Bade yoğun geçirdiği haftanın sonuna gelmişti ancak çok yorulmuştu. Bugün büyük gündü. İşten çıkmış evine gidiyordu. Hemen hazırlanıp Yağız'ın onu alamaya gelmesini bekleyecekti. Yol üzerinde bir pastanenin önünde durup tatlı aldı ve arabasına binerek yola devam etmeye başladı.
Eve gelir gelmez hemen üzerini değiştirdi ve sevgilisinin onu aramasını bekledi. Aynadan kendisine bakarak son dokunuşlarını yapıyordu. O an da çalan kapıyla kendisine geldi ve kapıyı açmak için ilerledi. Kapıyı açtığında sevgilisi karşısında duruyordu. 'Hemen geliyorum canım kabanımı tut sen.' Mutfağa ilerleyip aldığı tatlı kutusunu eline alarak kapıya geldi. Ayakkabılarını giyerek kabanını üzerine geçirdi, kapıyı kilitleyip evden çıktılar.
Eve az bir mesafe kalmıştı. 'Ayy Yağız ben çok heyecanlıyım şuan!' Yağız sevgilisinin bu haline güldü. 'Sakin ol güzelim alt tarafı yemek!' Bade sinirle sevgilisine doğru döndü 'Alt tarafı yemekmiş! Seni de göreceğiz Yağız Bey!' bunun üzerine Yağız kahkahası serbest bıraktı. Sonunda siteye gelmişler arabayı park edip eve doğru ilerliyorlardı.
'Abimler gelmişler.' Diyerek abisinin arabasını gösterdi. El ele kapıya gelen ikili zile basıp kapının açılmasını beklediler. Bade usulca ellerine ayırdı ve o an kapı açılmıştı. Ayaküstü muhabbetten sonra salona geçip koltuklara oturdular.
'Badecim anne baban nasıllar, ne iş yapıyorlar?' Bade gülümseyerek Kenan Bey'e döndü. 'Babam avukat, annem de emekli hemşire Kenan amca. İyiler çok şükür Bursa'da yaşıyorlar.'
Nurten Hanım mutfaktan gelerek herkese seslendi. 'Hadi bakalım buyurun bakalım güzelce yemeğimizi yiyelim!' Herkes masaya geçmişti ve keyifli bir yemek sohbeti başlamıştı.
'Badecim bak annemin sarması çok lezzetlidir, kesinlikle tadına bakmalısın.' Bade bakışlarını İrem'e çevirdi. 'Evet az önce tadına baktım gerçekten çok lezzetli. Ellerinize sağlık Nurten teyze!' Nurten Hanım kendinden emin bir şekilde gülümsedi. 'Afiyet olsun güzel kızım!' 'Eeee Bade görüşmeyeli nasılsın? Salih amca nasıl?' bu sefer bakışlarını Denize çevirdi. 'Çok yoğun çalışıyorum son zamanlarda Deniz abi o yüzden yorgunum biraz. Babam gayet iyi bildiğin gibi oradan oraya koşuyor davaların peşinde. Hala emekli olup kenara çekilmek gibi derdi yok. Ona göre azaltmaya başlamış artık fazla dava almıyormuş tabi annem bunun öyle olmadığını savunuyor ama olsun!' diyerek gülümsedi. Deniz duydukları karşısında gülmeye başladı. 'Salih amcanın kendini yormadan çalıştığına hayatta inanmam! Gerçekten çok iyi bir avukat ondan çok şey öğrendim.' 'Evet öyle. Her zaman planlı, programlı ve çalışkan bir adam olmuştur babam.' Diyerek gülümsedi.
Nurten Hanım, İrem ve Bade masayı toplayıp bulaşıkları makineye dizmişlerdi. Çayları döküp salona geçmişlerdi. Bade bir yandan çayını içiyor bir yandan da tatlısını yiyordu. 'Eee çocuklar evlilik ne zaman? Ne zaman aileler bir araya gelerek tanışalım?' Bade bir an duyduğu soruyla beraber ağzındaki tatlıyı yutamadı ve öksürmeye başladı. Yağız yavaşça kızın sırtına vurmaya başladı. 'Baba ne yapıyorsun Allah aşkına! Öyle pat diye sorulur mu? İyi misin güzelim?' Kenan Bey ben ne yaptım dercesine bakışlarını karısına çevirdi. Bade ise eline tutuşturulan suyu yudumlamaya başladı. 'Kusura bakmayın ben birden şey oldum da! Yani biz henüz Yağızla konuşmadık Kenan amca! Bilemiyorum ki.' Diyerek bakışlarını odadakilerin üzerinde gezdirdi. 'Bir an önce konuşun kızım siz uzatmaya gelmez böyle hayırlı işleri!' bu defa konuşan Nurten Hanımdı. 'Sevgili ailem ne meraklısınız beni evden kovmaya maşallah! Bana olan sevginiz gözlerimi yaşartıyor!' Yağızın söylediklerinin üstüne herkes gülmüştü.
Gecenin devamında uykudan uyanan Adayı sevmişler, bol bol koklayarak, oyunlar oynamışlardı.
Bade lavabonun yerini sorarak ayağa kalkmıştı. İrem onu üst kata lavaboya getirmiş geri aşağı inmişti. İşini halleden Bade kapısı açık olan odanın Yağızın odası olduğunu anladı ve içeriye girdi. Odayı incelerken yatağın kenarında yerde duran bir fotoğraf dikkatini çekmişti. İlerleyip eline aldığında Yağız ve bir kızın fotoğrafı olduğunu gördü. Meltem miydi? Gözleri dolmuştu. Bir süre öylece durup fotoğrafa baktı ve yatağın üzerine bırakarak odadan çıkıp aşağı indi. Morali bozulmuştu Badenin burada oturmak yerine yatağına yatıp ağlamak istiyordu.
