20. Bölüm

194 32 72
                                    


ÖNCELİKLE BU BÖLÜMÜ DEPREMDE ZARAR GÖREN TÜM KARDSEŞLERŞME İTHAF EDİYORUM. GEÇMİŞ OLSUN #izmir

BÖYLE ÜZEN OLAYLARI PEK KONUŞMAYI SEVMEDİĞİM ÜÇİN İKİNCİ KONUYA GEÇECEĞİM.

KARŞINIZDA İÇİME SİNMEYEN BİR BÖLÜM VE BEN İSJDKDPSJDĞDK

HAFTALARDIR HER YAZIŞIMDA İÇİMDE BİR HUZURSUZLUK VARDI. SANIRIM KİTABIN İLERSİNİ DÜŞÜNÜP BU BÖLÜMLERİ SIKICI BULDUĞUM İÇİN.

BU SIKINTIYI SİZE DE YAŞATMAMAK İÇİN HIZLA ASIL OLAYA GELMEYE ÇALIŞACAĞIM.

UZUN ZAMAN BÖLÜM YAZMAYINCA KURGUYU UNUTTUM LA DÜDJĞDKDĞ

NEYSE HADİ İYİ OKUMALAR SİZE;)

***

Şaşkındım. Şaşkındım çünkü yaptığı şey çok mantıksızdı. Bana bir köprü kurduğunu sanarken neden böyle garip davranıyordu ki?

Dün olduğu gibi hareketlerinde tereddüt veya incelik yoktu. Gülüşü dudaklarını zorluyor, her an somurtacakmış gibi duruyordu ve bu canımı yakmıştı.

İyice bozulan moralimle sabah koyduğum yerde duran elmalara baktım. Bir parçası eksilmiş elma Arda'ya aitti.

İki elma bile beni üzebiliyordu. Ağlayacakmış gibi hissediyordum ama göz yaşlarım akmıyordu, akıyorsa da ben hissetmiyordum. Ne zaman her şeye ağlar olmuştum?

Ayaklarımı zorlayarak koltuğa oturdum. Arda üst kata çıkmış, televizyonu kapatmıştı.

Tüm gün böyle geçti. Birbirimizi hiç görmedik çünkü ne ben yukarı çıktım, ne de o aşağı indi.

Günün sonunda kurumuş olması gereken eşyalarımı alıp giymek için yukarı çıktım. Tahmin ettiğim gibi çoraplarıma kadar her eşyam yatağının üzerine bırakılmıştı, anladığım kadarıyla o misafir odasındaydı.

Gömleğimi bile ütülemişti!

Kaşlarım bir kalkıp bir çatılırken vereceğim tepkiye karar veremedim. Neden bu kadar dengesiz olmak zorundaydı?

Homurdana homurdana eşyaları alıp düzgünce kenera yerleştirdim ve yatağa bağdaş kurarak oturdum.

Ee, yapacak işim yoktu?

Oflayıp arkama yaslandığım sırada bir şey fark ettim. Telefonum yoktu!

İrkilerek doğruldum ve çantama bakındım ama çantam da yoktu. Ya hurdalıktaki arabada kaldıysa?!

Hızla ayağa kalkıp hiç düşünmeden kapıyı açtım ve karşı tarafta duran Arda'nın odası olduğunu tahmin ettiğim odaya daldım, misafir odası yani. Tam da yatağın yanında durup kapıya bakan kanepede oturmuş elindeki kahveyi içiyordu.

Arda'yı ilk defa sigara dışında bir şey içerken görüyordum sanırım.

İçeri dalmamla beraber bakışlara hızla bana çevrilince tökezledim ve yere kapaklandım.
Hiç bir anda çok bunalıp çığlık atasınız geldi mi? Şu an tam o hissi yaşıyordum sanırım.

Gözlerimi yumup düştüğüm soğuk zemine çarptığım dizlerimi umursamadan kalkmaya çalıştım ama olmayınca boş verip ellerimi deniz yıldızı gibi açtım.

Şu an yere sarılıyordum sanırım.

Birinin ayaklanma sesi geldi ve adımları iki saniyede yanımda bitti. Göz ucuyla gördüğüm siyah çoraplardan tırmanıp Arda'nın yüzüne çıkardım bakışlarımı. Bana kaşlarını çatmış bakıyordu ama dudakları her an gülecekmiş gibi birbirine bastırılmıştı.

Bir fotoğraf karesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin