gördüğü yüz ile hem şaşırmış hemde daha çok sinirlenmisti.
- yaktığı yetmedi birde buraya kadar takip mi ettin beni. Sapık misin sen? Diye bagirmisti. O kadar öfkeli idi ki üzerindeki beyaz onlugu farketmemisti bile. Genç adam ise ne olduğunu anlamamıs şaşkın şaşkın karşısındaki sınırlı ama bir o kadar da ilgisini çeken yüze bakıyordu. Hemşire hanim ise durumu anlayamamis sanki anlayacakmis gibi bir Meral in bir de Feridun un yüzünde gezdiriyordu bakışlarını. Bu saskinliktan ilk kurtulan Feridun olmuş, hem çok sinirlenmis hemde bir o kadar mutlu olmuştu Meral i tekrar gördüğü için. Hemen kendini toparlayip;
- Özür dilerim isteyerek olamamısti. Kendime gelmek için çay almıştım sizi farketmemistim, ayrıca sizde dikkat etse idiniz ve son olarak sizi takip etmedim, burada çalışıyorum ve musadenizle yanıga bakabilirmiyim? Diye sormuş Meral in hem sinirlenmesine hemde sasirmasina neden olmuştu. Aslında üzülmustu nedenini bilmadigi bir şekilde çocuğun sizi farketmedim demesine.
Yanıga bakınca kendini daha kötü hissetmesine engel olamamısti Feridun. Feridun tanığı incelerken Meral de yakından ve daha dikkatli inceliyordu genç adamın yüzünü. Ne kadar karizmatik bir adama ve bir kadar yakışıklı diye dusundu bir anda.Meral bu düşüncelere dalmış iken veli amcanın kızım kahvaltı hazır diye seslenişi ile geldi kendine başını kaldırıp hafifçe kaldırıp tebessüm etti yaşlı adama. Gerçi kahvaltı edecek iştahı kalmamıştı ama dün sabahtan beri birsey yememisti. Zorlayacakti aryik kendini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ikinci Bahar....
Roman d'amourMeral in hayatı idi, her şeyi.Sevmeyi,yaşamayı,mutluluğu öğrendiği hayatı. Öyle bir an geldi.Hayatı, yaşamayı, mutluluğu unuttu. Hayata yeniden başlayabilecek mi? Sevmeyi tekrar denemeye cesaret edebilecek mi? Peki ya mutluluk! Mutluluğu tekrar göre...