7.BÖLÜM

96 49 44
                                    

Şehrime gel sevgili. Yarın çık gel. Bırak her şeyi, bir bekleyenim var de gel. Gel ki, bu şehir adımlarında anlamlansın. Gel ki, bu şehir nefretim olmaktan çıksın. Gel ki, nefes alayım. Gel.

Nazım Hikmet

Bade'nin aile evinden İstanbul'a dönmesine az bir süre kalmıştı. Babası Kütahya'dan geldiği zaman hep beraber gidip piknik yapmışlardı. Bu akşam ise babasının söz verdiği gibi her zaman gittikleri İskenderciye gidip yemek yemişlerdi. Eve geldiklerinde duşa girip çıkan Bade yine yatağının üzerinde oturmuş Yağız'ı düşünüyordu. O günden sonra bir daha konuşmamışlardı. Aramak istemişti ama aramamıştı. O bunları düşünürken telefonu çalmıştı. Komodinin üzerinden çalan telefonu alıp arayanın kim olduğuna baktı. Gördüğü isimle gözlerini kocaman açtı. Yağız arıyordu. Beklemeden telefonunu açtı. 

'Efendim Yağız?' Yağız telefon açılınca şaşırmıştı ve bunu belli etmeyerek cevap verdi Bade'ye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Efendim Yağız?' Yağız telefon açılınca şaşırmıştı ve bunu belli etmeyerek cevap verdi Bade'ye. 'Aşağıdayım hemen aşağı gel!' Bade duyduğu karşısında yatağından fırlayıp camın önüne gitti. Arabasına yaslanmış yukarı bakan Yağıza gözlerini dikti. 'Ya sen delirdin mi? Ne işin var burada senin? Yağız! Sana inanamıyorum! Neden geldin ya neden? Deli misin sen!' hızlı hızlı nefesler alıp vermeye başladı. Yağız ise kıza rahatlıkla cevap verdi. 'Geliyor musun ben mi geleyim? Daha fazla dayanamıyorum! Ya in ya da ben geliyorum oraya!' duyduğu cevapla gözlerini kocaman açtı. 'Saçmalama şuan bir yere gelemem delirdin mi sen?' Yağız aldığı cevapla arabasını kilitleyip apartmana doğru adımlamaya başladı. Eli ayağı birbirine dolanan Bade hızlıca konuşmaya başladı. 'Ya tamam tamam Allah kahretmesin seni! Bekle bin arabana geliyorum! Kafanı kırmaya geliyorum bekle sen Yağız bekle!' Allahtan saçlarımı kuruttum diye düşündü. Ardından bu düşüncesine sinir oldu tek derdi bu muydu yani şuan? Üzerine montunu alıp anne ve babasının yanına gitmek için salona ilerledi. Üzerindeki montu gören Salih Bey 'Hayırdır kızım akşam akşam nereye böyle?' sahiden nereye gidiyordu? 'Ha şey babacım bizim Ebru vardı ya komşunun kızı mesaj atmış gel de kahve içelim diye ona gidiyorum ne zamandır görüşmedik ya malum. Ben anahtarımı alayım siz rahat rahat uyuyun düşünmeyin beni, aklınız kalmasın.' diyerek anne ve babasını kocaman öptü.

Ardından kapıya ilerleyip spor ayakkabılarını ayağına giydi. Hızlıca asansöre binip aşağı indi. Kapıdan çıkınca hemen Yağız'ın arabasına bindi. Yağız heyecan içinde arabaya binen kıza bakışlarını çevirdi. 'Seni çok özledim Bade!' Bade duyduğu itirafla neye uğradığını şaşırdı. 'Ay vallahi çıldırmak üzereyim Yağız! Bunu söylemek için mi akşam akşam kapıma dayandın?' Yağız ise rahatça kıza bakarak 'Eşofmanların ne kadar güzelmiş'dedi. 'Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Yağız ne yapmak istiyorsun sen, ya ne işin var burada senin? Vallahi kafayı yemek üzereyim şuan!' Yağız ise emniyet kemerini takarak 'Haritadan baktım da aşağıda sahil varmış oraya gidelim konuşalım her şeyi tamam mı? Kemerini takar mısın lütfen!' Bade sinirle soluyarak dediğini yaptı ve kemerini taktı.

TAMAM MIYIZ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin