İlk göz göze geldiklerinde anlamıştı Yağız bir şeylerin değişeceğini. Bu kız onun ya geleceğindeki ışık olacaktı ya da geleceğindeki kara leke olacaktı. Buna ikisi karar verecekti. Ya el ele devam edeceklerdi yada uzayıp giden ayrılığa boyun eğip yo...
Hayat her zaman böyle güzel miydi yoksa aşık olunca mı insan güzel görüyordu? Bade ve Yağız'ın ilişkisi tam gaz devam ediyordu. Her şey yolunda gidiyordu. Bugün kahvaltıya gideceklerdi. Bade, Yağız, Ümit ve Selin. Muhteşem dörtlü. Ümit ve Selin iyi anlaşırsa her şey daha güzel olacaktı. Hatta Bade ikisinin arasını bile yapmayı düşünmüştü. İçindeki Esra Erol uyanmıştı tabi tek şart anlaşmış olmalarıydı.
Bade gerinerek yatağından kalktı. Gidip Selini de uyandırdı. Selin gece arkadaşında kalmıştı. İki kız hazırlanmaya başlayıp Yağızın onları almaya gelmesini beklediler. Yağız Badeyi arayınca iki kız kabanlarını üzerine giyip aşağı indiler. Yağız arabasına yaslanmış kızları bekliyordu. Bade gülümseyerek sevgilisinin yanına gidip yanağına öpücük kondurdu. Ardından Yağız Selinle selamlaştı ve arabaya bindiler. Ümit gidecekleri mekana gelecekti, orada buluşacaklardı.
Kahvaltı edecekleri mekana gelmişlerdi. Yağız ve Bade el ele kapıdan girerken selin tam arkalarındaydı. Ümit masaya oturmuş gelecek grubu bekliyordu. İçeriye girdiklerini görünce elini kaldırıp bulunduğu yeri belli etti. Yağız arkadaşını görünce kızlarla beraber masaya ilerledi. Ayaküstü tanışma sonrasında masaya oturup sipariş verdiler.
'Eeee Bade bizimkinin ağzı kulaklarında senin sayende! Allah razı olsun senden sonunda gayet sakin, mutlu, terör estirmeyen bir adam oldu.' Bade gülerek sevgilisinin yanağına kocaman öpücük kondurdu. Yağızda kızın elini dudaklarına götürüp hafifçe öptü ve birbirlerine gülümseyerek baktılar. Selin ve Ümit hayran hayran bu çifti izliyorlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ümit bakışlarını bir an Selin'e çevirdi. Güzel kızmış dedi içinden ve ardından saçmalama diyerek kafasındaki düşünceleri dağıtmaya çalıştı. Kahvaltısına geri dönerek karnını doyurdu. Keyifli geçen dakikaların sonuna gelmişlerdi. Ayaklanıp dışarı çıktılar ve arabaların yanına ilerlemeye başladılar.
'Selin istersen seni ben bırakabilirim. Bu çifte kumruları izlemek istemezsin daha fazla diye düşünüyorum.' Diyerek Seline çevirdi bakışlarını. Yağız arkadaşının omzuna vurdu. 'Oğlum seni var ya! Nazar etmeyin arkadaşlar çalışın sizinde olur!' herkes kahkaha atmıştı. 'Eee olur o zaman beni sen bırak madem!' Bade bile şaşırmıştı bu duruma. 'Hay hay buyurun arabaya lütfen! Çifte kumrular görüşürüz kendinize iyi bakın! Yengecim kendine çok iyi bak tabi bu huysuza da iyi bak!' Bade kahkaha atarak Ümit'in sarılışına karşılık verdi. 'Deme öyle gayet minnoş sevgilim var!' Yağız sinirle soludu. 'Ne minnoşu kızım ya!' gülerek vedalaştılar ve herkes arabaya binerek uzaklaştılar.
'Sevgilim bence Selin ve Ümit olur he ne dersin?' Yağız yola odakladığı bakışlarını sevgilisine çevirdi. 'Bade ciddi misin? Esra Erol musun kızım sen?' Bade sinirle vurdu koluna. 'Bana bak! Fena mı olur? Ne güzel mükemmel bir dörtlü oluruz!' 'Güzelim biz kendi ilişkimize bakalım boşver! Ha aralarında bir çekim olursa ayrı ama çekimi biz oluşturmak için uğraş vermeyeceğiz güzelim! Tamam mı?' Bade sevgilisinin söylediklerini düşündü ve hak verdi. 'Tamam tamam doğru söylüyorsun!'
Selin ve Ümit ise sessizce yolda ilerliyorlardı. Birbirlerine arada kaçamak bakışlar atıyorlardı. Bade keşke bu adamın yakışıklı olduğunu söyleseydi diye düşündü içinden Selin. Ardında bu düşüncesine güldü. 'Eeee bizimkiler gayet güzel bir çift olmuşlar gibi sen ne düşünüyorsun?' Selin daldığı yoldan kendisine gelerek yanındaki adama baktı. 'Ha evet ya bence de. Uzun zamandır Badeyi bu kadar mutlu görmemiştim. Umarım mutlulukları bozulmaz.' Ümitte kafasını sallayarak onayladı. Selin ineceği yeri tarif etmişti ve yaklaşmışlardı. Ayrılık vaktiydi yani içine bir hüzün çökmüştü. Araba durunca Ümit'e döndü ve kemerini çıkardı. 'Teşekkür ederim bıraktığın için. Görüşürüz kendine çok iyi bak! Umarım yeniden bir araya geliriz.' Ümit heyecan içinde kıza baktı. 'Sende kendine iyi bak! Keyifli bir gündü. Tanıştığıma memnun oldum. Görüşelim bence de!' Birbirlerine gülümseyerek ayrıldılar. Ümit kızın arkasından bir süre baktı ve yola devam etti.
Bade ve Yağız ise arabada oturmuş denizin dalgalarının kıyıya vuruşunu izliyorlardı. Bade kafasını sevgilisinin omzuna yaslamış Yağızda kıza sarılmış bir yandan da saçlarıyla oynuyordu. 'Güzelim, ben sana bir şey söylemek istiyorum. Annemlere ilişkimizi söylemiş bulundum ya ben annem tutturdu tanışmak istiyorum bir akşam yemeğe getir diye. Ne düşünüyorsun bu konuda güzelim, ister misin?' Bade aniden sevgilisinin omzundan kalktı ve gözlerini karşısındaki adama dikti. 'Ne! Ay ben çok heyecanlanırım Yağız!' Yağız kahkaha atarak sevgiline baktı ve kızı kendisine çekti. 'Sakin ol güzelim! Alt tarafı akşam yemeği ve sen ne zaman istersen o zaman olacak bir yemek. Gerilme rica ediyorum. Ne zaman istersin peki?' Bade düşünmeye başladı. Yarın pazartesiydi işe gidecekti. Bu hafta yoğun olduğu bir haftaydı. 'Cuma günü olsa olur mu? Bu hafta yoğunum ben hafta içi zor olabilir aşkım.' Yağız kafasını salladı. 'Senin aşkım diyen dillerini yerim!' diyerek kızın dudaklarına ufacık öpücük kondurdu.
Yağız sevgilisini eve bırakmış oradan evine geçmişti. Anne ve babasını koltuklarda otururken görünce yanlarına gidip oturdu. 'Nurten Sultan Cuma günü gelinin yemeğe geliyor.' Kenan Bey ve Nurten Hanım gülerek baktılar. 'Oh çok şükür! Ne sever ne pişireyim?' Yağız gülümseyerek öptü annesinin yanağını. 'Yemek ayırmaz Bade merak etme sen istediğini pişir annem.' Kenan Bey ana oğula güldü. 'Eee Nurtencim hadi birer köpüklü kahve yap da içelim şöyle karşılıklı!' Nurten Hanım mutfağa geçerek kahve yapıp geri gelmişti. Ailece sohbet ederek kahvelerini içmişlerdi.
Selin eve geldiğinden beri Ümit'i düşünüyordu. Numarasını almıştı ama arayamazdı. Görüşüp onu daha yakından tanımak istiyordu. Haline güldü. Galiba Selim artık aşık olup ayakları yerden kesilsin istiyordu. Deli miydi acaba? Rahat mı batmıştı?
Ümitin de Selinden aşağı kalır yoktu. Ne yani kelebeklerin uçuşma zamanı gelmiş miydi? Ah mutlu olmak istiyordu. Sadece mutlu olmak.
Bade ise eve gelmiş ve annesini aramıştı. Cuma günü yemeğe gideceğinden bahsetmişti. Annesinden bir sürü nasihat dinlemişti. Ve tabi ki en yakın zamanda Yağızla tanışmak istediğini de dile getirmişti. Kafasını sallayarak onaylayıp telefonu kapamıştı. Ne zor işlerdi bunlar böyle! Daha tanışma aşaması bile böyleyse aileler tanışıp evlilik yoluna girdiklerinde neler olacaktı acaba? Düşüncesine gülmeye başladı. Evlilik düşünmeye başladığının farkında değildi. Ta ki beş dakika öncesine kadar. Evet evlenmek istiyordu hem de Yağızla!