Kalktığı koltuğa oturdu ve önündeki suyu içti. Bir şey olmamış gibi davranıyordu. Kolundaki saate baktı ve odadaki herkese bakarak konuşmaya başladı. 'Ben artık kalksam iyi olacak. Saat epey geç olmuş.' Herkes ayaklandı ve kucaklaşıp vedalaştılar.
Arabaya binip kemerini takan Bade kafasını cama dayayarak yolu izlemeye başladı. 'Güzelim iyi misin, başın mı ağrıyor? Neden durgunsun?' Bade bakışlarını yoldan ayırmadan konuştu. 'O fotoğraftaki Meltem demi? Neden hala odanda onunla fotoğrafın var? Neden ben senin evine ailenle tanışmak için geldiğim akşam onun fotoğrafına bakma ihtiyacı duydun? O fotoğraf neden hala duruyor?' Yağız kızın ne dediğini anladığında derin nefes verdi. 'Bade saçmalama! Ben onun fotoğrafına falan bakmadım. Ona dair olan her şeyi attım ben o fotoğraf kalmış farkında bile değilim. Bu sabah buldum dolabın arkasında yırtıp atmaya vaktim bile olmadı işe yetişmeye çalışıyordum.' 'Aptal mıyım ben Yağız? Ne demek atmaya vaktim olmadı ya! Yanına alıp çöp kutusuna atmak çok mu zordu?' diyerek eliyle önüne gelen saçını arkaya attı. 'Bade bana bağırma!' 'Sende beni aptal yerine koyma!' diyerek daha çok bağırdı. 'Bade önce sesini ayarla! Sana açıklıyorum her şeyi. Bilinçli yaptığım bir şey yok ortada. Fazla tepki veriyorsun. Kalan tek bir fotoğraf ve benim için anlamı olmayan bir fotoğraf parçası sadece o atmayı unuttuğum bir fotoğraf sadece! Anlıyor musun beni?' Bade hiçbir şey demeden yolu izlemeye devam etti. Kırılmıştı. Onu anlamak hak vermek istemiyordu. Yağız yanında susan kızın sessizliğini dinledi. Sonunda yol bitmiş Badenin evinin önüne gelmişlerdi.
'Bade bu şekilde mi gideceksin? Ya gerçekten mi? Bak sana anlatıyorum benim için anlamı yoktu diyorum neden inanmıyorsun bana! Bade eğer benim içimde o ilişki bitmemiş olsaydı şuan seninle ne işim olurdu söyler misin? Sen yara bandı değilsin Bade!' Bade sevgilisinin dediklerine sadece kafa salladı. 'Yağız tamamen bitti değil mi Meltem konusu?' Yağız hafifçe gülümsedi ve kızın kemerini çıkarıp kendisine çekip sıkıca sarıldı. 'Güzelim bitti tabi ki! Benim kalbim senin için atıyor! Hem ben seninle şunu anladım benim Meltemle yaşadıklarım sadece basit hislermiş. Benim kalbim ilk kez böylesine delice çarpıyor, ilk kez birini düşününce yüzüm gülüyor, ilk kez birinin yanına gelirken karnıma kramplar giriyor. Bunlar benim için ilk kez oluyor. Güzelim ben sana çok fena aşık oldum!' diyerek sevgilisinin saçlarına öpücük kondu. Bade kafasını kaldırdı ve sevgilisinin gözlerine baktı. 'Beni sakın bırakma! Seni çok seviyorum!' Yağız kızın alnını öptü. 'Ah Bade! Aklımı, kalbimi zorluyorsun!' diyerek dudaklarını buluşturdu. Nefes nefese birbirinden ayrılan ikili alınlarını birbirine yaslayarak bir süre öyle kaldılar.
'İlk kavgamızı ettik Bade!' diyerek kahkaha attı. 'Evet bunu seneye kutlamalıyız sonuçta ilk kavgamız.' Diyerek Yağıza baktı. Yağız şaşkınca açılan ağzını kapadı. 'Şaka yaptığını söyle bana!' Bade sevgilisinin bu haline kahkaha atarak yanağına kocaman öpücük kondurdu. 'Şaka tabi ki şaka! Senin o surat ifadeni yerim!' Yağızda güldü. 'Sen eğer biraz daha bu arabada durursan ben seni yemek zorunda kalacağım hanımefendi! Bu kadar tatlı olunmaz ki canım!' Bade gülerek sevgilisinin dudağına ufak bir öpücük kondurdu. 'Tamam tamam gidiyorum! Dikkatli kullan sevgilim! Gidince haber ver ve seni çok seviyorum!' 'Tamam bitanem! Seni seviyorum!'
Evine giren Bade üzerini değiştirmiş yatağına yatmıştı. Sevgilisinden gelen mesajla beraber huzurla gözlerini kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAMAM MIYIZ?
ChickLitİlk göz göze geldiklerinde anlamıştı Yağız bir şeylerin değişeceğini. Bu kız onun ya geleceğindeki ışık olacaktı ya da geleceğindeki kara leke olacaktı. Buna ikisi karar verecekti. Ya el ele devam edeceklerdi yada uzayıp giden ayrılığa boyun eğip yo...