Bölüm 32

284 18 0
                                    

Uzun uzun inceledi Meral, Arel'in yüzünü. Ne kadar da çok özlemişti. İlk aşkı idi Arel, kolay değildi ilk aşkını unutmak. Evet demek istiyordu Meral, ama o kelime çıkmıyordu ağzından. Sanki lal olmuş, konuşamıyordu. Sadece bakabiliyordu Arelin yüzüne. Ne Tolga'nın, nede Murat'ın yanlarında olduğu geliyordu aklına. Sadece kendisi ve Arel dışında kimsenin varlığını hatırlamıyordu bile. Kelimelerin ağzından çıkmayacağını anladığı zaman, başını evet anlamında salladı Meral. Ama Arel ne demek istediğini anlayamamıştı. Onun ağzından çıkacak cümlelere odaklmaıştı kendini..

- Anlamadım Meral, istemiyor musun?... diye sordu büyük bir hayal kırıklığı ile..

- O şansı hak ettiğimizi düşünüyorum Arel. Yaşayamadığımız geçmişimizi, artık yaşamamız gerektiğini düşünüyorum...

Çok mutlu olmuştu Arel, Meral'in kararsızlığının farkında idi. Meral ağzından cümleler çıkana kadar, bir asır geçmişti sanki. Tüm dünya omuzlarına çökmüş gibi hissetmişti, ama tamam demişti işte, bu sözleri duyduğunda ise, ondan mutlusu, ondan hafifi yoktu dünyada. Sarıldı Meral'e sıkı sıkı sarıldı.

- Seni çok seviyorum Meral, Ne yaşanmışlıklar, ne yaşanmamışlıklar, ne de mesafeler engel değildi sevgime. Bundan sonra yanımdasın ya, ellerini tutuyorum ya, gözlerine bakıyorum ya işte bundan sonra, bizden mutlusu olamaz dünyada...

Gözlerine bakarak söylemişti Arel bu sözleri. Tekrar sarıldı Meral'e. Bunda sonra hiç birşeyin eskisi gibi olmayacağını biiyordu. Herşeyin daha güzel ve huzurlu olacağına emindi.

Arel'le Meral'i gören Tolga da onların mutluluğuğu ile mutlu olmuştu. Herşeyi bu konuşma ile mahfedeceğini biliyordu, ama Meral'in de gerçekleri öğrenmesi gerekiyordu. Herşeyi ayrıntıları ile öğrenmeli ve ona göre hayatına bir yön vermeli idi. Arel'le mutlu olacağını biliyordu, umarım bu sefer gerçekten mutlu olur diye düşündü. kendini tamamen Meral'e çevirerek, yüzüne bakmaya başladı genç kadının,

- Meral, sana söylemem gereken önemli bir şey var. Ve beni sonuna kadar dinlemeni istiyorum.

Meraklanmıştı Meral. Tolga'nın Gerçekten ciddi bir konuşma yaptığını, özellikle de kendine karşı pek fazla görmemişti. Eğer yapıyorsa, bu kesinlikle herkesin hayatını etkileyecek bir konuşma olur du. Hep böyle olmuştu çünkü. Tolga'nın gözlerine baktığında, pişmanlık ve acı görüyordu. Veya hissediyordu, içinde bir endişe baş gösterdiğinde sessizliğe son vermek adına;

- Evet Tolga, önemli bir şey söyleyeceğinin farkındayım ve suskunluğun beni daha çok endişelendiriyor. Artık söylesen...

- Bak Meral öncelikle bu akşam evime gittim, bunu sana anlatmak zor geliyor, ama anlatmazsam içim rahat etmeyecek.

Arel'le, Murat anlamışlardı Tolga'nın akşam yaşadıklarını anlatacağını. Meral'in bundan etkilenmemesini hepsi yürekten istiyordu. En çok da Arel korkuyordu, bu konunun hayatlarını etkilemesini istemiyordu. Hiç biri bilmiyordu ki şu anda Meral'in, koruyup kolladığı kardeşine karşı şu anda nefret beslediğini. Tolga daha fazla uzatmamak adına, bir an önce konuşup bitirmek istiyordu olayı.

- Akşam eve gittim, işte, evde... evde Eylül'le Feridun evde idi. İkiside içmiş, sızmışlardı ben gittiğimde, bende polise haber verdim, yani artık Feridun hapiste. Yarında gidip ifade vereceğim.

- Yani artık, Feridun'dan kurtuldum mu? Karşıma çıkmayacak değil mi? Yani, artık yok... İnanamıyoru, doğru söylüyorsun değil mi Tolga.

Hepsi şaşırmıştı Meral'in verdiği tepkiye. Aslında Meral abartılı bir tepki vermemişti, ama bu sevinmesini de beklememişlerdi. Hepsinden çok şaşıran kişi Tolga olmuştu tabiki de.

Ikinci Bahar....Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin