17. Bölüm

205 23 83
                                    


WEHHUUU

KEMERLERİNİZİ BAĞLAYIN GENJLER OLAY BİR BÖLÜMLE GELDİM.

BU BÖLÜMÜ SENA ŞENER-SEVMEMELİYİZ ŞARKISIYLA YAZIYORUM. ETKİSİNDEYİM BANA TOHANMAYIN.

HER NEYSE İŞTE, İYİ OKUMALAR:')

***

Ece:
"Çok yorulmuş olmalı, üç günün yorgunluğu tabii."

Elimle ağzımı kapattım ve donuk gözlerle bir mesaja, bir görsele bakmaya başladım.

Görselde gördüğüm şey uyuyan bir Arda'ydı ve...

Selfie çeken bir Ece.

Arda'nın belinin altında örtü vardı ve sırtı kameraya dönüktü ama üstü çıplaktı.

Yüzünü tam göremememe rağmen yan profilinden o olduğunu anlayabiliyordum. Ece'nin üzerindeyse beyaz dantelli bir sütyen vardı ve göğsünden aşağısı görünmüyordu.

Yutkundum ve göz yaşlarımı tutmaya çalıştım.

Ece bu kadar acımasız olamazdı. Hele ki Arda, bunu asla yapacağına inanmıyordum.

Tekrar yutkundum ve sol tarafımda yatan, aşık olduğum kişiye baktım. Saçları dağılmış, kollarını belime sarmıştı.

Uyurken bile huzurla gülümsüyordu.

Derin derin nefesler almaya başladım ve kollarını belimden uyanıp uyanmayacağını umursamadan çektim.

Hızla ayağa kalktığım an sık aldığım nefesler hıçkırıklara dönmüştü ama yaşlarımı bırakamıyordum. Boğazımda oluşan yumruyu yutmaya çalıştıkça ağrıyan boğazıma lanetler ettim ve hızla merdinelere yöneldim.

Uyanmamasını umuyordum ki arkamdan gelen sesini duydum. "Kış çiçeğim?"

Nefesim sıkıştı. Gözlerim doldu ve dünya dönmeyi bıraktı.

Adımlarını hissettim ve omuzuma dokunan parmaklarını. Beni zorlanmadan kendine döndürüp yüzümü süzdü. "Bir şey mi oldu? Gözlerin dolmuş. Neden kalktın?"

Ardı ardına soru sorunca gözlerimi sıkıca yumdum ve o an ilk yaşım yanaklarımdan aktı.

"Arda..." yutkundum. "Sen ne yaptın üç gün boyunca?"

Kaşlarını çattı. "Bunu sana söyleyemem."

Hıçkırdığımda dehşete düştü ve yüzümü ellerinin arasına aldı. "Kardelen yapma böyle. Söyle hadi ne oldu güzelim."

Sıcacık elleri yuvam gibiydi ama artık benim değillermiş gibi hissettiriyordu. "Nerde olduğunu sordum sana Arda."

Gözlerimi geri açtım ve kızarık gözlerimi onunkilerine diktim. Bana bu sorumu anlamdıramıyormuş gibi bakıyordu.

"Söyleyemem..."

Kaşlarım kalktı ve sinirle güldüm. Elimde sıkmaktan neredeyse parçalanacak olan telefonun ekranını yüzüne tuttum. "Ah, ben söyleyeyim sevgilim."

Dehşetle bir ekrana bir de bana baktı. Sonra tekrar ekrana bakıp gözlerini dolaştırdı. "Bu ne?"

Tekrar güldüm. "Şey, az önce bana bunu eski en yakın arkadaşım attı. Arkadaşlığımız bittiğine göre artık saklaması gerekmediği bir sırrını bana söylemek istedi sanırım."

Dehşet içinde söylediklerimi dinliyordu. Dudağımı büzdüm ve bir şey hesaplar gibi yaptım. "Hmm, üç erkek aynı anda demek ki. Büyük başarı değil aslında üçünün de gavat olduğunu düşünürsek yetinirsiniz."

Bir fotoğraf karesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin