MULTİ; THYKE***
Sabah uyandığımda yanımda hâlâ uyuyan Arda'yı öyle bırakarak kalkmış, kahvaltı hazırlamaya karar vermiştim.
Bu arada Arda'nın dolabından o fark etmeden bir sürü tişört çalmıştım. Hakkını helal ederse cennetliğim yani.
Ama tabii ki de kahvaltı hazırlayamamıştım. Benim gibi tüm gün ders çalışıp gerisini pinekleyen kız yemek yapabilirmiş gibi...
Sonunda batırdığım mutfağı boş verip puding yapmaya karar verdim. Sonuçta tozu koy, sütü koy karıştır ve hooop bitti.
Çilekli pudingimi başarılı bir şekilde bitirip dolaba koydum ve soğumasını beklerken aşağı katta bulduğum kıyafetlerimi toplayıp giyindim diyemeyeceğim çünkü Arda'nın tişörtü çok rahattı.
Sadece şortumu giyip beklemeye başladım ama Arda anlaşılan uyanmayacaktı.
Şu uykucunun üzerine atlayıp korkutarak uyandırmak vardı ama ağrıyan belirli yerlerim yüzünden bedenime hareket etmeme izni verdim.
Donan pudingi dolaptan alıp üst kata çıktım. Şapşik hâlâ uyuyordu.
Acaba bilinen yerine şapşik diye mi kaydetseydim onu?
Aşık aşık gülüp yanına gittim ve kaşığımı pudinge daldırdım. Kaseyi elimden bırakıp serbest kalan elimle Arda'nın burnunu sıktım. Nefes alamayınca ağzını açmak zorunda kalınca kaşığı da ağzına tıktım.
Bilinçsizce pudingi yediğinde anında gözlerini açmıştı. Korkup geriye sıçradığımda ufak çığlığım onu da korkutmuştu. "Bunu sen mi yaptın?"
Başımı salladığımda gülümsedi ve dudaklarını yaladı. "Çok güzel olmuş."
Şaşırmıştım açıkcası. Bu sabah ayrı nazik miydi yoksa bana mı öyle gelmişti?
Yatakta doğrulup elimde tuttuğum kaşığı ve komidinin üzerine koyduğum kaseyi alıp bir kaşık daha aldı. O bile güzel dediğinde göre tadını merak etmiştim açıkcası.
Tadının kötü olduğunu düşündüğüm için ona yedirmiştim aslında...
Şaşkın yüzümü bir gülümseme alırken elindeki kaşıkla puding kasesini alıp ayağa kalktım. "Bahsettiğin kadar güzelse bende tadına bakayım."
Bir kaşık alıp ağzıma teptiğimde, çilek tadının nasıl ağzımda dağıldığını hisse-
Tabii ki de öyle bir şey olmadı. Çilekli puding işte nesini ağzımda dağılacak ki?
Ama yine de güzel olmuştu.
Pudingimi alıp kapıya yürüdüm. "Bol bol yaptım ama önce yüzünü yıkayıp iyice ayılman lazım. Ha bir de ben hepsini yemeden yetişmen."
Sinsi sinsi gülüp arkamdan kapıyı kapattım ve hoplaya zıplaya aşağı indim. Bu gün ayrı bir mutluydum ama neden?
Olamaz!
Bu gün okul vardı!
Panikle biten pudingi masaya koydum ve bu sefer heyecanla zıplamaya başladım. "Annem beni öldürür kötü notlarla eve gelirsem!"
Masanın etrafında zıplarken bir yandan da gözlerimi belertmiş transa girmiş gibi mırıldanıyordum.
Birden beni havadayken tutan kollarla resmen havada tekrar sıçradım. "Tişörtüm yakışmış."
Yüzünü boyun girintime getirince onu alnından itmemle dengesini kaybetti ve ikimiz de yere yapıştık. Bu hep başıma geldiği için umursamayıp üzerinden kalktım ve panikle etraftan zaten topladığım eşyalarımı aramaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir fotoğraf karesi
HumorBen onu sarıyordum, o da beni. Bizi saran şey ise odamdaki küçük çerçeveydi. Bu, Bilinmeyen ve Kış çiçeğinin hikayesiydi... *** Kardelen: "Sen kimsin?" Sorum gayet açık ve netti ve karşımdaki kişiden de öyle bir cevap bekliyordum. Bilinmeyen numara:...