Bade alarmından önce uyanmıştı. Kahvaltısını yapmış, üzerine en sevdiği takımını giyerek makyajını tamamlamış halde aynadan kendisini süzdü. Gördüğü manzaradan memnun kalmış bir şekilde aynadan öpücük atıp evden çıkmıştı. Güne güzel başlamıştı umarım güzel bitirirdi günü.
Yağız annesinin seslenmesiyle güne başlamıştı. Kahvaltı masasına oturup sessizce bir şeyler yemeye başladı. Babasının sesiyle kafasını tabağından kaldırdı.
Kenan Bey(babası): Hayırdır Yağız Bey maşallah pek mutlusunuz bu sabah?
Nurten Hanım(annesi): Oğlum bir sıkıntın mı var senin?
Yağız anne babasının bu hallerine gülümseyerek çayından bir yudum alıp arkasına yaslandı
Yağız: Demek ki ilgi görmek için böyle oturmam gerekiyor bu masada heeh ihtiyarlar? Merak etmeyin sevgili ebeveynlerim gayet iyiyim bir sorun yok işler yolunda aklınız kalmasın. Hadi kaçtım ben diyerek annesinin yanağından makas aldı. Hızlıca evden çıkıp arabasına bindi.
Bade şirkete gelmiş hemen odasına geçmişti. Masasına oturup bugün ki işlerini kontrol etmeye başladı.bugün Haliç Mimarlık ile bir toplantısı vardı. Şirkette düzenleme yapılması gereken birkaç iş vardı ve bu görüşmeyi Badenin yapmasını istemişti Bedri Bey. Gerekli dosyaları finans uzmanından alarak bir göz atmıştı. Öğleden sonra görüşmeye gidecekti. Akşama iş çıkışı Selinle yemek yiyeceklerdi. Ahh Selin birtanecik arkadaşıydı. Onunlayken çok fazla eğleniyordu.
Yağız odasında oturmuş çizim yaparken Ümit odasına girmişti. Birden lafa girdi Ümit,
Ümit: Kardeşim annem yine kargoyla bir şeyler göndermiş bana onları almaya gitmem gerekiyor. Öğleden sonra toplantım vardı katılamayacağım sen halleder misin rica etsem dedi en masum en tatlı haliyle. Yağız arkadaşının bu haline ufak bir kahkaha attı.
Yağız: Tamam lan tamam ağlama hallederim ben ama Esma Sultanın gönderdiği sarmalardan payıma düşeni alırım haberin olsun dedi en keyifli haliyle. Kaşlarını çatarak kafasını sallayarak odadan hızlı adımlarıyla ayrıldı Ümit. Yağızda yarım kalan çizimine geri döndü.
Bade zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Kafasını kaldırdığı zaman saate bak ve yemeğe gitmek için odasından çıktı. Yemekten sonra direk Haliç Mimarlığa gidecekti. Odasından çıktığında Bedri Beyin odasına giderek kapıyı çalarak odaya girdi.
Bade: Bedri Bey ben çıkıyorum Haliç Mimarlığa gideceğim haber vermek istedim. Bedri Bey kızın yüzüne bakmadan kafasını sallayarak görüşmeden sonra gelmesine gerek olmadığını söyleyerek kızın odadan çıkmasını bekledi. Odadan çıkan Bade şok olmuştu ama çokta üzerinde durmadan karnını doyurmak için ayrıldı şirketten. Yemek yedikten sonra taksiye binerek görüşmeye gitmeye başladı. Şirketin önünde duran taksiden inerek yavaş adımlarla şirkete doğru ilerledi. İçeri adımını atıp kapıdaki görevliye Ümit Beyle görüşmesi olduğunu söyledi. Kadın 8.kata çıkması gerektiğini söyledi. Asansöre binen Bade 8.kata ulaşarak asansörden indi. Masasında oturan sekretere ilerleyerek neden geldiğini açıkladı. Ümit Beyle değil Yağız Beyle görüşeceğini söyleyen kadına gülümseyerek gösterdiği kapıya ilerledi. İçeri girdiğinde şok olmuş vaziyette karşısındaki adama bakıyordu. Yağızında Badeden farkı yoktu. Tokalaşarak masaya geçtiler. Yağız hala şaşkındı içinde bulunduğu durumdan dolayı. Sekreterini arayıp iki sade kahve isteyip kahvelerin gelmesini bekledi. Bu anlarda da Bade konuya girmişti fakat Yağız gözlerini onun gözlerinden ayırmadan kızı izliyordu. Kahveler geldiğinde kısa bir sessizlik oldu aralarında.
