Kocaman bir esnemeyle kendimi koltuğa attım. Arya da kendini yanıma attığında anında ona pis pis baktım. Ulan bu kız niye durmadan peşimdeydi?Bir süre bana parlayan bir gülümsemeyle baktı, ben onun tam da aksine kaşlarımı çatmış düşmanca bakıyordum.
Kendimi koltukta biraz geriye çektim.
O da bana doğru kaydı.
Ben geriye çekildim.
O üzerime geldi.
Sonunda, "Ooof!" diye patladım. "Kızım niye dibime giriyorsun? Lezbiyen falansan haberin olsun ben değilim!"
Hışımla ayağa kalkıp tam karşımıza oturmuş bize kıkırdayan Arda'nın yanına geçip kolunu aldım ve başımı göğsüne yasladım. Kolunu tekrar kendime dolayınca Arda beni koluyla kendine bastırmış, sarılmıştı.
Türker omuzlarındaki kalın battaniyesiyle zorla Arya'nın yanına geçtiğinde herkese garip garip bakıyordu. Sanki gülüyordu ama gülemiyordu, ama güldüğü için sinirliydi.
Anlamamıştım açıkcası.
Arya Türker'in onun yanına oturduğunu görünce neşeyle bu sefer adeta Türker'in yanına zıplayarak oturmuştu.
Elini kaldırıp işaret parmağıyla Türker'in burnunun ucunu kaldırdığında birden gözüme o kadar komik göründü ki kocaman bir kahkaha attım.
Arya yeni bir keşif bulmuş gibi başını yana yatırıp Türker'in burnuna baktı. "Domuza benzedin."
Türker kaşlarını çatıp Arya'nın eline hafif bir tokat attı. Arya elini çekerken Türker hala ona kötü kötü bakıyordu.
Gözümden yaşlar gelinceye kadar güldükten sonra onları Arda'nın tişörtüne sildim. Arda birden kollarını üzerimden çekip geriye kaçıştı. "Sümüğünü üzerime silmesene be!"
"Sümük değil o salak! Göz yaşı!"
Tamda o anda annem elimdeki tepsiyle odaya girdi. Herkes birden tepsiye dikkat kesildiğinde annem gülmüştü.
"S-sanırım bugün son günüm! Kıyamet kopacak." diyip gülümsedi Türker, garip bir şekilde ellerini hareket ettirip kavgaya girer gibi parmaklarını çatırdatmıştı. Bakışını tepsiden alıp bana çevirdiğinde öyle bir bakıştık ki, bir anda garip bir rüzgar esti sandım.
Bende boynumu kıtlatıp gözlerimi kıstım ve saymaya başladım. "Üç!"
"İki!"
"Bir!"
"Sıfır!"
Aynı anda ikimiz de sütlaçlara çöktüğümüzde Arya ve Arda ikimize de gergince bakmış ve geri çekilmişlerdir.
Çekilseler iyi olurdu.
Türker de bende en büyük kaseyi aynı anda kapınca yine birbirimize baktık. "O benim!"
"Rüyanda bile göremezsin!"
Kaseyi kendime çektiğimde o da aynısını yaptı. "Bıraksana be!"
"Asıl sen bırak! Ayı gibisin resmen! Bebekken de beni hep beşikten atardın zaten!"
"Oh olsun sana! Hain! Şimdi sütlaçımı almak isteyeceğini bilsem pencereden bile atardım!
"Nerden senin sütlaçın oluyor?! Benim sütlaçım!"
"Hıaaaaaaa!" Diye bağırıp var gücümle kaseyi çektiğimde ağır çekimde kasenin nasıl bana doğru çekildiğini, ve Türker'in elinden kaydığını izlemiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir fotoğraf karesi
HumorBen onu sarıyordum, o da beni. Bizi saran şey ise odamdaki küçük çerçeveydi. Bu, Bilinmeyen ve Kış çiçeğinin hikayesiydi... *** Kardelen: "Sen kimsin?" Sorum gayet açık ve netti ve karşımdaki kişiden de öyle bir cevap bekliyordum. Bilinmeyen numara:...