1. Bölüm

906 60 139
                                    


"This is the end...
Hold you Breath and count to ten

Fell the earth move and then
Hear my heart burst again

For this is the end...
I've drowned and dreamt this moment
So overdue I owe them

Swept the way I'm stolen
LET THE SKY-"

Bir anda kulaklığım çıktı ve biri yanağımdan makas aldı.

"Ne dinliyorsun yine, bücürük."

Gözlerimi devirdim ve sol kulağımdaki kulaklığı da çıkarıp cebime sıkıştırdım.

"Ne oldu yine?" diye sordum ellerimi montumun cebine sıkıştırırken. "Yine kavga mı çıkardın? ya da dur dur, sen kesin okuldan kaçtın ve anneme beni yalvartacaksın çünkü ben biricik abimi çok seviyorum(!) öyle değil mi?!"

Yüzüme bön bön bakıp başını salladı. Yine gözlerimi devridim ve yürümeye başladım. "Unut o işi sen. Artık belki annem sana doğru dürüst bir ceza verir de adam gibi okula gitmeyi öğrenirsin."

"Kardelen, bak ödevlerini yaparım, söz." Diye yalvardı. Kaşlarımı sahte bir sinirle çatıp hışımla yanımda yürüyen kardeşime döndüm.

"Ulan gerizekalı!" diye patladım elimi cebimden çıkararak. "Benim seninkileri yaptığıma sayarsın. Hem istemez senin ödevini falan zaten daha kendininkini yapamıyorsun."

"Gerizekalı falan ayıp oluyor yalnız. Bak sana abi de dedirtmem. Hadi bak lütfen."

Abi dediğine bakmayın. Benden sadece 2 dakika önce doğan ikiz kardeşim...

"Sana abi diyen kim ki zaten?" Derin bir befes alıp sesli bir şekilde geri verdim. Hava kurumuş yaz toprağına kokuyordu. "...ama tamam." dedim yine her zamanki gibi. "Şimdi kapa çeneni. İki dakika kafa dinleyelim dedim, onu da bok ettin."

Ayrıca şarkı tam da güzel yerindeyken!

"Aslan be, kaplansın sen." diyip zar zor şekil verdiğim siyah saçlarımı dağıttı. Sabah uyandığımda birbirine girmesi yetmiyormuş gibi, bir de bu ahmak kardeşimin her okul çıkışı saçımı bir şekilde dağıtılıyla uğraşmalıydım!

"Bu arada canım benim, bir daha saçlarımı dağıtırsan uyurken saçlarını kazırım!"

Benim suçum yok der gibi ellerini kaldırıp sırıttığında ben de istemsiz bu yüzüne kıkırdadım. Korkmuşa benziyordu. Serseri...

Kolunu omzuma atınca bende kolumu belime sardım ve beraber otobüs durağına doğru yürüdük.

🌸

Uzun uğraşlar sonucu otobüsten inmiş, ve eve varmıştık. Otobüs çok dolu olduğu için ilk önce yer bulamayıp, bulduktan sonra da önüne kucağına çıkmak üzere ulan bir sürü insanın daha doluşması.

Kabus gibi bir yolculuktu.

Annem sanırım evde yoktu. Muhtemelen ya babamın mezarına gitmişti, ya da alışveriş yapmak için çıkmıştı.

"Kardelen, anne işi sende, anlaştık mı?" diye sordu ayakkabılarını çıkarırken. Ben de kendi ayakkabılarımı çıkarıp ayakkabılığa yerleştirdim ve çantamı kenara attım. Anne işi bendeymiş, vidividividi!

Bir fotoğraf karesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin