Haftasonu... En sevdiği gün gelmişti Bade'nin. Uzunca yatak keyfi yaptıktan sonra yatağından usulca kalkmıştı. Yavaş hareketlerle kendisine kahvaltı hazırlamıştı ve kahvaltısını ederken anne ve babasıyla görüntülü konuşmuştu. Onları özlediğini fark edince belki bir boşluk yaratıp onlara sürpriz yapabileceğini düşündü. Bugün markete gidip eksiklilerini almalıydı ve ardından birkaç sürücü kursunu arayıp güven kazanmak amacıyla hoca eşliğinde araba kullanması gerektiğini konuşup kendisine kurs ayarlamalıydı. Metroyla gidip gelmek evet zor değildi ancak araba kullanmayı öğrenmeliydi neticede şirket arabasını alıp kullanma hakkı vardı. Alışveriş listesini hazırlayıp odasına gidip giyindi. Evinden çıkıp markete doğru yürümeye başlamıştı.
Yağız da güne geç bir saatte başlamış ailece kahvaltı etmişlerdi. Annesi her zaman olduğu gibi artık evlensen de senin de çocuklarını sevsek diye başlayan uzunca bir nutuk atmıştı. Yaşananları az çok biliyorlar ama hala kadınlara bu derece önyargı ile yaklaşıyor olmasına anlam veremediklerini her seferinde dile getiriyorlardı. Bu yüzden açıklama yapmadı Yağız kısmet sultanım diye geçiştirdi annesini ama aklına mavi gözler gelmişti. Derin bir nefes verdikten sonra kahvaltısına devam etti. Bugün şirkete gitmeyi düşünmüyordu belki Ümit'e uğrayabilirdi o bunları düşünürken çalan telefonuyla beraber masadan kalkıp telefonunu almak için odasına geçti. Arayan Ümitti.
Yağız: Kardeşim günaydın bende seni arayacaktım sana geleyim diyorum sonra işin var mı?
Ümit: Yok kardeşim gel evdeyim dışarıda birkaç işim var iki saat sonra gel bekliyorum seni diyerek sözleşip kapadılar telefonu.
Yağız telefonu kapatınca duşa girdi ardından hazırlandı anne babasının yanına geçerek kahvaltı sonrası bol köpüklü kahvelerini yudumlamaya başladılar. Akşama abisi ve eşi yemeğe gelecekti kesin bir dille akşam yemeğinde evde olmasını söylemişti annesi Yağıza tabi ki gözlerini devirip kafasını sallamıştı hızlıca.
Deniz ve eşi İrem bebek arabasındaki kızları ile beraber market reyonları arasında dolaşıyorlardı. Deniz ileride gördüğü tanıdık yüzle beraber eşini de yanına alıp tanıdık yüze doğru ilerlemeye başladı.
Deniz: Bade merhaba nasılsın diyerek genç kıza yaklaştı.
Bade sesin geldiği yöne doğru dönerek şaşkınlıkla baktı karşısındaki çekirdek aileye.
Bade: Merhaba Deniz Bey nasılsınız diyerek samimi bir şekilde gülümsedi.
Deniz: Lütfen beyi bırak artık abi de bana diyerek yalandan kızdı genç kıza. Ardından eşi ve kızıyla tanıştırdı Badeyi. İrem bu Badenin geçen gün Yağızın anlattığı Bade olduğunu anlayınca daha bir sıcak davranmıştı genç kıza. Ayak üstü muhabbet edip ayrılmışlardı birbirlerinden.
Evine yorgun bir şekilde ulaşan Bade ellerindeki poşetleri mutfağa götürerek yerleştirdi. Kolları sıvayarak kendisine akşam yemeği hazırlamaya başladı.
Yağız arkadaşına gelmiş usul usul önündeki kahveyi içerken aklındaki düşünceleri nasıl anlatsam diye düşünürken Ümit hadi anlat abicim neler oluyor ne var o kafanın içinde diyerek konuya girdi.
Yağız: Oh be hiç sormayacaksın sandım bir an abi ya diyerek derin nefes verdi. Arkasına yaslanarak anlatmaya başladı. Abi geçen dosya almak için gittiğim kız vardı ya kızdan etkilendim sanırım ben o mavi gözleri içine çekti beni yavaşça gülümseyerek anlatmaya devam etti Yağız. Mavi mavi gözleri vardı hele bir kokusu anlatamam sana o kokuyu tarif bile edemem. Senin olmadığın gün toplantı yaptığım kadında Badeydi biliyor musun? Tam iki kez karşı karşıya geldik yani anlayacağın. Ama ikisinde de aynı şeyler oldu sanki ah o gözleri yok mu o gözleri deyip nefesini verdi dışarıya doğru. Şuan neden bunları düşünüyorum bilmiyorum çok saçma ama gözümün önünden gitmiyor o bakışlar. Bu tarz şeyler düşünmemem gerekiyor sanırım sonuçta ben tek başına bir kere en büyük darbeyi yemiş biriyim hem de en sertinden ama şuan oturmuş bir kızın gözlerinin aklımdan çıkmadığını anlatıyorum. Haa hem de kızın hiçbir şeyden haberi bile yok resmen kendi kendime gelin güvey oluyorum. Neyim ben abi salak mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAMAM MIYIZ?
ChickLitİlk göz göze geldiklerinde anlamıştı Yağız bir şeylerin değişeceğini. Bu kız onun ya geleceğindeki ışık olacaktı ya da geleceğindeki kara leke olacaktı. Buna ikisi karar verecekti. Ya el ele devam edeceklerdi yada uzayıp giden ayrılığa boyun eğip yo...