28. Bölüm /1. Kısım/

117 20 6
                                    


Sabahın köründe son hız okula bisiklet sürmüş. Son anda yetişmiştim. Türker'in de benden önce çıkası ve beni uyandırmayası tutmuştu.

Arda beni aradığı için haberim oluyordu!

Sınıfın kapısını hızla açıp derin bir nefes aldığımda tahtaya konuyu yazan matematik öğretmeni durup bana gözlüğünün altından bakmıştı.

Sonrasında gülümseyip oturmamı bekledi. En sevdiği öğrencisi olduğum için laf etmediğini biliyordum ama tabii ki de bu her öğretmende böyle değildi.

Yerime oturduğumda üzerimde Arda'nın bakışlarını hissediyordum fakat zerre bakmaya tenezzül etmiyordum. Yanında yine o kız oturup ona bir şeyler anlatıyordu. Allah aşkına kimdi bu kız?

Arda yine onu zerre takmasa da benim sinirim bozulmuştu ve onu görmemiş gibi yapmıştım.

"Evet, anladığınızı düşünüyorum. Anlamayan varsa söylesin lütfen."

Sınıfta kimsenin gıkı çıkmayınca öğretmen gülümseyip masasına oturdu ve bize bir sayfa sayısı verip yapmamız gerekenleri söyledi.

Omuzumda hissettim batma hissiyle arkamı dönüp kalemiyle beni dürten Ceylan'a baktım. "Ne oldu?"

"Konuyu anladın mı?"

"Öğretmen az önce sorusu olan varsa söylesin dedi." Diye söylendim. Kime sorsam niye sormadığının nedenini de bilmiyorlardı...

"Ya ben soramam şimdi sen anlatsan hemen?"

Ve böylece bir okul günü daha bitmiş olduğunda ellerimi ceplerime sokup ensemi kapüşonumla örttüm. Sonbahar geldiği için havalar soğumaya başlamıştı.

Bu arada Ece okul değiştirmiş, ve değiştirmeden önce de bana bir güzel açıklama yapmıştı. Beni yıllarca kıskandığını ve hiçbir zaman Türker'i sevmediğini söylemişti. Hayır lezbiyen değildi ama tüm ilgi güya bende olduğu için bana sinirlenmişti.

Emre manyağı da bunu öğrendikten sonra kızın peşine takılmıştı. Sevgili olduklarını söylemişti ama bunu kendi kafasında mı kurdu yoksa gerçek mi bilmiyorum. En azından Emre iyi bir çocuktu ve onu kırmazdı.

Kırsa da pek umursadığımı söyleyemem. Gıcık!

Arda'nın erkek kardeşi de gittiği özel okulda yangın çıkardığı için atılmıştı ve yakında bizim okula gelecekti. Açıkcası hiç mutlu değildim bu durumdan.

Arya da Türker ile tanışmıştı. Tanıştıkları birkaç gün içinde de bu salak kız benim ikizime aşık olmuştu sanırım. Yani, bakışları öyleydi.

Aralarını yapmayacaktım. Neden yapayım ki? Daha öneli işlerim var.

Yüzüme üfleyen hafif rüzgarla kulaklıklarımdan çıkan şarkıyı dinledim.

Let the sky fall...

Bir anda omuzumda yerini bulan büyük elle çevrildim. Ağzımdan bir şaşkınlık fısıltısı döküldü. "Sen niye tüm gün kaçtın benden bakayım?"

Sırtım duvara yaslanmıştı ve benim sırtım gibi onun da kolu yanımdan uzanıp duvara dayanmıştı. "Ne yapıyorsun ya sokak ortasında?"

"Sivilce gibisin Kardelen, ben sıkmadan hayatta patlamazsın."

Karşılaştırmasına kıkırdayıp duvara yasladığı elinin altından elimi geçirip parmaklarımızı kenetledim. "Olmadı bir şey, bak."

Kaşlarını çatıp bana inanmadığını belirtircesine baktı ve elini daha çok bastırarak benim elimi ezdi. "Sahte gülümseyince gamzelerin çıkmıyor kış çiçeği."

Bir fotoğraf karesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin