İlk göz göze geldiklerinde anlamıştı Yağız bir şeylerin değişeceğini. Bu kız onun ya geleceğindeki ışık olacaktı ya da geleceğindeki kara leke olacaktı. Buna ikisi karar verecekti. Ya el ele devam edeceklerdi yada uzayıp giden ayrılığa boyun eğip yo...
Korkuyorum, belki yarın geç olur? Geleceksen, bir gün önce gelsene...
Abdurrahim Karakoç
Bade evinde duştan çıkmış üzerinde bornozuyla beraber yatağının üzerine oturmuştu. Elindeki havluyla saçlarını kuruluyorken gözü birden parmağındaki yüzüğe takıldı. Kocaman gülümseyerek yüzüğünü izlemeye başladı. Ardından saate baktı ve işe geç kalmamak için hızlıca giyindi ve bir şeyler yiyerek evden çıktı.
Şirkete gelmiş, dosyalara göz atarken odasındaki telefon çaldı. 'Efendim?' karşıdan gelen sesle şaşırdı. 'Bade Hanım odama gelin lütfen!' Bedri Beyin sert sesiyle kendisiyle geldi ancak cevap veremeden telefon kapanmıştı. Oturduğu koltuktan kalkarak odasından çıktı ve Bedri Beyin odasına gitti.
'Bedri Bey bir sorun mu var?' diyerek odanın içine doğru adımladı. Bedri Bey odada bir sağa bir sola doğru yürüyordu. Birden durup Bade'nin yanına geldi.
'Neden? Kafayı yemek üzereyim! Senelerdir senin peşindeyim o adamda olup bende olmayan şey ne Bade! Paraysa bende de var, yakışıklıyım! Daha ne! Onda olup bende olmayan şey ne?' diyerek bağıran Bedri Bey ile neye uğradığını şaşırmıştı. 'Bedri Bey sakin olur musunuz? Ayrıca ağzınızdan çıkanları kulağınız duysun! Ben sizinle özel hayatım hakkında konuşmak zorunda değilim! Şimdi izninizle işimin başına dönmek zorundayım!' diyerek kapıya doğru ilerledi. Ancak Bedri Bey kolundan tutup kendisine doğru çekti. 'Neden beni sevmedin Bade neden! Neden bir kez bile gülmedin bana? Neden o adama sarıldığın gibi bir kere bile bana sarılmadın?' Bade korkmaya başlamıştı, kolunu kurtarmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. 'Bedri Bey bırakın lütfen! Kendinize gelir misiniz?' diyerek adama doğru bakmamaya çalıştı. Ancak Bedri Bey onu duymuyordu. Kızı kendisine doğru iyice çekti ve dudaklarına doğru eğildi. Bade gözlerini kocaman açtı ve çırpınmaya başladı. Bedri Bey kafasını kızın boynuna doğru yaklaştırıp koklamaya başladı. Bade gözlerinden akan yaşlarla beraber tüm kuvvetiyle adamı ittirdi. 'Sakın! Benden uzak durun sakın!' diye bağırarak koşarak odadan çıktı.
Hemen odasına gitti ve çantasını eline alarak koşmaya başladı. Koridorda ona bakanlar, arkasından seslenenler gram umurunda değildi. Tek istediği bir an evvel buradan çıkmaktı. Gözündeki yaşları silerek yoldan bir taksi çevirdi, araba kullanacak durumda hissetmiyordu. Taksiye binip evin adresini verdi arkasına yaslandı. Taksicinin bakışları ve soruları umurunda değildi, tek yaptığı şey ağlamaktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yağız ve Ümit ise şirketten çıkmış Badenin çalıştığı şirkete gidiyorlardı. Aylar önce yaptıkları iş ile ilgili olarak birkaç dosya kalmıştı onları imzalamaları gerekiyordu. Şirkete girdiklerinde herkesin suratında şaşkın bakışlar vardı ve fısıltı şeklinde konuşmalar vardı. Ümit arkadaşına döndü. 'Hadi gel önce Badeye bakalım sonra da şu dosyaları hallederiz ha bide kıl kuyruk Bedrinin yanına gitmemiz gerekiyor.' Yağız kafasını salladı. 'En güzeli sevgilimi görecek olmam!' dedi arkadaşına gülerek.