Bade: Dediğim gibi Yağız Bey bizim istediklerimiz bunlar dosyayı ben size bırakayım bütçeyle ilgili her türlü bilgi var zaten içerisinde siz inceleyip bize dönüş sağlayın olur mu? Artık kalksam iyi olacak diyerek oturduğu koltuktan kalktı. Tekrardan tokalaştılar ve Bade uzun uzun Yağızın gözlerine bakarak çıktı odadan. Arkasında kafası karışmış bir adam bıraktığının farkında değildi.
Odadan çıkan kızın ardından bir süre ayakta dikilen Yağız sonunda ayaklarına komut verip koltuğuna bıraktı kendisini. Kafasını arkaya doğru atarak gözlerini kapadı. Gözünün önüne gelen mavi gözlerle yeniden açtı gözlerini. Kafasını sağa sola sallayarak çizimdeki eksikleri tamamlayarak odasından çıkıp eve gitmeye karar verdi. Gidip uyusa çok iyi olacaktı.
Bade şirketten çıktıktan sonra taksiye bindi. Kendisini iyi hissetmiyordu. Bu adam kafasını karıştırıyordu. Eğer işi kabul ederse bir süre beraber çalışacaklardı. Aklına yemek planı gelince telefonunu çıkarıp Selini aradı. Karşıdan ses gelince hemen gülümseyerek en tatlı haliyle seslendi arkadaşına.
Bade: Kuzucum, balım, minik kuşum diye lafa başlamışken Selinin cırlamasıyla sustu.
Selin: Tamam anladım yorgunsun eve gidip dinlen yarın da izin veriyorum en kısa zamanda basarım evini benimde işlerim uzadı zaten bebeğim dedi. Rahat nefes veren Bade teşekkür ederek telefonunu kapadı. Evine geldiğinde yemek yemeden hemen duşa girdi. Ardından hemen yatağına giderek her şeyden kaçmak için uyudu.
Yağızda odasında yatmış tavanı izliyordu. Keşke bu tavanın dili olsaydı... Badenin bıraktığı dosyayı incelemişti aklına yatmıştı ama tabi ki tek başına karar veremezdi Ümitle de konuşması gerekiyordu. Daha fazla düşünmemek adına sımsıkı yumdu gözlerini. Tek istediği şey deliksiz uyumaktı. Ah bir de Bade ve gözleri gitseydi gözlerinin önünden her şey daha güzel olacaktı. Kocaman gülümseyerek uykuya dalmıştı.
Arkadaşlar evet ilk 2 bölümün sonuna gelmiş bulunmaktayız. Düşünceleriniz neler? Beğendiniz mi? Yorumlarınızı belirtirseniz çok sevinirim. Okuduğunuz için, zaman ayırdığınız için yorum belirttiğiniz için teşekkür ederim. Lütfen fikrinizi belirtin olur mu? Kendinize çok iyi bakın. Hoşçakalın! :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAMAM MIYIZ?
ChickLitİlk göz göze geldiklerinde anlamıştı Yağız bir şeylerin değişeceğini. Bu kız onun ya geleceğindeki ışık olacaktı ya da geleceğindeki kara leke olacaktı. Buna ikisi karar verecekti. Ya el ele devam edeceklerdi yada uzayıp giden ayrılığa boyun eğip yo...