Farz et ki bir rüzgardım, esip geçtim hayatından.
Orhan Veli Kanık
Bade sabah uyandıktan sonra bir süre yatağında tavanı izledi. Telefonunu eline aldı Yağızı arasam mı diye düşündü. Ama bunu yapamadı. Bir süre yatak keyfi yaptıktan sonra mutfaktan gelen enfes kokuları takip ederek yatağından kalktı. Babası sabah erkenden yola çıkmış, pazartesi günü geri gelecekti. Annesinin yanına giderek arkasından sarılarak kocaman sulu sulu öptü. Annesi bir an irkilerek arkasını döndü. 'Deli kız seni ödümü patlattın!' Bade kahkaha atarak ağzına zeytin attı. 'Günaydın annem.' Fatma Hanım Bade'nin eline vurdu. 'Yürü hemen elini yüzünü yıka gel. Bak hala duruyor! Koş!' Bade arkasına dönerek banyoya gitti. Banyodaki işlerini halledip mutfağa geri geldi. Masaya oturarak çayından bir yudum alıp annesine döndü. 'Annem kahvaltıdan sonra çıkalım olur mu?' Fatma Hanım ağzına attığı peyniri çiğnerken kafasını salladı. Ana kız dedikodu eşliğinde kahvaltılarını tamamladılar. Fatma Hanım kızı bulaşıkları makineye dizerken üzerini giymek için odasına gitti. Bade bulaşıkları dizerken annesi elinde çalan telefonla yanına geldi. Bade arkasına dönüp çalan telefonun kendi telefonu olduğunu gördü. Annesi 'Yağız kim?' dedi. Bade gözlerini açarak baktı annesine. 'Anne ver bakayım iş yaptığımız mimar kendisi. Hadi sen git giyin ben bakayım telefona.' dedi. Fatma Hanım kafasını sallayarak odasına doğru gitti. Bade telefonunu eline aldığı gibi sandalyeye oturarak telefonu açtı.
'Efendim.' dedi. Yağız kocaman gülümsedi. Mavi gözlüsünün sonunda sesini duymuştu. 'Bade, günaydın. Eğer vaktin varsa bugün görüşebilir miyiz?' dedi Yağız. Bade duyduğu cümlenin gerçekliğini düşündü. 'Nasıl yani? Haftalardır aramadın sormadın ne diye şuan arayıp görüşelim diyorsun? Yağız benimle dalga mı geçiyorsun?' Bade sinirle konuştu. Yağız derin bir nefes verdi. 'Ama arama dedin Bade, karşıma çıkma dedin, uzak dur benden dedin.' Bade duydukları karşısında kahkaha attı. Sinirleri bozulmuştu. 'Ay sen gerçekten kafayı yemişsin! Ne diyorsun sen ya? Madem sırf bu yüzden aramadın şuan neden arıyorsun beni? Yağız cidden şu telefonu kapat! Kafayı yemek üzereyim!' Yağız gözlerini yumdu. 'Bak haklısın Bade. Ama lütfen sadece bir kahve içelim olur mu? Beni bir kez dinle olur mu? Bir kez şans ver bana Bade yalvarırım! Beni bir dinle sonra istediğin kadar düşün olur mu? Yapma Bade lütfen! Lütfen tek istediğim bir kahve içmek.' dedi Yağız bir umutla. Bade derince nefes alarak yeniden konuştu. 'Yağız ben şuan izinliyim. Bir hafta sonra İstanbul'a geleceğim. Bursa'dayım şuan.' Yağız sonuna kadar kızın konuşmasını bitirmesini bekledi. 'Bak istersen Bursa'ya gelebilirim. Gel de hemen geleyim. Ama daha fazla böyle devam etmesin. Konuşalım Bade hemen gelirim ben. Lütfen!' Yağız Bade'nin sessizliğini dinledi. 'Olmaz Yağız bak ben şuan seninle görüşmek istemiyorum. Geldiğim zaman görüşürüz olur mu?' Yağız kafasını hayır anlamında salladı. 'Bade lütfen bak olmaz bekleyemem aklımı kaçırmak üzereyim!' Bade sinirden güldü. 'Kaçır aklını Yağız kaçır! Umurumda değil! Kapatıyorum şimdi! Kendine iyi bak Yağız!' Bade karşıdan cevap gelmesini beklemeden hırsla kapadı telefonunu. Ayağa kalkarak kendi kendine konuşmaya başladı. 'Oldu be! Canım istedi aradım canım istedi aramadım! Oyuncak değilim ben Yağız Bey! Neymiş akılını kaçıracakmış kaçır be aklın mı var senin sanki!' Birden arkadan gelen sesle olduğu yerde sıçradı. Annesi arkasında duruyordu. 'Kızım kimle konuşuyorsun? İyi misin Bade?' Bade parmağıyla damağını kaldırdı. 'Ay anne ödüm patladı! Öyle konuşuyorum. Neyse işim bitti gidip giyineyim sen hazırlanmışsın bile.' Arkasına bakmadan koşarak odasına gitti. Kapıyı kapatıp elini kalbine koydu. Ah Yağız alacağın olsun senin!
Bade ve annesi arabaya binmiş, alışveriş merkezine doğru yola çıkmışlardı. Annesi mutfakta olan olayları sormamıştı. Bu yüzden Bade rahattı. Alışveriş merkezi otoparkına girip boş yer aramaya başladı, bulduğu yere park edip arabadan indiler. Ana kız kol kola alışveriş merkezinden içeri girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAMAM MIYIZ?
ChickLitİlk göz göze geldiklerinde anlamıştı Yağız bir şeylerin değişeceğini. Bu kız onun ya geleceğindeki ışık olacaktı ya da geleceğindeki kara leke olacaktı. Buna ikisi karar verecekti. Ya el ele devam edeceklerdi yada uzayıp giden ayrılığa boyun eğip yo...